The Boy Who Drive Range Rover .JJK. 1

きゅう,く

HaeSoulll: ARABANI ÖZLEMİŞİM!
O MUHTEŞEM BORDO RENGİ GÖRMEK İÇİN BİLE OKULA GELEBİLİRİM.

JjeonKookk: kkk
Arabama aşık olduğunu düşünmeye başladım.

HaeSoulll: NİYE DÜŞÜNÜYORSUN Kİ?
DİREK AŞIĞIM!
Ve onunla evlenmek istiyorum.

JjeonKookk: Onunla evlenmene izin veremem.
Hani Jimin Hyung senin kısmetindi?

HaeSoulll: Şaka yapmıştım ama sende öyle düşünüyorsan numarasını verir misin?

JjeonKookk: Öyle düşünmüyorum.
Baksana öğle arasında birlikte yiyelim mi?

HaeSoulll: Bir şartla.

JjeonKookk: Neymiş?
Eğer Jimin Hyung'un numarasıysa hayır.

HaeSoulll: Hayır o değil.
Sınıfında ki kızlar bana öldürecekmiş gibi bakıyorlar, senin yüzünden, onlara aramızda öyle bir şey olmadığını göster.

JjeonKookk: Kolaymış.
Tamam, zil çalmak üzere sınıfta bekle beni.

HaeSoulll: Tamam.

.
.
.

Hae Soul zilin çalmasıyla sınıftan çıkan öğretmeni izledi ve telefonunu çıkardı.
Jungkook'a mesaj atacağı sırada sınıftaki kızların küçük çaplı çığlıklarıyla bakışlarını telefondan kaldırdı.

"Arkadaşım Hae Soul hadi dışarı çıkalım." Diyen Jungkook'a ne biçim bir salaksın bakışı atarken telefonunu alıp sıradan kalktı.

"Nasılsın arkadaşım Hae Soul?" Dediğinde Jungkook, Hae Soul Onu kolundan tutup sınıftan çıkardı.

"Ne yapıyorsun sen salak?"

"Aramızda o anlamda bir şey olmadığını gösteriyorum."

"Cidden mi? Neyse, açım ben kantine inelim."

İkisi kantine indiklerinde birkaç kızın bakışlarını yakalayan Hae Soul dahada hızlanıp sıraya girdi.

Yirmi dakika sonra ikisi bahçede bir bankta yemeklerini bitirmiş oturuyordu.

"Eve nereden gidiyorsun?"

"Aslında eve metroyla gidiyorum. Okuldan uzakta biraz."

"Seni bırakabilirim, arkadaşlar bunun için varlar."

"Bu teklife hayır diyemem. O arabaya binmek için her şeyi yaparım." Dediğinde Hae Soul, Jungkook gülmeye başladı ve ardından Hae Soul'da ona katıldı.

"Çıkışta arabanın önünde bekle beni ya da birlikte gidelim."

"Fark etmez ama şey ben bugün eve gitmeyeceğim."

"Nereye gideceksin?"

"İşe. Alışveriş merkezindeki bir kafede çalışıyorum."

"Tamam seni yinede bırakabilirim."

"Bırakmasan kızardım. Beni o arabadan ayıramazsın."