17

2K 97 39
                                    

Beynimin içinde gezinip duran düşüncelerden önümdeki test kitabına odaklanamıyordum. Bir değişiklik yapıp test çözeyim demiştim ama o da yalan olmuştu. Yanımda sürekli zırlayan bir telefon ve aklımdaki 'ben ne yapacağım?' tarzı sorular odaklanma sorunu yaşamama neden oluyordu.

Telefonu alıp gelen bildirimlere baktım. Normal olarak hepsi Onur'dan gelmişti. 5n1k içerikli mesajları ilgimi çekmese de kısaca evdeyim yazıp gönderdim. Onu sürekli merakta bırakıyor olmam su götürmez bir gerçekti ama kendisi de fazla meraklı bir kişilikti. Normalde merak edilmek hoşuma giderdi ama Onur'u merakta bırakmak bir süre sonra vicdanımın sızlamasına neden oluyordu. Aşırı derecede sempatik ve iyi kalpli olması bazen sinirlerimi bozuyordu işte.

Saniyesinde napıyosun diye cevap geldiğinde test çözmeye çalıştığımı ama başaramadığımı yazdım. Cevap geldiğinde attığı mesaj üzerine bir süre düşündüm. Ne zararı olabilirdi ki? Sonuçta o Onur'du. Daha önce bize gelmeyi hiç teklif etmemişti ama çoğu zaman beni eve bıraktığında ima ediyordu ve bende ev dağınık olduğundan şakayla karışık olumsuz cevaplıyordum. Şu an ev topluydu ve annemin işten gelmesine daha vardı. Annem evde olmadan gelmesi ne kadar doğruydu bilemiyordum ama bence pek bir sakınca yoktu.

İyice düşünüp sonunda yanıtladım; 'gelebilirsin'. Onaylayıp onu oyalamamı ve hazırlanması gerektiğini söyleyip çevrimdışı oldu. Oturduğum sandalyeden kalkıp gerindim. Kaç saattir soruyla bakışıyorduk bilmiyordum. Üstüme en güzel pijamalarımı giydim. O geliyor diye evin içinde pantolonla gezecek halim yoktu ya. Masanın üstünü biraz toparlayıp buzdolabına baktım. İçecek hiçbir şey yoktu. Ne içirecektim ben bu çocuğa? 

Bir süre dalgın bir  şekilde dolaba baktım. Ardından bakkaldan süt alıp kahve yapmaya karar verdim. Kahve severdi. Alt pijamamı çıkarıp yerine eşofman giydim. Montumu giyip anahtarı cebime attım. Kapıdan çıkarken içeriye biri giriyordu. Başımı kaldırıp baktığımda karşımda beni süzen Onur'u gördüm. 

"Nereye böyle? Benden mi kaçıyordun?" diye gülerek sorduğunda gülümsedim.

"Birileri ani bir şekilde gelmeye karar verince bende bakkaldan süt almaya karar verdim. Kahve için." 

"Bana söyleseydin ya ben alırdım gelirken." 

"Aklıma gelmedi."

"Aman neyse sen eve git ben alıp geliyorum." deyip kapıya yöneldi ardından tekrar bana döndü.

"Başka bir şey lazım mı?"

"Hayır ama senin istediğin bir şey varsa alırsın. Çabuk gel." deyip eve adımladım.

Evden içeri girdiğimde burnuma herhangi bir kokunun gelmemesi üzerine içeriye biraz parfümümden sıktım. Onur parfümümün kokusunu çok sevdiğini söylerdi ve nereden aldığımı sorardı. Bu benim için özeldi ve annemden başka bilen yoktu. Bana kalsa anneme bile söylemezdim ama aynı evde yaşıyorduk, bilmemesi imkansızdı.

Bir keresinde okul bahçesinde sıradayken arkamdan adımın söylendiğini duymuştum. Arkama baktığımda Beril'i beni ararken görmüştüm ve yanına gittiğimde parfümümün kokusunu duyduğunu yakınlarda bir yerlerde olduğumu anladığını söylemişti. Nedensiz hoşuma gitmişti. Kendi has kokum değildi ama artık öyle olmuştu sanırım.

Zil çaldığında düşüncelerime son verip kapıyı açtım. Onur poşeti elime verip içeri girdi. Poşeti komodinin üstüne bırakıp ona sarıldım. İnsan sürekli beraber olduğu birini bir gün bile görmese özlüyordu.

"Birileri özlemiş." deyip gülerek sarılmama karşılık verdi. Geri çekilip dil çıkardım.

"Aman! Ne özleyeceğim seni be?" 

Şişman KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin