6

19 4 1
                                    

--------

Saatlerdir salonda oturup ablamın uyanmasını beklemiştik. Saat 03.27'yi gösterirken herkes fazlasıyla yorgun ve gergindi. Merdivenden gelen sesle hepimiz oraya dikkat kesildik. Gelmişti. Ensesini tutarak iniyordu ki son basamakta kafasını kaldırıp bana baktı. Göz bebekleri genişlemiş, gözleri dolmuştu. Yavaşça ayağa kalktığımda hareketlerimi takip ediyordu. Benimle beraber abim de kalkmıştı. Ona doğru adım attığımda gözyaşları yanaklarını ıslatmıştı bile. Ne yapacağını kestiremediğimden temkinli gidiyordum.

"Abla" işte tam o saniye de ablam hıçkırarak ağlamaya başladı ve ben kahroldum.

Tam karşısında durdum. Omzuma çöken ve her saniye katlanan yükle, gözlerime acıyla dolan göz yaşlarımla ona baktım. Eliyle ağzını kapatıp ağlamaya devam etti. Sağ elini kaldırıp gerçekliğimi teyit etmek için yanağıma dokundu. Titreyen elleri yanağımdan, 5 yıldır kestirmediğim saçlarıma gitti. Gözyaşlarım çoktan akmıştı.

"Mira." Hayret kokan sesiyle fısıldadı.

Dayanamadım var gücümle ablama sarıldım. Kolay değildi işte. 5 yıl bu sarılmadan hasret kalmak, ablamla konuşamamak, onunla gülememek hiç kolay değildi. Ablamın gücü kalmamış gibi yere çöktü. Ona sarılmayı bırakmayarak onunla birlikte çöktüm. Ablamın hıçkırıkları tüm odayı dolduruyordu. Sımsıkı kapattığım gözlerimi açtığımda abimle göz göze geldim. Onun da gözleri dolmuştu. Koskoca adamın gözleri dolmuşken kendimi nasıl tutabilirdim ki?

"Nasıl?" Kulağıma gelen fısıltıyla biraz daha sarıldım.

"Özür dilerim. Özür dilerim."

Ablam bir anda geri çekildi,gözlerime acı acı baktı. Hala inanamıyordu. Bense suçunu bilen küçük çocuklar gibi başımı eğmiş ondan gelecek bir tepkiyi bekliyordum. Abim yanımıza gelip ablamı kaldırdığında onlarla birlikte kalktım. Koltuklara geçtiğimizde ablam gözlerini üzerimden çekemiyordu ama benden uzağa oturmuştu. Aldığım her nefes de canım yanarken kendimi sakinleştirdim. Kolay değil Mira senden nefret etmeye hakkı var. Yanlış davranma. Şu anda kandırılmışlık hissi tüm bedenine yayılmış bile olabilir. Sakin ol. Ablam nişanlısının yanına oturmuş ondan destek ister gibi elini sıkıyordu. Sıkıntıyla derin bir nefes aldım. Yüzümdeki gözyaşlarımı temizlediğimde sessizce yenileri akıyordu. Dudaklarımı kemirerek gözlerimi ellerime indirdim. O kadar zaman sonra ablam karşımda otururken başka şeyle ilgilenmem saçmalıktı. Ama ona baktıkça içim acıyla burkuluyordu. Ablam kindar birisi değildi ve hiç bir zaman öyle olamazdı. Birisiyle kavga etse o kişi gidip ablamla sevecen tavırla konuştuğunda hemen barışırdı. Zaman zaman bu kadar yumuşak olduğu için ona kızardım. Şimdi ise bana ne kadar kin güdebileceğini düşünüyorum. Kabul etmek istemesemde ve kendimi iğrenç hissetsem de onu kandırmıştım, hemde en kötü yerden.

"Açıklamaya ihtiyacım var. Gerçekten bir açıklamaya ihtiyacım var kafayı yiyecekmiş gibi hissediyorum."

Gözlerimi kapattığımda gözyaşlarım tekrar akmıştı. Vakit geldi demek ha?

"Anlatıcam. Ama önce sakin olmalısın."

"5 yıl önce kendi ellerimle toprağa verdiğim kardeşim şu an karşımda. Her anımızı hatırladığımda içimin yanıp kül olmasını sağlayan kardeşim şu an karşımda. Ve sen saçma bir şekilde sakin olmamı mı söylüyorsun?"

Barış ablamın omzumu sıkarak sakinleştirmeye çalıştı. Bense oluşan gerginlik yüzünden büyümüş gözlerimi ablamın gözlerine dikmiştim. Allahım şu anı bana yaşatma al canımı. Ablamın benden nefret etmesine dayanamam.

" Söylediklerimi sakince dinlemene ihtiyacım var. Çünkü. Gerçekten..." derin nefes aldım tekrar. Konuşamıyordum bile!

Gözlerimi yardım istercesine abime diktim. Gözlerini yumarak beni onayladıktan sonra ablama eğilerek bi şeyler söyledi. Ablam biraz durduktan sonra mutfağa gitti. Hepimiz yine oturmuş dönmesini bekliyorduk. 5 dakika kadar sonra içeriye dönüp yerine oturdu. İstemsizce gerginken büyüyen gözlerimi ablama diktim. Yüzünü ıslatıp kendine gelmiş gibi görünüyordu. Normaldi?

"Anlat. Dinliyorum şu hayatını mahvedecek kadar önemli meseleyi."

Bir süre kelimeleri toparladım. Kendimi hazır hissedince konuşmanın uzun süreceğini belli edercesine nefes aldım.

"Annemin intikamı için 5 yıl önce aldığım bir kararla sahte ölümümü gerçekleştirdik ve resmi olarak herkesin gözünde ölü bilindim. Bunu yapmam gerekti çünkü yaptığım her şey göz önündeyken intikam almam mümkün olmazdı."

"İntikam senin neyine Mira. Sen normal bir kızsın. Tek başına nasıl halledebileceğini düşünürsün?"

Ağzımdan alaylı bir "hah" çıktı. Normal mi demişti o?

"Normal? Küçük yaşlarımdan itibaren kendimi korumam için hep dövüş dersleri aldım. Arkadaşlarımı okula aileleri bırakırken beni korumalar bırakıyordu. Peki neden? Çünkü babamızın saçma yer altı işleri yüzünden attığımız her adımda aldığımız her nefeste tehlike altındaydık. Sonra ne oldu? 15 yaşımdayken annem gözlerimin önünde öldürüldü sen neyin normalliğinden bahsediyorsun?"

Yüzümü sıvazlayıp sakinleşmeye çalıştım.

"Seni korumaya çalışıyordum abla. Farkında mısın bilmiyorum ama sende tehlikedesin. Annemin katili seninde peşinde. Ona bir nefes kadar yakınsın ama hiç bir şey bilmiyorsun."

" Ne demek nefes kadar yakın? Kimden bahsediyorsun Mira?"

Barış'ın dehşet dolu sesi ablamı iyice germişti. Onlara öylece bakarken ablam bana bakıyordu cevap vermem için. Yavaşca kafamı salladım.

"Söyleyemem."

"Kim olduğunu bilmeliyiz."

"Bilmeseniz de olur. Sadece kimseye güvenmeyin yeter. Tamam mı? Şerefsizin kolu yeterince uzun. Hiç kimseye güvenemezsiniz ve hiç kimseye bu anı anlatamazsınız."

"Pelin. Babama dahi anlatmıcaksın, anlatamazsın."

"Kendi kızının yaşadığını bilmeye hakkı var."

" Yok. Asla da olmayacak. Ne ben onun kızıyım ne de o benim babam."

" Mira..."

" Abla. Hiç bir şey bilmiyorsun. Lütfen sus."

" Devam et."

İlk defa konuşan Demir'e döndüm. Sadece bakıyordu. Ne bir beklenti ne de bir nefret vardı gözünde. Bakmak için bakıyordu sanki.

" Sahte ölümünden sonra ne oldu? 5 yıl ne yaptın?"

" Sürekli olarak araştırma yaptım."

" Neyle ilgili?"

"Her şeyle ilgili. Şirket için gizli adam gibi bir şeydim. İhtiyacınız olan her şeyi ben gözden geçirip karar veriyordum. Tabii bundan önceye gidersek sizi de araştırdım. Benim onaylamam sonucunda sizinle anlaşmaya varıldı. Kendi işimin yanında ihtiyacınız olan şeyler de hep görünmez olarak ordaydım. Yani binevi abim intikam için bana yardım ederken, verdiği aletlerle de şirket için arada çalışıyordum."

" Geçen gün. Şirket hisselerinin devri için yazılmış kağıdı da sen mi aldın?"

Bir süre Barış'a baktıktan sonra kafamı salladım.

" Tek başına mı?"

" Lara da vardı. Yani, sesi. Bilirisiniz o bir hacker. O kameraları halleder ben yaparım."

" Bu evde mi yaşıyorsun?"

Ablama acı bir gülüş attım.

" Yaşamaktan kastın nefes alıp vermekse, evet bu evde yaşıyorum."

Gözlerime bir süre baktıktan sonra yanıma oturarak sarıldı. Dayanamamıştı işte. Ne olursa olsun annem sayılırdı o benim. Ve benim ikinci bir kez daha annesiz kalmaya niyetim yoktu.

Kör NoktaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin