6.BÖLÜM

36 3 1
                                    

Yürürken topuklu ayakkabının zeminde çıkardığı ses boş  otoparkta yankılanırken üzerimdeki siyah kalem elbisenin beni ne kadar rahatsız ettiğini bir kez daha hatırlayıp yüzümü buruşturdum ne var yani kot pantılonla gelsem toplantıya illa ciddi olacaksa siyah kotta giyerdim yani sanki elbise giyince çok bir şey değişiyordu ben kotlada benim elbiseylede ben...

Toplantı odasının olduğu kata çıktığımda kapının önünde gökhanı görmeyi beklemiyordum. Ne yapacağımı bilemediğim için yaptığım bir kaç abuk sabuk hareketten sonra ona bakmadan toplantı odasına girdim.
Toplantı odasında ceo ve avukat olduklarını düşündüğüm  bir kaç adam daha vardı , gözlerim içerdeki kişileri tararken masanın baş köşesinde -yani benim yerimde oturan- veliahtı gördüm.
'Hadi anlarım babasının yerine konmak istemesini ama yani abicim benim yerimde ne işin var yaa senin!!' Sitem dolu iç sesimi susturup aslında benim oturmam gereken ama gölge denen malın oturduğu koltuğuma doğru yürümeye başladım koltuğun önüne geldiğimde bana 'hayırdır sen' bakışları atarken ona "işkal ettiğin koltuğumdan kalkar mısın??" Dedim.
Bir kaç saniye gözlerimin içine baktıktan sonra "hayır" demez mi birde yani şimdi gelde dövme 'tamda dayaklıksın olum sen!!' Derken iç sesim ben "kalk koltuğumdan!!" Diye çıkışınca ne olduğunu anlayamamış gibi bana bakıp yarım bir gülüş yüzüne yerleştirip 'sıkıysa kaldır ' bakışları attı ve ayaklarını masanım üzerine koydu. 'Yani sen kaşındın abicim günah benden gitti' diye iç sesinle ona karşılık verirken ona sadece "peki...." dedim, koltuğun arkasına geçerken yan koltuğu boş olduğu için oraya oturacağımı sandığından istifini bozmadan oturmaya devam etti.

Bende koltuğun arkadından ayaklarının masada olmasını fırsat bilip koltuğu çektim ve yere kapaklanırken "...sen kaşaındın!!" deyip cümlemi tamamladıktan sonra koltuğuma oturup yerime yerleştim. Odadakiler bana şaşkın bir şekilde bakarken gölgenin ateş püskürttüğü gözlerini umursamayıp "evet artık toplantıya başlaya biliriz" deyip toplantıyı başlattım.
Gölge yerden poposunu tutarak kalkarken " mal mısın kızım sen?!?!??"  Diyerek sitem ediyordu. Onu umursamıyormuş gibi bende konuşmaya başladım -umursamıyormuş gibi yapmama gerem yoktu zaten umursamıyordum- "sen kaşındın ben seni uyarmıştım ortak olmamız demek rahat rahat benim şirketimde yerime oturup birde nispet yapar gibi ayaklarını masaya koyma hakkı vermiyor bunu bilin küçük bayım" dedikten sonra tekrar odadakilere döndüm  " küçük bayım?!?!??" Sorar gibi konuşmuştu ama ona cevap vermedim ve bu sefer gerçekten toplantıyı başlattım.

*
Toplantı bittikten sonra bende bitmiştim avukat ve ceo larla tokalaştıktan sonra kapıdan çıkıp eve gitmeyi ve uzun bir süre uyumayı planlıyordum. Ama nedense hiç bir şey planladığım gibi olmadı. Toplantı odasında ben, gökhan ve gölge kalmıştık, çıkmak için kapıya doğru ilerlerken kapının önünde gökhanın kolumu tutmasıyla duraksadım "konuşmamaız gerekiyor kayra!!!" Ona dönüp gözlerine baktım. Gözlerinde hüzün, acı ve pişmanlık duyguları vardı ama umrumda değildi. Neden mi??!?!?

Çünkü arkamdan gelmesini istemiştim ve bu yüzden internetten bilet aldığım siteyi açık bırakmıştım ve leptopum yatağımın üzerindeydi. Tamam geri dönemezdim ama yinede belki benimle gelir diye onu aradım,  belki bir umut yoldadır bana yetişebilsin diye uçakı yarım saat geç kalkmasına sebep olmuştum beni durdursun bana yardım etsin benimle gelsin diye ama ne geldi ne aradı ne de arama çabasına girdi bunları bilmek kalbimde bir ağrıya sebep olurken aslında bu acınında birazda kolumu sıkan gökhana ait oldupunu anladım ve ona dönüp "konuşacak bir şey var mı!?!?!?!?" Dedim ve devam ettim "zannetmiyorum"  ama bana isyan edercesine bakıp "hayır var ve beni dinleyeceksin " ona kaşlarımı çatarak bakarken"hayır!!! Yok!!" Dedikten sonra arkamdan gelen öksürük sesiyle toplantı odasında olduğunu unuttuğum gölgeye döndüm.

Kaşlarını çatmış bize bakıyordu bizi biraz süzdükten sonra gözü sıkmaktam kızarmış ve biraz daha sıkarsa moraracak olan koluma baktı ve sonra " biraz daha sıkarsan kangıren olacak" dedikten sonra gökhan anlamamış gibi ona bakarken gözleriye kolumu işaret etti.
Bu hareketiyle gökhanın elleri gevşedi gölge "eğer çekilirseniz kapının önünden çıkacam da " dedikten sonra gökhanın hazır elleri gevşemişken kolumu çektim ve odadan çıktım arkama bakmadan çıkıp giderken"çıkabilirsin dedim" asansöre binip giriş katına inerken birinin ayağını asansörün arasına koymasıyla kapanan kapı tekrar açıldı ve gölge içeri girdi kapı kapanınca ona dönüp "teşekkür ederim" dedim ve önüme döndüm. Hiç bir şey sölemeden asansörün giriş kata inmesini bekledik, kapı açılınca çıkıp gittim.

Hemen eve gitmek istemediğim için arabayı otoparktan almadım zaten eve gitsem de gökhan orada olacaktı bu yüzden yürümek daha iyi bir fikir gibi  geldiği için yürümeyi tercih ettim. Uzun süre yürüdükten sonra ayaklarım ağrıdığı için ayakkabılarımı çıkarıp elime aldım. Bir süre daha yürüdükten sonra birden bastıran yağmur bütün yorgunluğumu aldı sanki sahil kenarına vardığımda bir banka oturup etrafta yağmurdan kaçışan insanları seyrettim. Hava kararmaya başladığında havanın soğumasıyla birlikte oturduğum yerden kalkıp bir taxi çağırdım ve binip ebimin adresini verdikten sonra yol boyunca dışarıyı seyrettim.

*
Eve geldiğimde taxinin parasını ödeyip içeri girdim, odama çıktım ve kendimi direk duşa attım. Uzun süre duşta kaldığım için her yerim buruş buruş olmuştu. Üzerime askılı kırmızı bir buluz ve altına siyah bir şort giydikten sonra saçlarımı kurutmadan dağınık kopuz yapıp banyodan çıkarken burnuma sigaranın ağır bir kokusu geldi. Hava karardığı için oda karanlıktı bu yüzden sigaranın loş ışığını görebiliyordum başta korksamda sonra geçen gün gelen kişi olduğunu anladım çünkü bu yüz hatları ondan başka kimseye ait olamazdı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 29, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KİMSİN ???Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin