Lisedeki hayatımın ilk günüydü. Yeni bir şehir yeni bir hayat vede yeni bir okul. Ben hayatım boyunca aslında bunu hep istemiştim korede okumak. Hemen hemen bütün genç kızların hayali okullarda okuyup hayatımın aşkını bulmak. Evet artık hayallerimi gerçekleştirmiştim. Koredeydim ve istediğim gibi özgürdüm. Artık kimse bana karışamazdı. Buraya yatılı okumaya bir koleje gelmiştim. Tabi bu kolay kolay olmamıştı. Babamı ortaokuldan beri zorluyordum. Derslerim iyiydi. Babamın durumuda gayet iyiydi. Ve benim ısrarlarıma dayanamayıp beni koreye yolladı.
Ve ben şuan yeni hayatımın yeni okulumun önünde duruyorum. O kadar büyük ve şatafatlıki. Türkiyede daha önce hiç böyle bir okul görmemiştim. Etrafıma baktım birçok koreli ergenler okula doğru ilerliyordu. Daha fazla durmadım ve bende okulun devasa kapısından içeri girdim. Okulun dışı kadar içide çok güzeldi. Yeni sınıfımın hangisi olduğunu biliyordum. Buyüzden bulmak hiçde zor olmadı. Sınıfa girdiğimde ders başlamıştı ve içeri girdiğimde herkes bana bakıyordu. Eeee tabi buralarda kocaman gözleri olan kaç kişi vardı. Onların bana bakması yüzümü kızartmıştı. Beş yıldır korece dersi aldığımdan korecem bayağı iyiydi. Hocadan geç kaldığım için özür diledikten sonra gözlerim boş bir sıra aradı. Birtek bir sıra boştu. Mecbur oraya geçtım. Yanımda oturan bir oğlandı. Bana sessizce "anyonseyoo(merhaba)"diyerek gülümsedi. Gülünce gamzeleri ortaya çıkmıştı. Bende selam verdikten sonra hoca tanışma faslına başladı. Herkes tek tek kalkıp kendini tanıtıyordu. Sıra yanımdakine geldi ve adını bu sayede öğrenmiş oldum. Adı myung soo idi. İki kardeşlerdi ve sıra bana geldi. Herkes sessizce beni dinliyordu. Boğazımı temizleyip konuşmaya başladım. "Adım ada iki kardeşim türkiyeden geldim....."herkes sadece dinliyordu. Yerime oturduğumda myung soo"demek türksün ama gayet güzel korece konuşuyorsun."diyip güldü. Ona cevap olarak sadece güldüm. Sınıfta çok güzel kızlar vardı ama bu benim pek umrumda değildi. Çünkü biliyorumki büyük gözlü kızlar daima ön plandadır. Tenefüs zili çaldığında kantine gidip bir gofret aldım. Sonra sınıfa geri döndüm. Sırada myung soo oturuyordu. Ve ben gelince konuşmaya başladı. "Şey nasılsın? koreyi beğendinmi?"ben devam ettim"aslında koreyi gezmeye pek vaktim olmadı, zaten hiçbir yeride bimiyorum."diyip gülümsedim. Myung soo"istersen yarın seni gezdirebilirim tabi yanlış anlamazsan" dedi. Ben "bilmem olabilir."dedim. Bunu derken kızarmış olmalıydım. Çok komik daha ilk günden istediğim oluyor....
*******************Akşam olduğunda herkes okul bahçesindeki
Yurda geçti. Odalar güzeldi ama iki kişilikti. Benim oda arkadaşım sınıftan bi kız olan sulli idi. Bu kızla daha tam tanışmamamıza rağmen bana sorduğu sorular çok sinir bozucuydu. Yok efendim ilk günden av peşindeymişimde hemen sınıfın en yakışıklısını kapmışımda . hahhahahhhahahhaha. Kendimi gülmemek için zor tuttum. Yatak kavgası yapmıştık hemde ilk günden. Tabi sonra benim istediğim oldu ve cam kenarını kaptım. Pijamalarımızı giydikten sonra sulli uyudu. Bende günün notunu vermek için şimdiden çok özlediğim annemi aradım. Annemle konuştuktan sonra cama yaklaştım ve dışarıyı izlemeye başladım. Tamda o sırada karşı taraftaki erkek yurdundan myung soo ile göz göze geldim. Yine gülümsemişti. Ve gamzeleri gine ortaya çıkmıştı. Bu çocuk ilk günden beni etkilemişti. Yatağıma uzanıp hayal kurmaya başladım.
Ve ilk gün sona erdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HIGH SCHOOL MADDLY
RandomSENLİ BENLi AŞKLAR KOREDE BAŞLAR Korede geçen hayatlarının zorluklarla dolu olması ve bu hayata birde aşkı ekleyen tam beş kızın hikayesi. Bazı aşklar mutlu sonla bitmeyebilir. Bazılarıysa hiç beklemediğimiz bir anda mutlu sonla bitebilir........