7.BÖLÜM

64 7 3
                                    

#Selimden...

Kapıyı açtım ve içeri söve söve girdim. Aklım o kadar doluydu ki. İçimdeki ses tekrar tekrar uyanıp yine 'şimdi ne halt yicez lan' diye bağırıyordu sürekli. Evin kapısı direk oturma odasına açılıyordu. Emre ve Gökhan yayılmış benim sövmelerimi dinliyorlardı. Anahtarımı sehpaya atıp bende koltuğa yayıldım.
"Noldu lan Ecrin buluşma teklifini mi kabul etmedi?"dedi Gökhan.
"Hayır aksine kabul etti."dedim
"Ee sorun ne o zaman beybisim"dedi Emre.
"Birincisi ben kıza randevu teklif ettim de nasıl açıklayacağım hakkında hiçbir fikrim yok. İkincisi beybisim ne lan bana şöyle şeyler söyleyip durma."dedim sinirle. Zaten kadamda deli sorunlar bide bunu çekicem şimdi.
"Abi bi rahat ol... ve bence önce çıkma teklifi et. "dedi Gökhan
"Ne çıkma teklifi lan o zaten benim sevgilim." Diye sinirle soludum.
"Ama kaptan kızın haberi yok."dedi bay çok bilimiş Gökhan
"Lan sen kaşınıyor musun? Kızın haberi var harhalde birlikte olduğumuzdan sadece... sadece hatırlamıyor bu küçük bir ayrıntı."dedim
"Ya ya küçük ayrıntı." Dedi Emre bunlar harbiden eceline susuyor.
"Saçmalama çıkma teklifi falan yok bir ucdan başlıyacaksın işte açıklamaya. Zaten amacımızda bu ya gerçekleri anlatıp kızı alıp görütmek." Dedi Eylül
"Sanki ben bunları bilmiyordum. Saol iyiki söyledin iyiki varsınız... Eylül yardım et bu gariban kardeşine." Dedim yalvarır bi sesle.
"Bence açıklamaya işin küçük tarafından başla yani... yani mesela... yaş... açıklamaya yaşından başla."dedi Eylül. Anında gözlerimi pörtlettim.
"Saçmalama kızım nası derim sen 17 yaşında değilsin. Bi bilsen kaç defa 17.yaş gününü kutladın."dedim
"Haklısın ama yaşadığımız. Yani bizim gibilerin yaşadığı en basit şey yaş."dedi Eylül. Bu kız bazen harbiden beni şaşırtacak kadar haklı oluyor. Kafamla onayladım yavaşça.
"Bence bizde sizin buluşacağınız yerin yakınlarında bulunalım. Sonuç olarak bir bayana yaşından bahsedicek çocuk ölüm tehlikesi var."dedi Cem pis pis sırıttırak. 'Ama bu çocuk da haklı.' Dedi iç sesim. Ya iç sesim bile bana karşı sinirle odama girdim ne halt yicem ben ya.

+×+×+×+×+×+×+×+×

Ecrinden...

Selimin açıklamasını düşünürken bir yandan üzerimi giyinmeye koyuldum. Nedense yapacağı açıklamadan korkuyir gibiydim. O kadar şey oldu ama ben delirmedim bir yandan da bu yaşanılanlar normal gibi geliyordu. Bur açılması olduğuna iniyordum ve bu açıklamanınveni tatmin edeceğine. Ya bu elbisenin fermuarı arkada mıydı uzanamıyomda. Kahretsin. Kendi kapansa ne olurdu sanki. "Aah"diye bi sızı çıktı ağzımdan. Saçım fermuarın içinde kaldı. 'Ne?!' O nası oldu ya. Yine kafayı yiyorum 'kendi kapanmadı canım öyle iş olur mu?' Yani iç sesime güveniyorum öyle iş olmaz.
"Dur..." Bu nerden çıktı ya.
"Eylül aklım çıktı. İnsan bi haber verir."dedim yarı çıhırarak.
"Evet evet sanada merhaba. Şimdi şu elbiseyi adam edelim." Kafamı eğip aşağı baktım.
"Elbise işte Eylül nesi var."dedim
"Nesi mi var! Delirme bu elbiseyi sana ben beğendim ama adam edebileceğime güvendiğim içindi. Bu elbiseyi biraz kısaltıcaz sonra elini ayarlıcam vs. Sen dik dur ben yaparım."dedi. Elbise diz kapağının altındaydı ben biraz uzun olduğum için diz kapağımda duruyordu. Belide biraz boldu. Eylül eline bir makas alıp eteği kesti. Bense şaşkın şaşkın ona bakıyordum. Çok hızlı hareket ediyordu. Elbisenin eteğine biraz dikiş attı ve beline biraz pens attı. Bu elbisenin omuz detayları vardı sadece. Ama onlarda çok belli değildi. Eylül o detayları da biraz belirgin hale getirdi. Şimdi elbise daha güzel olmuştu. Biraz daha kısa ve belime daha çok oturuyordu.
"Harika oldu."dedim teşekkür dolu sesimle.
"Dur son dokunuşları yapıcam."
"Daha ne yapıcaksın yeter."dedim
"Sen ayakkabı çanta kullanmaz mısın? Ve... biliyorum sevmiyorsun ama çok azıcıkta makyaj yapıcam itiraz yok." Dedi. Tam itiraz edicektim ki." Beni hiç dinlemiyorsun dimi?! İtiraz yok dedim." Deyip beni tuttuğu gibi makyaj masama otutturdu. Gözlerime hafif eyelenir ve rimel sürdü. Dudaklarıma da mürdüm rengi ruj sürdü. Saçlarıma salaş topuz yaptı. Sonra kapının yanında daha önce görmediğim -büyük ihtimalle Eylül getirdiği- poşetin içinde ki kutuyu çıkardı ve bacaklarıma bıraktı. Kutuyu açtım. İçindeki mürdüm rengi bir takım stiletto ve portföy bir çanta vardı. Onları yere bırakıp Eylüle sarıldım.
"Sen olmasan iptal ederdim harhalde."dedim bu doğruydu o olmasa napardım.
"Uff saçmalama tabiki burada olup sana yardım edicektim. Dostlar ne içindir. Sen hep en kötü günümde yanımda oldun. Bırakta ben güzel günlerinde yanında olayım."dedi bu söylediklerine anlam vermem için bu akşam Selimle buluşacaktım.
"Eylül ben seni neden çok uzun zamandır tanıyomuşta sadece çok uzun zamandır görmüyor gibi hissediyorum." Dedim
"Belikde böyle hissetmen gerektiği içindir. Ama sorularını lütfen bana sorma." Dedi
"Peki" dedim ne diye bilirdim ki zaten. Sonra ayakkabıları ve çantayı alıp aşağı indim. Çok geçmeden kapı çaldı ve Selim geldi.
"Hadi siz gidin bizde Meltem teyzemle biraz sohbet edelim." deyip bana göz kırptı. Bizde dışarı çıktık. Hiç konuşmadık. Ne onun ne benim bir şey diyebilecek gücümüz yoktu sanki. Arabaya varınca kapımı açtı. Bende oturup eteğimi düzelttim. Kapıya kafasını yaslanmış beni izliyordu.
"Çok güzel olmuşsun" dedi boş bulunup düşüncelerini söylemişti. Sonra biraz kızardı ve toparlamata çalışdı." Yani şey elbise... elbise yakışmış."dedi kafamı sallayıp onu onayladım.
"Sende çok şıksın.(bu sırada pelş siyah montuma sokulup) kapıyı kapatsanda içerde konuşsak hani daha tam yaz gelmedi ya" dedim gülerek. Kapıyı kapatıp kendi tarafına yöneldi. Çok şık olmuştu takım elbise çok yakışmış vicdansıza. Yerine oturup tekrar beni süzdü. Ve önüne döndü. Şuan aklında olanları öğrenmeyi o kadar çok istiyordum ki. Arabada hiç konuşmadık ben dışarıyı izledim ve arada göz ucuyla bana bakarken yakaladım onu. Arabayı durdurdu. Sahil kenarında lüks bir restorana gelmiştik. Kapılarımız anında açıldı. Bi bey elini uzattı inmeme yardımcı olmak için ama tanımadığım insanlara dokunmayı pek sevemediğimden onu görmezden gelip kendim indim. Selimde ben iner inmez yanıma gelip bana kolunu uzattı. Koluna girip içeri yürüdük beraber. İçeride montlarımızı girişe bıraktık sonra bir kız bizi masamıza yönlendirdi. Cam kenarında bir masaya geçtik. Selim sandelyemi çekip beni otutturdu. Sonra karşıma geçip bir süre beni izledi. Sonunda pes edip.
"Hazır mısın?"dedi. İste bu harika bir soru hazır mıyım.
Gerçekten hazır mıyım gerçeklere.



Lütfen oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Sizi seviyorum. Şimdiden teşekkürler...

GECE'NİN ÇOCUKLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin