5

228 28 4
                                    

Magazanın içi giriş yeri kadar kalabalık degildi. Bu benim için daha iyi. En azından fazla dikkat çekmemiş olurdum.

"Buraya gel"

Emirin seslenmesiyle dedigini yapıp yanına gittim. Bir çok kıyafetin içinde ellerini gezindiriyordu ve bir kaç parça da yanında duran görevliye veriyordu.

Görevliye verdigi kıyafetleri kendi eline alıp onu gönderdikten sonra bana döndü. Bu sefer görevliden aldıgı kıyafetleri sanırım elbise ama işte onları bana verdi ve

"Geç kabinde teker teker dene ve bana göster" deyip siyah deri koltukların oldugu yere dogru yol aldı.

Bu kıyafetler çok fazla degilmiydi. Hem şimdi niye alıyorduk bunları. Ben zaten giymezdim. Hiçte giymedim de zaten.

Kafamı çevirip ona baktıgımda kabinlerin oldugu yeri işaret etti. Yüzümü kırıştırdım ve kabinlere doğru ilerleyip içeriye geçtip kapıyı kilitledim. Elimde olan elbiselere teker teker bakarak kapının arkasına astım.

Hepsi baya açıktı. Ben sadece dizime kadar etek giyen kızdım. Ama şimdi bana böyle elbiseleri denememi söylüyor. Bide kendisine gösterecekmişim. Acaba hiç sormayı düşündümü bunları giyermisin felan diye.

Tabikide hayır.

Kilitli kapıyı açıp kafamı dışarıya uzattım. Gözlerim beni sanki sabırsızlıkla bekleyen emiri buldugunda onu aramadan vazgeçip, oda kapı sesini duymuş olmalı ki buraya odaklanıp birbirimize bakmaya başlamıştık.
Ben direk

"Sanki bunlar çok açık ve kısa hatta ben alışık biri degilim böyle kıyafetlere hiç denemesem yani" dedim üstelik vucudumun bazı yerlerinde de kızarıklık izi ve çizikler vardı. Ve bazı elbiseler o yaraları gayet rahat gösterebiliyordu. Sabah bir tanesini gördü ama yine de başka görmesini istemiyorum.

Ufak bir göz devirmesinden sonra tekrar bana döndü.

Göz devirince ne kadar da ... yakışıklı oluyor.

"Giy yoksa..."

Dedi ve durdu.

Ben hala ona anlamayan gözlerle bakarken kendisi oturdugu deri koltuktan kalkıp bana doğru gelmeye başladı.

Yanıma geldiginde aralık kapıyı daha çok açıp beni kolumdan tuttugu gibi kapıyı örtüp yasladı. Ben yaptıgının şokuyla hala ona bakarken kendisi beni kollarının arasıyla duvar arasında sıkıştırmıştı bile.

Sanırım ayaklarım hatta iliklerime kadar titriyordum.

"Hala anlamadın demi " dedi nefesi yüzüme işlerken.

Neyi anlamam gerekiyordu?

Yüzümü kaldırıp gözlerimi gözlerine diktim.

" neyi " dedim mırıldanır gibi.
Yarım yamalak bir şekilde sessizce güldü.

"Başka nerde var " dedi

ılık nefesi yüzüme çarparken. Gözlerim korkudan alsa gerek dolmaya başlamıştı . Anladıgım şeyden bahsetmemiş olması için her şeyimi verirdim.Neden bu kadar üsteliyordu ki.Hiçbir sebep yoktu. Daha iki gün olmuştu ( zorla ) evleneli. O beni tanımıyordu bile. Sadece...sadece belki acıyordur bana. Yaşadıklarım evet acınası bir hali var ve ben bunu karşımda duran koyu kahve gözlerden anlayabiliyorum.

Gözleri hala beklentiyle bana bakarken

" ne nerde var" dedim. Mırıldanır gibi.

Kahretsin

SERT GÜZGARLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin