BÖLÜM_12

44 5 3
                                    

"Bu bölümü ebrar ' a ithaf ediyorum. Ebrar benim canim in içi. Size çok az ebrardan bahsedeceğim. Ebrarla biz ruh öküzüyüz. İkimizde çok iyi anlaşıyoruz. O benim tıpkımın aynısı. Biz birbirimize aramızdaki bir olaydan dolayı  oppa diyoruz. Geçen benim doğum günümdü ve bana korecan kankalarım süper hediyeler hazırlamış. Neyse ebrarda bana güzel bir hediye hazırlamış. Seni seviyorum ebrar. Hikayemdeki ebrar gerçek hayattaki ebrar. Hikayedeki şahıslar hayal ürünü değil. Hepside gerçekte var. Ben ada diğerleri arkadâşlarım ve koreli oppalar. Neyse diyeceğim şu benim hikayemin çok daha güzelini arıyorsanız eğer size ' pjmss501' adlı arkadaşım ' korede türk gelin 'adlı hikayesini okumanızı tavsiye ederim. Orda benim gerçek adımla rabia olarak bana hikayesinden güzel bölümler ayırmış. Ben çok beğendim sizinde beğeneceğinizi umuyorum.
Şimdi hikayeyi okuyabilirsiniz.iyi okumalar"

Ebrarın ağzından
Bahçede minhyuk ile basketbol çalışmaları yapıyoruz. Minhyuk un boyu benden kat kat daha fazla uzun olduğu için benden çok basket atabiliyor. Biz bahçede çalışmalar yapıyoruz. Bizim tayfa geldi. Jimin" hadi bugün hep birlikte bişeyler yapalım" dedi. Herkes düşünüyordu. Jin buseye dönerek" lunaparkı sever misin buse?" dedi. Buse" lunaparkı kim sevmezki" dedi. Ve karar alındı. Hepimiz hazırlanarak yola koyulduk. Lunapark uzaktı bu yüzden otobüsle gitmeye karar verdik. Otobüste parayı verirken minhyuk elimi kaldırmamı engelledi. Sonra benim paramıda o ödedi. Lunaparka vardığımızda, jin ve buse bir anda korku tüneline girdiler. Jimin ve sena çarpışan arabalar. Minhyuk ve ben öylece kaldık. Sonra ben "biz napalım" dedim. Minhyuk " dönme dolap hadi gel" diyerek elimi çekiştirdi. Ben küçüklüğümden beri yüksekten korkarım. Ama şimdi bunu ona söylersem benimle dalga geçeceğini biliyorum. Dönme dolapa oturduk. Bir kaç saniye sonra çalışmaya başladı. Yavaş yavaş yükseliyorduk. Kalbimin hızlandığınï hissediyordum. Sonra en üste çıktık. Ve inanmıyacaksınız ama elektrikler kesildi. Ve biz en üstte öylece kaldık. Ben korktum. Minhyuk " böyle şeyler anca dizilerde olurdu" dedi. Ve güldü. Korkmadığı çok belliydi. Ben bir anda ağlamaya başladım. Sonra bana baktı. "Ovvv ebrar korkuyormusun?" dedi. Ben kafamı evet anlamında salladım. Sonra minhyuk bana sarıldı. Şarkı söylemeye başladı. Onun sesi birazcık olsun beni sakinleştirmişti. Sonra bir an çalışmaya başladı. Ben nasıl mutlu oldum anlatamam. Sonra aşağı indik. Bizimkiler orda bizi bekliyormuş. Sena " ebraaaaaar"dedi. " sen ağlamışsın" dedi. Ben güldüm. Sonra hepimiz yurda dağıldık. 1hafta sonra okullar açılıyor ama ada ve myung soo dan haber yok....................

1hafta sonra
Gene okul ve gene okul. Tatil bitti. Şimdi formamızı giyiyoruz. Ben giydim ve diğerlerini beklemeden çıktım. Okula doğru yürüdüm (zaten yurdun bahçesinde)bu sırada çantasını tek koluna takmış minhyuk da yanıma geldi. Selam verdi. Ve sınıfa geçtik. Sınıfa girmemizle şoka girmemiz bir oldu.

Yanlışmı gördüm diye tekrar baktım. Ama doğru görüyordum. Buuuuuuuuu ada idi. Şoku atlattıktan sonra yanına gittik.  Ben" ada " diyerek boynuna sarıldım. Ama o beni itekledi. " pardon ama sen kim oluyosun ben seni tanımıyorum ve gelip sarılıyorsun." dedi. Ben bir an onun bizi hatırlamadığını unutmuştum. Minhyuk beni çekiştirdi ve sıramıza geçtik. Bizim tayfada ada yı görünce hemen koşarak sarıldılar. Ama ada onlarada aynı tepkiyi verdi. Derste herkes bütün sınıf adaya bakıyordu. O bu durumdan rahatsız görünüyordu. Sonra " hocam ben çıkmak istiyorum" dedi. Hoca ilk hayır dedi. Sonra ada nın ısrarlarına dayanamadı ve onu bıraktı. Ada çantasını alarak dışarı çıktı.

Adanın ağzından
Bu kadar saçma insanlarla uğraşmak beni çok yoruyor. Bugün çok bunaldım. Derslere girmiyeceğim ve biraz dolaşacağım. Dışarı çıktım ve boş boş gezmeye başladım. Sonra durdum. Deniz kenarına geldim. Oturdum. Formam üzerimde olduğu için herkes bana bakıyordu. Sonra önümde bir çocuk gördüm. Bu çocuk bir zamanlar bana ikimizin fotoğraflarını gösteren çocuktu. Ama başka hiçbir şey hatırlamıyorum. O daha beni görmemişti. Sonra yanımdaki banka oturdu. Çok dalgın gözüküyordu. Bir anda mesaj geldi. Ve telefonum öttü. O da bu sayede beni görmüş oldu. Bana baktı. Ve o surat ifadesi gözlerimin önünden hiç gitmiyecek. Bana masum bir çocukmuş gibi bakıyordu. Sonra kalktı ve yanıma geldi. Bu çocuğun kolu aynı o günkü gibi sargıdaydı. Yanıma yaklaştı. Bana bakarak" geleceğini biliyordum." dedi. Sonra yanıma oturdu. Bana " beni hatırlıyorsun dimi ben myung soo eski...."
Ben" evet sen eskiden birlikte çekindiğimiz fotoğrafları gösteren çocuksun" dedim. Ve sırıttım. Bir an myung soo nun yüzü eski halini aldı. Ve tekrar arkasını yaslanarak denize bakarak çok derinlere daldı. O daldığında bende onun yüzünü inceledim. Bende olduğu gibi onunda yüzünde derin yaralar vardı. Ve kolu sargıdaydı. Sol kolu. Durdum ve bir anda" koluna ne oldu?"diye sordum. Yüzüme baktı. Uzun bir süre sonra hafif bir tebessüm etti ve bana " ufak bir kaza" dedi. Sonra bana " biliyomusun benim eskiden kocaman gözleri olan bir sevgilim vardı. Onunlada burada otururduk. " dedi. Bunu derken sanki uzun bir süre beni görmemiş ve özlemiş gibi bir hali vardı. Sonra tekrar derinlere daldı. Bense ona bakarak" sevgilin kimdi?" dedim. Şimdi allah var myung soo karizma çocuk sevgiliside güzeldir diye düşündüm. Myung soo tekrar bana baktı ve " sen tanımazsın" dedi. Ve bir iç çekti. Sonra bana döndü. Üzerimdeki formaya baktı." neden okulda değilsin" dedi. Ben  okulu astığımı söyledim. Onun üzerinde forma yoktu. Sonra ben ona dönerek " bugün birlikte bişeyler mi yapsak ?" dedim. Myung soo heyecanla bana döndü. " tammmmaaaaaam" dedi. Bunu derken çok kekelemişti. Ve gülümsedi. Bir saniye gülünce gamzeleri çıktı ve bu bana bir kaç şey hatırlattı. Ama çok bulanık..........

Myung soo ile bir cafe ye geldik. Bu cafe bana birşeyler hatırlatmıştı. Sanki daha önce bu cafe ye gelmiştim. Myung soo" onunla bu cafe ye gelirdik. Burda genelde ikimizin şarkısı çalardı. " dedi. Aradan çok geçmedi. Sonra myung soo " işte bu onunla benim şarkımdı." dedi. Bu şarkı bana bişeyler hatırlatmıştı. Ama gene kesik kesik. Bu şarkı ' your my destiny' idi. Bu şarkı kulağımda bu oğlanın sesi. Bu tıpkı myung soo nun sesine benziyor. Sonra birkaç kesik görüntü. Etrafımızda o ebrar sena buse ve işte onlar ve bağırış sonra benim sesim " evet " diye bağırmam. Sonraaaaaa çok kısa bir sahne o benimle dans ediyor...........

Artık delirmek üzereydim. Hatırladığım şeyler başımın ağrımasına neden oluyordu. Bir an gördüğüm şeyler yok oldu ve gözlerimi açtığımda myung soo nun bana dokunarak" iyimisin ada" diyo oluşuydu. Ellerimin kafamın üzerinde olduğunu farkettim. Sonra çok büyük bir baş ağrısı. Myung soo ya" ben kendimi iyi hissetmiyorum" dedim. Oda bana " tamam seni yurda bırakayım " dedi. Başım dönüyordu. Beynimde o kadar çok şey olmuş gibi hissediyordumki anlatamam. Yurdun kapısına girdiğimizde hava kararmaya başlamıştı. Sabah bana sarılan arkadaşlarım olduğunu söyleyen şahıslar bize doğru ilerledi. Sonra myung soo bir kaçına sarıldı. Ebrar denilen şahıs bana yaklaşarak " myung soo yu hatırlıyormusun" dedi. Bu sırada arkamda myung soo oğlanlarla konuşuyordu. Bir an başımın dönmesi baş ağrısı ve daha bir çok ağrıyı hissetmemle myung soo nun kucağına düşmem bir oldu. Myung soo sargıda olmayan koluyla belimi kavramıştı. O olmasa o an yere düşerdim. Sonrası bir kaç çığlık ve karanlık.

Gözlerimi açtığımda bir çok gözün üstümde olduğunu farkettim. Hemen doğruldum. Bura benim yatağım olmalıydı. Sonra kalbimde bir acı hissettim ve dokundum. Myung soo " yaran mı acıyor" dediğinde ona şaşkınlıkla baktım ve ona " sen nerden biliyorsun bunu" diyerek kalbimi tuttum. O bana sırıttı. Sonra odadan çıktı. Benim yanımda ayşe ve sena denilen kız vardı. Sonra bana bir şeyler anlatmaya başladılar. Sonra uyudummmm.......................

Senanın ağzından
Adanın gelişi hepimizi çok mutlu etti. Özelliklede beni. Onu ne kadar özlediğimi anlatamam. Bu sabah adanın hazırlanmasına yardım ettik. O ne kadar bizi istemesede biz ona yardım ettik. Sonra onuda yanımıza alarak okula geçtik. Çantasını myung soo nun yanına koyduk. Ders başladı . ada dersle ilgilenmiyordu. O ders dışında her şey ile ilgileniyordu. Sonra hoca ada nın yanına giderek " kızım dersle ilgilen yoksa fena olur!!!!!" dedi. Sonra myung soo onun önündeki kağıtları alarak " ada yapmamalısın" dedi. Ada onu dinlemeyerek çantasından başka defter çıkararak sayfalarını yırtıp uçak yapıp sınıfta atmaya başladı. Buse nin kafasına uçaklardan birisini attı. O normalde böyle bir insan değildi. 365°dönmüştü kendisi. Sonra hoca hiddetli bir şekilde ada nın yanına sopasını alarak geldi. Ada ilk korkmuyor gibi gözüküyordu. Bu hoca felaket sinirli birisi. Ada ya " ayağa kalk ve ellerini aç!!!!!!!" diyerek bağırdı. Ada korkmuşa benziyordu. Kalktı ve ellerini açtı. Elleri titriyordu. Yanımda oturan jimin " hocaya onun iyi olmadığını söylememiz lazım" dedi. Ama ben onu  durdurdum. Çünkü bu hoca öyle birisi değildi. Hoca sopasını kaldırdı ve hepimiz nefesimizi tutmuş bir şekilde iken hocanın sopasından çıkan o sesle irkildik. Bu çok acıtmış olmalıydı. Sonra hepimiz gözlerimizi açtığımızda myung soo nun adaya bakarak gözlerinin dolduğunu fark ettim. Ada sessizce gözünden yaşlar döküyordu. Zil çaldı ve hoca öfkeli bir şekilde çıktı. Ada sıranın üstüne yatmış ağlıyordu. Biz hemen yanına gittik. Myung soo onu ağlıyor gördükçe oda ağlıyordu. Ada nın ellerini tutarak baktım. Elleri pancar gibi kızarmıştı. Hemen buse çantasından krem çıkardı ve onu ada ya sürdük. Sonra jin gazlı bez bularak getirdi ve ellerini bir süreliğine sardık. Ada benim yüzüme baktı. Göz yaşlarını sildi. Sonra bana " siz gerçekten bana iyi davranıyorsunuz " dedi. Myung soo bunu duyduğunda gülmeye başladı. Ayşe ordan jinyoung ile ada ya bakarak tebessüm ediyordu. Ada inşallah herşeyi hatırlar. Çıkısta jimin yanıma geldi. Ada hakkında bir şeyler söyledi. Sonra beni yanağımdan öptü ve yurduna girdi.................

Jimin çok iyi bir arkadaş veyaaaaaa sevgiliiiiiii.......😳😳😳😳😳😳😳😳😳😱😱😱😱

HIGH SCHOOL MADDLYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin