BÖLÜM_8

65 7 0
                                    

Yazarın ağzından yani ada
Myung soo ile ilişkimiz süper gidiyor. Allah nazarlardan korusun. Bugün sena ile odadan çıkmayı düşünmüyoruz. Dizi falan izliycez. Belki ayşede bize katılır. Bir dizi açtık. Bu dizi ye bayılıyorum. Ayşede birkaç cips almış ve gelmiş. Myung soo ya bir mesaj attım. Bekledim bekledim ama cevap gelmedi. Sonra kızlardan izin alarak dışarıya çıkıp tekrar aradım. Bu sırada jin erkekler yurdundan çıkıyordu. Koşarak yanına gittim. Myung soo yu sordum. Bana " dün akşam bir yere çıkmıştı. Bir daha dönmedi. Bizde telefonla falan aradık ama açmadı. Bizde şimdi aramaya çıktık." dedi. Bir an kalbime hançer saplandı. Olduğum yere çöktüm. Sonra hemen toparlandım. " bende sizinle gelcem" dedim. Jin" ada hayır sen busegille bizden haber bekle sakın gelme" dedi. O sıraya minhyuk da çıkıp gelmişti. Minhyuk jine" hadi abi gidelim" dedi. Ben" bende geliyorum bekleyin" diyip  odaya çıkıp kızlara haber verdim. Sonra oğlanların yanına indim. Hadi dedim. Minhyuk babasından ödünç araba almıştı. Minhyuk arabayı kullandı. Jin onun yanına oturdu. Jimin ve ben de arkaya oturduk. Kalbimde farklı bir acı vardı. Tek tek muyng soo nun fotoğrafını göstererek sokaklarda onu sorduk. Hava kararmaya başlayınca jimin " ada hadi kardeşim artık gidelim  hava karardı. Myung soo yu yurtta bekleyelim. Hem polisede haber veririz" dedi. Ben artık birşey diyemiyordum. Sevdiğim çocuk ortada yoktu ve ben hiçbirşey yapamıyordum. Yurda gittik. Bahçede myung soo nun anne ve babası vardı. Birde erkek kardeşi. Beni tanıyorlardı. Kardeşi" ada abim nerde?" dedi. Ben kafamı salladım.

Polise haber verdik. Perişan bir şekilde haber bekliyoruz. Ebrar saçımı okşuyor. Bense ağlıyorumm. Bir anda jin' in telefonunun çalmasıyla hepimiz oraya odaklandık. Jin donmuştu. Telefonu kapattı. Yanıma diz çöktü. Ağlayarak bana " ben çok üzgünüm ada. Galiba myung soo........" dedi. Ben " evet myung soo..." dedim. Jin" o galiba ölmüş ada. Polisler bir ceset bulmuşlar." dedi. Yıkılmıştım tek kelime edemiyordum. Myung soo nun ailesi ağlarken ben öylece bakıyordum. Jin" hadi ada o olmayabilir. Gidip teşhis etmemiz gerekiyor" dedi. Bu sırada myung soo nun annesi baygınlık geçirmişti. Myung soo nun kardeşi ben jin ve bizim tayfa arabaya doluştuk. Morgun önüne geldiğimizde bir tartışma oldu. Ceseti kim teşhis edecekti. Ben ve myung soonun kardeşi biz gideriz dedik ve arabadan indik. Jin bana" dikkatli bak o mu değil mi emin ol" dedi. Ben morga ilerlerken ayaklarım geri geri gidiyordu. En sonunda o soğuk odaya girdik. Myung soo nun kardeşi myung soo nun nerdeyse tıpkısının aynısıydı. Biz biraz duraksadıtan sonra adama açmasını söyledik. Adam kafasını sallayarak açtı. Bir anlık şoktan sonra konuşabildim. " bu bu bu bu................" dedim. Kardeşi bana bakıyordu. Ben " bu yanmış" dedim. Kardeşi bir anda cesete dokundu. Ve battaniyeyi açarak omzuna baktı. Sonra bana sarıldı. Ben ağlıyordum." üzülme ada bu abim değillllll" dedi. Ben " nasıl anladın???" dedim. O bana " çünkü onun omzunda bir doğum lekesi var" dedi. İkimizde bir yandan sevindik. Bir yandan üzüldük. Çünkü bu myung soo değildi. Ama o nerdeydi?

Dışarı çıktığımızda herkes meraklı gözlerle bize bakıyordu. Ben " buu myung soo değilll" dedim. Herkes benim verdiğim tepkiyi verdi.

Geceyi geçirmek hiçte basit olmadı. Artık jimin minhyuk jin bile durmadan bize göstermeden ağlıyorlardı. Kızlar perişan. Myung soo nun annesi hastanede. Babası onun yanında. Myung soo nun kardeşi omzuma yatmış ağlıyor. Müdür bile ağlıyor. Durumumuz o kadar vahim.

Ertesi gün
Telefonuma bir mesaj geldi. Baktığımda gizli numaraydı. Mesajda' kapıya bak' yazıyordu. Hemen kapıyı açtım. Kimse yoktu. Sadece yerde bir t- short vardı. Elime aldığımda şoka girip çığlık atmam bir oldu...........

Bu t- short kanlı ve buuuu myung soo nun. Bir anda telefonum çaldı. Ağlayarak açtım.
Ben" alooo"
Boğuk sesli kişi" sakın bağırma!!!" bu ses çok korkunçtu.
Ben" ona nağaptın gerizekalı"
Boğuk sesli kişi" merak etme onu hala öldürmedim. Herşey senin elinde. Eğer kimseye haber vermeden dediğim yere gelirsen ona bir şey olmaz. ANLADINMI!!!!"
Ben" peki o kan neydi o neeee???"
Boğuk sesli adam" haaa o mu o sadece bir bıçak yarasından kalma kan ahahhahaha" bu ses bu gülme iğrenç.
Ben" sen hayvandan betersin. Sen kimsin??"
Boğuk sesli adam" benmi? Sen beni tanımazsın ben sadece pilatonik aşığınım ahhhaha"
Ben" myung soo nun senin elinde olduğunu nerden bileceğim?"
Boğuk sesli adam" sende amma zekimişsin be. Pekala bekle" dedi. Aradan biraz zaman geçtikten sonra bir patırtı veeee myung soo nun bağırarak inlemesi. Sonra bana "SAKIN ADA!!!" diye inlemeli bağırması. Tam ağlayacakken aklıma o salağın dedikleri geldi. İçim kan ağlıyordu. Salak adam bana bir adres verdi. Hiç düşünmeden kimseye çaktırmadan oraya gittimmm.........

Burası karanlık ve bir o kadarda korkutucu. Bir anda arkamdan ayak sesleri duydum. Ve birisi arkamdan boynuma yapıştı. Benim bağırmamı engelledi. Ağzımı kapattı. Sonra önüme geçti. Bana " hoşgeldin" dedi. Devam etti" biliyomusun senin buraya geleceğin konusunda hiç şüphem yoktu" dedi. Bu adamın yüzünde maske vardı. Ama kendisi çok iri yarı birisine benziyordu. Konuşmasına devam etti" myung soo yu buraya getirmem çok zor oldu. Bu yüzden sevgilini bıçaklamak zorunda kaldım. Şu an hala yaşıyor bence ona sevinmelisin. Ama eğer bir yanlış hareketini göreyim o ÖLÜR!!!" dedi. Bu ses kulaklarımda yankılandı. Ama bu adamın sesi telefondakinden daha inceydi. Vede tanıdıkkkkkk..............

Bir süre sonra benide myung soo nun yanına götürdüler. Aman Allahım myung soo yerde baygın ve kanlar içinde yatıyor. Hemen koşarak yanına gittim. O sırada kapıyı üstümüze kapattılar. Bunu yapanlar tek kişi değillerdi. Bizim olduğumuz oda çoooookk soğuktu. Benim üzerimde bir tane hırka vardı. Myung soo nun t-short ü yoktu. Çünkü bana göndermişlerdi. O yerde yarı ölü bir şekilde yatarken vucudunun çok soğuk olduğunu fark ettim. Hemen hırkamı çıkararak myung soo nun üstüne örttüm. Myung soo nun kolunda çok derin bir bıçak izi yüzünde derin yaralar vardı. Onu o şekilde görünce ağlamamı durduramadım. Bir anda myung soo gözlerini araladı ve bana baktı. Çok zor bir şekilde tebessüm etti. Bunu yaparken acı çektiği yüzündeki ifadeden belli oluyordu. Sonra yavaş yavaş doğruldu ve bana bakarak" ada sana gelme dedim" dedi. Sonra benim ağladığımı görünce uzanıp yanağıma bir öpücük kondurdu. Myung soo omzuma yattı.

Aradan biraz zaman geçtikten sonra biri kapının altından yiyecek ve su gönderdi. Hemen myung soo ya yedirdim suyunu içirdim. Onun durumu çok kötü. Bunu demek istemiyorum ama o eğer biraz daha tedavi olmazsa beni bırakıp öbür dünyaya gidecek.....,.....,

İki gün sonra
O gerizekalı adam kimmiş biliyormusunuz? Sevgilimi bıçaklayan o mal benim yani bizim eski spor hocamızmış. İnanamıyorum. Beni seviyormuş. Ama ben bunu fark etmediğim için myung soo ve bana acı çektiriyormuş. Benim burda olduğumu kimse bilmiyor. Nağapcaz. Myung soo nun doktora ihtiyacı var. Artık o gitmeli. Gerizekalı adama bağırdım. Oda bana vurdu vurdu ve vurdu. Ağzımdan kan geliyordu. Myung soo halsiz bir şekilde "yapmaa" diye inliyordu. Adama yalvardım." onu bırak lütfen bana istediğini yap ama yeterki onu bırak yalvarırım" dedim. Ama o " ikiniz birlikte gebereceksiniz" dedi. Ve odadan çıktı.

Beni tavana ellerimden bağladılar. Myung soo artık gözlerini bile açamıyor. Biraz daha burda böyle kalırsak gerçekten çürüyeceğiz. O yerde yatıyor. Ben tavanda asılı öylece ona bakmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum. Sürekli bağırıyorum." hani ben gelince onu bırakacaktınız. " diye. Sonra o gerizekalı gelip " kapa çeneni" diyip gidiyor. Veee artık bize su bilene vermiyorlar. Ve böylece bir günümüz daha ölümü beklemekle geçti.

Ertesi gün
Myung soo ya seslendim. Ama tepki vermiyor. Ona bağırmaya başladım."UYAN BENİ BıRAKMA" ama o cevap vermiyordu. O ooo ölmüşmüydü. Olamaz diye bağırdım. Sevdiğim adam ölemezdi. Ben onu seviyordum. Benim haykırışlarıma maloş adam geldi. Ve bana iğrenç dudaklarıyla yanağıma bir öpücük kondurdu. Bu adam katildi. Ağlıyordum. Susmuyordum." onu sen öldürdün pislik hayvan odun senin...….... Ben burdan kurtulayım senin o koca kafanı burun deliklerinden sokup ağzından çıkarıp gebertcem lan ben seni hayvan" derken silahını çıkarttı ve kafama dayadı bana " senin bu şekilde ölmeni istemezdim güzelim ama napalım ben öldürmesem bilene aşk acısından ölürsün" dedi. Ve silahı kafama dayadı. Son kez yerde yatan aşkıma baktım. Ve şehadet getirdim. Kendimi ölüme hazırladım. Silahı kalbimin üzerine getirdi. Sonra bir ses bir karmaşa bizi kurtarmaya gelmişlerdi. Ama çok geç o piskopat myung soo yu öldürmüştü şimdi sıra bendeydi..............

O silahı sıkarkenki gülüşü çok kötüydü. Mermi göğsüme isabet etti. İlk başta bir sızı sonra yanma sonra tavandan aşağı kanlarımın dökülmesini izlemek. Bundan daha acı ne olabilir. Sonra etraf dönüyor. En son gördüğüm jimin ve bizim erkeklerin myung soo nun yanında şunu demeleri YAŞIYOR........

Hani hep derler ya ölünce bütün hayatın gözlerinin önünden geçiyor öyle birşey yok. Acı acı ve acı başka hiçbirşey hissetmiyorsunuz. Ama o yaşıyormuş. Bensiz umarım mutlu olursun sevgilim. Her yer karanlık...........

HIGH SCHOOL MADDLYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin