Aradan geçen bir aylık süre içinde değişen bir çok şey oldu. O gün annemden öğrendiklerim beni tekrar Emir'e iterken bu sefer hislerimde aynı yöne gidiyordu.
Annem beni sekiz yaşımdayken bırakıp gitmişti. Üstelik babamı da bırakmıştı. Bana hep annemin babamı çokk sevdiği anlatılmıştı ama öğle değilmiş. Adamın biriyle sırf onu sevdiğini düşündüğü için babamı ve beni hiçe sayıp bizleri terketmişti.
O gün annemle konuştuğumda o kişinin Emir'in babası olduğunu öğrenmiştim. Tabi bu şokun etkisiyle de ufak çaplı bir kriz geçirdim. Daha sonra benim neden Emir'le zorla evlenmemin bir tesadüf değil de hepsinin bir oyun olduğunu öğrenmem Emir'den de ufak çaplı bir tartışma yaşamama sebep olmuştu. Sırf Emir beni istediği için babası benim babamın zaafıyla oynayıp beni kazanmıştı.
Ve evet annemle konuştuğum gün iki kötü haber daha almıştım. Emir'in babasıyla ne tür sorunu olduğunu hala bilmiyorum ama birbirlerini istemedikleri barizdi. Bu nedenle annem de o adamı seçmişti. Sırf Emir o adama yaklaşmasın diye beni de hiçe saymıştı. Diğer kötü habere gelirsek ...Babam ölmüştü. Bir ay öncesine kadar çok fazla içtiğinden dolayı komaya girmiş. Tabi bundan yine annemin haberi varmış ama kadın artık o kadar umursamaz bir hale gelmiş ki hiç birimizi takmamaya başlamış. Emir'in annesiyse bütün olanlardan haberdar olmasına rağmen benimle nasıl aynı evde kaldığına hala inanamaz bir durumdayım. O da zaten bir hafta öncesine kadar hastahaneye kaldırılmıştı. Kriz geçirmişti ve bunların bütün sorumlusu yine bendim.
Tekrar Emir'le beraberdim. Ne o beni bırakmıştı ne de ben onu bıraka bilmiştim. Her hatama rağmen beni tekrar kabul etmişti. Ama yine de bir süre kimseyle iletişimde bulunmamıştım. Depresyona girince fena giriyordum sanırım. Şimdi her şey eskisine göre daha iyiydi. En azından ikimizin arası daha sıkı bir iple bağlanmış gibiydi. Yaşadıklarımız bizi birbirimize daha sıkı bağlarken etraftakileri paramparça etmişti.
Yeni bir eve çıkmıştık ve bu yeni evin yeni yatağında onun kolunun altında uyanmak bana o kadar huzur veriyordu ki....Mutluluğumu satın almış gibiydim. Annemin nerede olduğunu bildiği halde bana söylemediğin de o otel odasında ondan iğrenmiştim. Şimdiyse o gün ondan iğrenen bana iğreniyordum.
Bu zamana kadar paslanmış bir demir gibiydim hayatta. Acıyı hücrelerime kadar yaşamayı başarabilmiş ama mutluluğu iki zıt kutuplu mıknatıs gibi hep kendimden uzak tutmuştum. Elime geçen fırsatları her defasında bir toz gibi havaya üflemiştim. Kimseye muhtaç değildim. Çünkü ben gururluydum. En yakınlarım arkamdan vurmuşlardı. Ama ben yılmadım. Çünkü güçlüydüm. Yalnızdım. Tek başımaydım. Mutlu rolü yapmaktan bıkmış bir bedendeydim. Ama umutluydum. Biliyordum çünkü, eğer hep kötü şeyler yaşıyorsak muhakkak iyi bir şey yaşamalıydık. O yüzden hep umudum vardı.
Sağ kolumu Emir'in kafasının üstüne koyup kafasını boyun girintime doğru çektim. Saçlarının kokusu burnumu tavaf ederken kendime engel olamayıp dudağının kenarına ufak bir buse kondurdum. Bu yaptığım her ne kadar kişiliğime aykırı olsa da sonuçta o benim kocamdı ve ben bunu artık kabullenmiştim.
Kabullenmek istemiştim...
Hala uyanmamasına tepki olarak elimi eskisine göre daha gür çıkmış sakallarının üstüne koyup tekrar dudağının kenarını öptüm. Yüzümde belli belirsiz gülümseme oluşurken bu duygunun ne kadar farklı olduğu kanısına varmıştım.
" Hala dudağımın kenarını öperek mi uyanmamı bekliyorsun?" dediğinde irkilmeme rağmen yüzümde kocaman bir tebessüm oluşmuştu.
Gözleri hala kapalıyken " Hadi ama Eylül bu çok basit kalıyor " diyerek kolunun birini açık olan sırtıma yerleştirip bu sefer o beni boyun girintisine gömmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERT GÜZGARLAR
Teen FictionHerşeyi tesadüf sanarken. Gerçek, yalanların ortaya çîkmasıyla başlar. Eylül geçmişinin izleriyle hayatını sürdürmeye devam ederken ona eşlik eden biri daha vardı. EMİR KANLI Aralarında yaşanan garip çekim gerçeklerle beraber bedenlerini terk ett...