Special にじゅうに

8.4K 475 108
                                    

ÖNEMLİ!!!! 6. KİTAPTAN SPOILER İÇERİR 6. KİTABI OKUMAYANLAR OKUMASA DA OLUR!!!!
(Şarkı da çok hoştur~~)

Hae Soul salonda son bir haftadır hiçbir şey yapmadan oturan Jungkook'a baktı.

Dokuz gün önce Jungkook evden sabaha karşı bir telefonla aceleyle çıkmış ve öğlen olana kadar da gelmemişti.
O gün Jungkook eve geldiğinde Hae Soul onunla şakacıktan kavga edecekti ama Jungkook yanına gelip Ona sarılmış ve ağlamaya başlamıştı. Hae Soul endişeyle Jongkook'u sıkıca tutup koltuğa oturtmuş ve kendine gelene kadar ağlamasına izin vermişti. Yarım saat sonra Jungkook susunca Hae Soul gözyaşlarını silip kendisine bakmasını sağlamıştı.

"Ne oldu Jungkook? Neyin var anlat bana?"

Jungkook derin bir nefes alıp başını Hae Soul'ün bacaklarına koymuş ve konuşmaya başlamıştı.

"Sabaha karşı telefonum çaldı ve uyandım ama çok kısa çaldı ben açana kadar kapanmıştı bende kim aradıysa yanlışlıkla aramıştır diye düşündüm ama sonra nedense telefona bakmam gerektiğini hissettim ve telefonu alıp baktığımda Hoseok hyung'tan bir arama olduğunu gördüm. Geri aradım ama açmadı bende Seokjin hyung'u aradım bana Hoseok hyung ile ilgili bir şeyler olduğunu ve bir yere gitmemi söyledi. Dediği yer bir parktı oraya gittiğimde Taehyung hyung'u gördüm. Kucağında Hoseok hyung vardı ve bilekleri kanlıydı. Sonrasını hatırlamıyorum ama en son kendimi hastanede bir doktorun Namjoon hyung'a 'Kan kaybı fazlaydı. Üzgünüm kendisi ambulansta hayatını kaybetmiş.' Dediğini hatırlıyorum. Hastaneden eve geri döndüğümde bir mektup buldum. Açtığımda mektubun Hoseok hyung'tan olduğunu gördüm büyük ihtimalle ilk önce buraya gelip mektubu bırakmış. İçindeyse Hoseok hyung ile bir fotoğrafımız ve mektup vardı. Mektubun içinde terapilerin işe yaramadığını, sesin hep onunla konuştuğunu, kendisini öldürmeye çalıştığını yazıyordu.

Biz o kadar kördük ki Hoseok hyung'un ne kadar acı çektiğini fark edemedik.
O na yardım edemedik Hae Soul ve bu beni düşündükçe çıldırtıyor." Demiş ve tekrar ağlamaya başlamıştı.

Şimdiyse yani dokuz gün sonra Hoseok'un cenazesi yapılmıştı Hoseok'un ablası yurtdışında yaşıyordu ve bir süre annesini yalnız bırakmamak için geri dönmüştü.

"Jungkook biraz dinlenmen lazım. Kaç gündür doğru düzgün uyumadın." Diyerek Hae Soul Jungkook'a koluna girip O bu ayağa kaldırmaya çalıştı ama Jungkook ağır bir çuval gibi yerinden kıpırdamadı.

"İnan bana Hoseok oppa böyle olmanızı istemezdi Jungkook. Ve eminim şuan olduğu yerde buradan daha mutludur ve hiçbirinizi suçlamıyordur."

Jungkook bunları duyduktan sonra kızarmış gözleriyle Hae Soul'e baktı.

"Cidden mutlu mudur?"

"Evet, Jungkook mutludur ve sizin de mutlu olmanızı istiyordur."

"O zaman neden gitti? Mutlu olmamızı istiyorsa neden bizi bıraktı?"

"Bunu bilemeyiz Jungkook belki burada olsaydı siz mutlu olurdunuz ama O olur muydu?"

Jungkook cevap vermedi.

"Hadi gidip biraz dinlen." Dediğinde bu sefer Hae Soul, Jungkook yavaşça kafasını sallayarak onayladı ve kalkıp odasına geçti.
Kıyafetlerini çıkarıp yatağına yattı ve gözlerini kapattı. Aklına Hoseok'un telefonunu açamadığı geldikçe kendine sinirleniyordu.
Kaç gündür dokunmadığı telefonu aklına gelince yataktan kalkıp odasının içinde telefonun aramaya başladı. En son o telefonu hastaneden geldikten sonra odada bir yere koymuştu ve o günden beri dokunmamıştı.
En sonunda telefonu kitaplığın raflarından birinde buldu ve alıp hemen tekrar yatağa yattı. Telefonunu açtığında binlerce mesajı olduğunu gördü. Hepsini tek tek okumak yerine isimlere bakıp okumak istediklerini açtı. Genel olarak hepsi Hoseok ile ilgiliydi.
Aşağılara indiğinde ve Hoseok'tan okunmamış bir mesaj olduğunu görünce olduğu yerde doğruldu ve mesajı açtı.

'Jungkookieee seni seviyorum ve kendini üzmeni istemiyorum.'

Jungkook mesajın atma saatine ve Hoseok'un O nu son aradığı saate baktığında mesajla arama arasında bir dakika olduğunu gördü.

Jungkook tekrar ağlamaya başladığında telefonu şarjı bittiği için kapandı ve Jungkook telefonu yere düşürdü.

Sesi duyan Hae Soul endişelenip odaya girdiğinde yatakta iki büklüm olmuş ağlayan Jungkook'u görünce koşarak yanına yattı ve sarıldı.

"Mesaj atmış Hae Soul. O gece bana kendini üzme diye mesaj atmış." Jungkook daha da ağlamaya başladığında Hae Soul daha sıkı sarıldı.

"Tamam, geçti. Ağlama bak o bile sana üzülmemeni söylemiş." Derken bir yandan da Jungkook'un saçlarını okşuyordu.
Jungkook uykuya daldığında saat akşam sekiz olmuştu ve neredeyse iki saat ağlamıştı.

Hae Soul yataktan kalkıp Jungkook'un üzerini iyice örttü ve yanağından öpüp odadan çıktı.

+Hem kitabı hem de bu bölümü nasıl bitireceğimi şaşırdım bu bölüm böyle bitti bakalım bir sonraki yani son special bölüm nasıl bitecek??+

The Boy Who Drive Range Rover .JJK. 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin