2

149 5 0
                                    


''Ne işin var burada nasıl girdin içeri'' dedi, horultusuyla dağı inleten iki askerden tombul olanı. ''Ben,ben yolumu kaybettim'' dedim, köşeyi sıyırmak için. Asker, sıkıca tuttuğu ensemi bıraktı ve ''Senin için hiç de iyi olmayacak,küçük. Buraya girenin bir daha çıktığı görülmemiş.'' yanında ki iki askere dönerek ''Tanrıça'ya haber verin. '' dedi. Ne? giren bir daha çıkamaz mı? Nere ki burası? Tanrıça mı? Yoksa burası bir putperest dağı mıydı? aklımdan geçen düşünceleri Tanrıça'nın gelişini anons eden yakışıklı askerin kalın sesi bozdu.


Ve bembeyaz kıyafetiyle,uzun,ipeksi saçlarıyla,göz büyüleyen o mükemmel en az kendisi kadar güzel olan tacıyla beni kendine hayran bıraktı bu Tanrıça.


Tüm askerler hazır ola geçmişlerdi. Ve gayri ihtiyari bende. Tanrıça ''evet neler oluyor burada? gecenin bu vaktinde neden uykumdan uyandırıldım?'' Bu kadın böyle süslenerek mi yatıyor diye düşünürken , Tanrıça ' nın bana doğru geldiğini fark ettim. Bana bağırıp , azarlayacağını düşünmüştüm, O tam aksine bana sevecen bir yüzle ''hoş geldin'' dedi.


Ne diyeceğimi şaşırdım. ''Hoş bulduk'' deyiverdim. Çok mu samimiydim? ''Hoş bulduk Tanrıça'm mı demeliydim? bilemedim...

MART TANRIÇASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin