27.Bölüm

147 16 0
                                    

Neredeyse bitmek üzere olan kamp benim için tatilden çok bir bulmaca olmuştu ve bu bulmacanın en büyük problemi ise ipuçlarının olmamasıydı her ne kadar kızlar cevap konusunda ısrarcı olsalar da ben hata yapıp tüm bulmacayı çöpe atmak istemiyorum ,belkide bu yüzden ormandaki o konuşmanın üstünden koca bir gün geçmesine rağmen hala sessizliği mi koruyordum ,her ne kadar hislerim konusunda emin olmak istesemde Joon'a da saygı duymak zorundayım en azından onun için bu kadarını yapabilirim çünkü duygularından emin olmadan bana gelmesini bende istemiyorum...

Dediğim gibi kamp ciddi manada bitiyordu tabiki de bir arpa boyu yol kat edemeyen bana rağmen yinede üzgün değilim çünkü eminim herşey yoluna girecek. Neyse ki benim dışımda herkes sorularını cevaba kavuşturmuştu bunların en şaşırtanı ise her zaman olduğu gibi saman altından su yürüten Jae sun'du biz kendi derdimize düşünce çoğu şeyi kendisi halletmişdi Yoora ile sözleşmiş, biraz kısa bir zaman dilimi dahi olsa onu kendine bağlamayı başarmıştı, doğrusu bu duruma ondan çok ben sevindim onunda biriyle birlikte olma zamanı çoktan gelmişti...

Eun Bi=Mina hazırsan yola çıkma zamanı geldi...

=Yaaa insan gelirken biraz ses cıkarır ödüm koptu...

=Suç bende değil o elindeki deftere ne yazıyorsan artık müthiş konsantre olmuşsun seslendim ama ancak yanına gelince duydun...

=Ahh özür dilerim haklısın dalmışdım...

=Sorun değil hazır mısın peki?

=Evet,evet hazırım sen git ben gelirim..

=Tamam acele etme...

Eun Bi umarım sizin için de her şey yolunda gider burası sana da
Cheonsa'ya da epey iyi gelmiş gibi umarım burada iyice pekiştirdiginiz aşkınız sonsuza dek devam eder...

Valizimi toplayıp arabaya doğru yavaş ve sakin adımlarla burayı içime çekerek ilerliyordum çünkü içimden bir ses burada yaşananlar çok şey değiştirecek diyordu ve benim yoluma güçlü adımlarla gitmem gerekliydi, sanırım bu güçlü görünmek işini biraz abarttım tabiki abarttıgımı sağolsun arabaya biner binmez Yong Jae suratıma çarptıgı için anladım ...

=Mina acaba sormamın bir sakıncası yoksa bu anlamsız kibrinin sebebini merak ediyorum?

=Kim ben mi yok daha neler ne zaman öyle davranmışım...

=Bilmem acaba ne zaman(?) tabiki de şu an sanki burnun düşse eğilip almayacaksın gibi bir havan var...

Joon =Güzel sanırım bunları fark eden bir ben değilmişim buna sevindim lafları tamda ağzımdan aldın Yong Jae sağol...

=Tamam ya iyiyim ben, geçti içime kaçtı oldu mu hem sizin benden başka işiniz yok mu...

Yong Jae =Lütfen bana kızma sadece sende tuhaf duruyo kibir, hiç senlik degil çünkü...

=Anladım Yong Jae, gayet iyi hemde...

Bu Joon'a sinir oluyorum ya hiçbir fırsatı kaçırmıyor gıcık illa fikrini söyleyecek içinde kalsa ölür çünkü şurada insana birazcık iyi görünme fırsatı bile vermiyorlar utandımya off...

=Mina sen şimdi bana kızdın mı? kızmadın mı? Ben anlamadım!

=Kızmadım dedimya Yong Jae. ..

Joon =Demedin...

=Sen biraz sussan artık. Kızmadım ciddiyim...

Cheonsa =O zaman neden kızardın...

=Sizin benle alıp veremediğiniz ne işinize baksanıza kafeye yaklaştık inmeniz gerekecek...

Ahhh kafam birmilyon oldu ne çok konuşuyorlarya o kadar stres oldumki kızları bırakmak için kafenin oraya gelmişiz yeni farkettim her ne kadar anlamsız sorular yüzünden sinirlenmiş olsamda kızlar arabadan inerken yumuşamıştım onları evlerine bırakmış kısa bir zaman sonunda kendi evimizdeydik o kadar yorucu bir yolculukduki bir an evvel duş alıp uyumak istiyorum ama bu ne mümkün idollerle aynı evi paylaşıyorsanız başınıza her gün yeni bir şey geliyor şöyleki evimize giremiyoruz çünkü biz yokuz diye şirket gelen bir milyon tane hediyeyi kapımızın önüne artık kamyonet ilemi bilinmez döküvermiş "şaka mı bu" diye söyleyeli çok olmadı hala cevap bekliyorum ama tabi şok olan bir ben değildim bu yüzden cevap geciktikce gecikiyor du daynamayıp egilip hediyelerin birinin üstündeki yazıyı sesli bir şekilde okudum...

Sevgili liderimiz Joon seni çok ama çok seviyorum iyiki varsın iyiki doğdun aşkım herşeyim dünyam yaşama sebebim doğum gününü kutlarım daha nice uzun zaman görüşmek dileğiyle fandomun KİM HA NA...

=Vaycanına kızın Joon gibi biri için söylediklerine bak acaba onu tanıdıgına emin mi bence abartmış bana katılanlar...

(Herkes elini kaldırır)

Jae sun=Bencede abartmışlar ben Joon'dan daha popülerim bir kere...

Joon =Bana kalırsa kıskanıyorsunuz...

IN HO=Kimi senimi hah kıcım daha neler benim doğum günüm de iki kat fazlasına hazır olun...

Yong Jae =Ya ya ne demessiniz görüşücez...

Bay Lee=Didişmeyi bırakıp herşeyi içeriye taşıyacak mısınız kollarım koptuda azıcık...

=Amcacım sen bunlara bakma ben sana yardım ederim az önce bana kibirli diyorlardı şimdi egolarından 5 beden genişlediler...

Amcamında bana katılmasıyla kahkahanın hakkını verdim çocuk gibiler çünkü şunlara baksana yok ben daha ünlüyüm yok daha çok seviliyorum felan tabiki bu durumu fırsat bilip yeterince dalğamı geçince aklıma bir şeyin takıldıgını fark ettim...

=İyide Joon senin doğum günün iki gün sonra değilmi?

=Doğru, sanırım önden vermek istediler...

=Olabilir...

Hediyeler Joon tarafından tek tek özenle açıldı fanlarına önem vermesi çok hoşuma gitti, içlerinden sevdiklerini alıyor diğerlerinide çocukların işine yarıyorsa onlara yaramıyorsada yetimhaneye bağış yapmak için ayırıyordu, yol yorgunu olmasına rağmen fanlarının emeklerine saygı duyuşu inanılmaz ama mükemmel onu neden istedigim her gecen saatte kafamda daha da netleşiyor bu da benim için mükemmel...

Yolun ve hediyelerin verdiği yorgunluk herkezi iyiden iyiye yormuştu duş alıp bir bir yataklarına çekildi herkes amcam araba kullandığı için zaten gelir gelmez yatmıştı telefonumu salondan alıp bende yatacaktım ama salona gittigimde Joon'un mektupları okurken koltukta uyuya kaldıgını gördüm onu koltuğa uzatıp üstünü örtmek için yanına gittim mektupları sehpaya koyup döndügüm esnada Joon kolumdan tuttuğu gibi beni yanına oturttup sarıldı başını başıma dayayıp sımsıkı tuttu beni o an nefes nasıl alınıyordu onu bile unuttum panikleyip kendimi çektikçe Joon daha çok sarıldı...

=Sadece bir süre 5 dakika da olsa böyle kalamaz mıyız sadece bir süre lütfen...

Joon'un bu sorusunu havada asılı kalan kollarımı ona sararak cevapladım,değil 5 dakika saatler bile önemini yitirdi öyleki gözlerimi açtıgımda koltukta birbirimize sarılmış uyuyorduk ve hava aydınlanmak üzereydi aniden fırladım benim ani hareketimle Joon epey irkildi...

=Her seferinde kendini hışımla çekmek zorunda mısın korkuyorum...

=Joon hava aydınlanmış ya bizi bu şekilde gördülerse haa o zaman ne yaparız?

=Sakin ol öyle yorgunlardıki görmemişlerdir hadi amcan uyanmadan git yatağına yat bende odama giderim tamamı?

=Tamam tamam görüşürüz..

Yavaşca kapıyı açtım amcam hâlâ uyuyordu gece kalkmış olabirdi ama yine de şansımı deneyip yatağa girdim zaten eğer gördüyse susmayacak illaki bana soracaktır neyse bekleyip göreceğiz artık, koltukta o pozisyon yüzden her yerim tutulmuş zaten...

Vote ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.. :-)



Benim Hikâyem!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin