Kör Nokta

4

--------

Sabaha doğru gözlerimi açtığımda hâla bahçede uzanıyor olduğumun farkına vardım. Ayağa kalkmaya çalıştığımda bedenimin her yeri ağrıyordu. Yağmur geç durmuş olmalı ki üstüm hala biraz ıslaktı, çamur ise her yerimi kaplamıştı ve biraz nemliydi. Eve girince hemen banyoya yöneldim, iyice yıkanıp banyodan çıktığımda telefonumun sesi ile birlikte adımlarımı salona yönelttim.

"Mira acil durum!" Lara'nın gergin sesini duyunca tüm bedenimi endişe kapladı.

"Neler oluyor?"

"Pelin! Mira Pelin kaçırıldı."

"NE! Ne demek kaçırıldı Lara o kadar koruma ne halt ediyor?"

"Bilmiyoruz nasıl yaptıklarını. Kamera kayıtlarının hepsi sabote edilmiş."

"Olay ne zaman oldu?"

"Dün akşam"

"Ve yeni mi haberiniz oluyor? NASIL ÇALIŞIYORSUNUZ SİZ?"

"Korumalar sabah uyandıklarında haber ettiler. Koskoca kadını sürekli gözetleyecek değiliz ya Mira."

"Demek ki gerekli oluyormuş dimi? Kim yaptı peki bilgi var mı?" Telefonu alıp direkt odama çıktım ve elime geçen ilk siyah pantolonu giyinmeye başladım.

"Ahmet'i arayıp ihaleden çekilmelerini söylemişler ama kim bilmiyoruz."

"Lara eğer bir bilgi olursa hemen bana da haber ver."

"Ne demek bu? Ortaya mı çıkacaksın?"

"Önlemimi alıcam. Yer tespitini yaparsan hemen söyle."

"Tamam aramaya devam ediyorum."

"Abime söyle. Orda olacağım." Telefonu kapattıktan sonra üstüme siyah tişört ve ceket geçirip hemen botlarımı giydim. Islak saçlarımı sıkıca topuz yaptığım gibi çekmeceden silahımı ve arabanın anahtarını alıp dışarıya fırladım. Arabaya bindiğimde telefonu yan koltuğa atıp torpidoda ki dinleme cihazını kulağıma yerleştirdim.

"Lara?"

"Seni duyuyorum."

"Bana abimin telefon konuşmasını dinlet."

"Bir saniye."

"Ahmet Özsoy.

Merhaba Ahmet. Görüşmeyeli nasılsın?

Sen kimsin?

Sadece birisi diyelim. Fakat şu an yanımda ki kişi sadece birisi değil.

Ne saçmalıyorsun sen?

Kardeşin diyorum Ahmet Özsoy. Kardeşin elimde ve eğer ki o ihaleden çekilmezsen elimde ölü bir Pelin Özsoy olacak. Bak kardeşin seninle konuşmak istiyor.... ABİ! ABİ YARD... Şimdi anladın mı ne kadar ciddi olduğumu?

EĞER ONA ZARAR GELİRSE...."

Konuşma burda bitmişti.

"Eğer ablama bir zarar gelirse. Eğer böyle bir şey olursa onlara, alacakları her nefesi zehir ederim."

"Abin burda çıldırmış derecede zaten Mira. Senin sakin olman gerekiyor."

Biliyordum. Allah kahretsin ki sakin olmam gerektiğini biliyordum. Aksi takdirde iş elime yüzüme bulaşırdı ve ablamı kaybederdim.

"Hala bir şey bulamadın mı?"

" Ha deyince olacak iş değil biraz sabret."

Sinirle direksiyonu sıkıp arabayı çalıştırdım. BİLEKLİK!