İrkilerek uyandım, gözlerimde durduramadığım yaşlar vardı. Ellerimle yüzümü kapamış, "gerçek değil,gerçek değil" diyordum. Rüyalarımdan bile çıkmıyordu, hoşuna mı gider üzülmem, anlamam ki? Git başımdan, git aklımdan, git be adam! Gitmiyorsun, rüyamdan git bari...
Rüyamda rahat bırak hiç değilse, seni düşünemediğim sekiz saatimde beni benle bırak. Sekiz saat nefes almama izin ver, sekiz saat, sekiz saat...
Sekiz saat gözyaşlarım dursun be sevdiğim. Yeter, yoruldum. Bu yaşımda yorulmayı öğrettin sen bana. Öleceğimi bile bile imkansızı seviyorum resmen. İstemiyorum, ama engel de olamıyorum.
Artık dayanamıyorum, yardım edin bana, kalbimin ağrısı dinmek bilmiyor be yardım edin, ya gelsin biri kurtarsın beni, ya da alsın canımı bu vicdan yoksunu insanlar. Tek çare bu.
Ya da hayır,tek çare bu değil Mira! pes etmeyeceğim,bu lanet çukura kendi ayaklarımla, kendim düştüm ben ve bu çukurdan çıksam bile iyi kötü bir bedelle çıkmalıyım. O bedelin iyisi de belli,kötüsüde...
Oooff... Bir haber daha var ki, bugün yirmi beş şubat, beş gün sonra Mart Tanrıçası geliyor. Son olaylardan sonra adını her ne kadar Melek Yüzlü Şeytan koymuş olsam da...
Her neyse, bu demek oluyorki Oğuz'uma anlatmak için sadece beş günüm var. Ve hatta tek dileğim, Oguz'um benle gelmeyi kabul ederse,vicdan yoksunu insanların tarafından değilse daha açığı. Hazırlanıp beraber buradan gitmemizede beş gün var. Beş gün. Çok da kısa bir zaman sayılmaz, tam umudunu kaybetmişken karşısına çıkan gün güneşini elde etmeyi çabalıyan bir deli âşık için.
ARAYI BAYAĞI UZATTIK.
E SINAV HAFTASI MÂLUM. BÖYLE UZATMALARA KALMAYACAĞIZ ARTIK. BÖLÜMLERİMİZ HEYECANI ARTACAK BİR ŞEKİLDE DEVAM EDECEK.
[GELSİN YORUMLAAR💘💘]
