Kırılmıştı. Herşeye, herkese...
Karısıyla kavga etmiş, bağırış çağırış ile hışımla evden çıkmış doğruca ormana koşmuştu.
Orman sakinleştiği yerdi. Sinirlerinin yatıştığı, daha iyi düşündüğü yer...
Bir çok düşünce içerisinde, bir ağaca yaslanmış vaziyette uykuya daldı. Huzurlu, sakin ve mutlu bir uykuya. Şehrin hengamesinden uzak, stersten, hertürlü dertten uzak bir uykuya.Dört saat sonra...
Hava çoktan kararmış, dolunay ormanın karanlık yerleri hariç her yeri gümişi bir renge boyamıştı. Bu gece farklıydı. Bu gece bambaşka sırlara gebeydi.
Yakından, hemde çok yakından bir çığlık duyuldu. Ardından gelen sessizlik. Bob hızlıca yerinden doğruldu. Korkmuştu. Terlemişti.sakin adımlarla sese doğru yöneldi. Bunu yapmalımıydı? Düşünüp duruyordu, ama devam etmektende kendini alı koyamıyordu. Her tarafa ölümcül bir sessizlik yayılmıştı.
Bob biraz sonra çığlığın geldiği yere ulaştı.
Gördüğü manzara karşısında dehşete düştü. Dona kaldı, ürperdi baştan aşağı, kalbine devasa bir korku saplandı. Bu doğru olamazdı. Bu şeyde neydi, neler yapmıştı?
Gözlerine inanamıyordu. Ne yapmalıydı peki? ........?
Kaçmalı! Evet. Kesinlikle Kaçmalı. Bu şeytani varlık kendisini görmeden burdan gitmeliydi. Her ne ise şeytani varlık bir erkek cesedinin yanında, güzel ve çıplak bir kadındı. Ağzından çıkan uzun, şeffaf boru gibi dilini genç adamın şah damarına saplayıp kanını içiyordu. Ateş gibi parlayan gözleriyle korkutuyordu.
Bob yavaşça ardına dönüp koşmaya başladı.
Ayaklarının altında çıdırdayan dal parçalarının sesiyle Aswang irkilerek sese yöneldi ve şeytani yüzüne bir gülümseme yayıldı. Aswang silkelenerek aniden gümüş gibi parlayan koca bir kargaya dönüştü. Bir sıçrayışta havalandı ve koşan yeni kurbanının peşine düştü.Bob nefes nefese kalmıştı. Hızla koşuyordu. Korkuyordu; ölmekten, eşi maria yı bir daha görememekten.
Bob sık ormandan çıkıp seyrek ağaçlı bir alana girdi. Ay tüm ormanı gümişi bir renk ile kaplamıştı. Büyüleyici bir havası vardı. Artık koşamıyordu. Ayakları artık kendisini taşıyamıyor, ciğerleri ağrıyordu. Açık gök yüzünde birden bir karartı gördü. Yüzünü gökyüzüne çevirdi. Dolunay kendisini selamladı. Hiç bir şey yoktu.
Ardından arkasında bir ses işitti. Korkudan dona kaldı ve yavaş yavaş ardına döndü.
Koca gümüş karga karanlık gözleriyle kendisine bakıyordu. Bob korkudan dona kalmış kıpırdayamıyordu. Birazdan gümüş karga kanatlarını havaya dikti ve yavaşça ağzını açtı. Şeffaf dilini aniden karşısındaki kurbanının şah damarına sapladı.
Bob ne olduğunu anlamamıştı. Herşey aniden olmuştu. Damarından akan kanı hissedebiliyordu. İrice açılmış gözleriyle şeytanı izliyordu.
Az sonra Bobun gözleri yavaş yavaş kapandı ve kendisini ölümün kollarına bıraktı.
Aswang tekrar havalanarak dolunaylı gecede yeni kurbanlarına doğru kanat çırpmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aswang | Karanlıkta Kal
VampireHer şey koyu karanlık summit ormanında başladı. karanlık ormanın derinliklerinde, küçük bir kulübede dünyaya açıldı. Baştan çıkarmak en büyük silahıydı, O gündüz insan, gece Şeytanďı. Göklerde Belaya kanat çırpan kargalar misali, süzülerek 'Ölüm' ge...