Kör Nokta

1

----

"Birazdan kadın ve adam çıkacak. Koruma ordusunun neredeyse yarısını götürecek. Ön kapıda 4, ön bahçede 3, arkalarda 3 ve yanlarda 2'şer adam olmak üzere toplam 14 koruma olucak bahçede. İçeride bir tane hizmetçileri var yatılı. Onun harici korumalar eve sık girmez."

Kulağımdan gelen Lara'nın sesi ile garaj kapısına dikkat kesildim. Bir kaç dakika sonra önden 2 araba çıktı. Arkasından bir tane daha ve bir tane daha. Biraz sonra bir kaç araba daha çıktı. Bir süre bekledim.

"Korumalar yerlerine geçtiler, hizmetçi hala mutfakta. Şimdi kameraların bağlantılarını kesicem. 20 saniyen var."

Ayağımın altında ezilen ıslak çimlerden çıkan sesler yüzünden biraz daha hızlı ve sessiz olmaya çalıştım. Duvarda ki bir boruya tutunup pencere kenarlarına basarak eve giriş yaptım. Bir süre bekledikten sonra ayaklanıp sakin adımlarla koridora çıktım. Sesizce korkuluklara yaklaşarak aşağıya baktım. Kadın mutfaktan çıkıp salonun ışıklarını kapatarak aşağıya indi. Sessizlik ve karanlık. 5 yıllık dostlarımın bu günde beni bırakmayacağını biliyordum.

"Adamın kasasının olduğu oda en üst katta. Tek sıkıntımız şu ki adam oldukça paranoyak bu yüzden her yere şifre koymuş."

Üst kata doğru yöneldim. Adamın lazer koydurtmadığına şükredelim bari.

"Pekala hangi kapı?" Herhangi bir ses çıkmasını istemediğim için kelimeleri neredeyse ağzımın içinde geveledim.

"Koridorun sonunda ki kapı "

Odaya girip kapıyı sessizce arkamdan kapattım. Özel yapım gözlüğü takıp gece görüşünü açtım. Pekala paronayak birisi olsaydım çok önemli bir belgeyi içinde bulunduran kasayı nerede saklardım? Zengin ve paronayak birisi olsaydım tabiki de odamda gizli bir yer bulundururdum. Klişeleşmiş kütüphane arkası gizli bölme? Sanırım denemekten zarar gelmez.
Neredeyse tüm kitapları kontrol ettim fakat hiç bir şey olmadı. Sessizce nefes verip pencereye döndüm. O sırada pencereye yansıyan masanın üstünde ki heykeli gördüm. Minyatür bir Buda heykeli. Pekala genel kültürüme dayanarak söylüyorum ki heykelin kafası o tarafa dönük değildi. Masaya hafif eğilerek heykelin kafasını tuttum ve kendime doğru çevirmeye başladım. Heykeli tamamen düzeltince odanın sol tarafında bulunan sütunlardan birisi hareket etti. Kütüphaneden iyidir bence. Sütuna doğru yaklaştım ve Bingo! Önümde kesinlikle içinde altından daha değerli şeyler bulunduran bir kasa vardı.

"Mükemmel. Kasaya yakınlaş görmem lazım."

Diz çökerek eğildim ve iyice yaklaştım.

"Kasa tuşlu eminim şifrelerin olduğu kısımlar hafif aşınmıştır."

Sol bacağımın diz kapağının biraz üstünde ki fermuarlı cebi açarak içinden ince bir jelatin çıkarttım. Jelati dikkatlice kasanın tuşlarına yerleştirdim. O sırada büyük bir ses duyuldu. Hassiktir. Bu garaj kapısının sesi.

"Neler oluyor?"

"Bilmiyorum. Kahretsin bu kadar erken dönmemeliydiler."

Hemen kasaya dönerek jelatini dikkatlice çıkarttım. Gözlüğün hizasında kaldırıp fotoğrafını çekerek Lara'ya gönderdim.

"Fazla zamanım olduğunu kesinlike sanmıyorum Lara acele et."

"Pekala en fazla kullanılan 5 tuş var."

"Şifre 8 haneli"

"Adam takıntılı. Eminim ki şifresinin bir anlamı vardır. Pekala kızlarının doğum tarihini dene. 8 Mart 1991 "

08031991. DIIT.

"Yanlış. Kahretsin Lara!"

"Pekala pekala. Adamla kadın salona girdiler. Muhtemelen 35 saniye içinde yukarı çıkacaklar ve adam ilk oraya gelecektir."