X24

4.1K 220 2
                                    

ARDA

Hayatımın belkide en büyük kararını verirken aşık olduğum kadına baktım. Saçmalamıyor ya da şaka yapmıyordu, çok ciddiydi. Benimle gelmeyi hatta izlemeyi değil dahil olmayı düşünüyordu. Daha birinin öldüğünü görünce ağlayan bir kadın birini öldüremezdi, öldürse bile... öldüremezdi ki!

"Eylül ne saçmalıyorsun?"

Asansörü durdurdum ve önüne geçip en sinirli halimle ona baktım. Asansörü durdurduğum için derin nefesler almaya başlamıştı. Ah klostrofobik sevgilim...

"A-Arda asansörü çalıştır dışarıda durup konuşuruz."

Gözlerimi devirdim ve asansörü çalıştırıp boşluktan aşağı düşme hissini tekrardan tattım. Yüksek bir yerden atlamak harika bir şeydi ama ölmek için atlamak nasıl bir duyguydu?

Derin bir nefes aldım ve Eylül'ün elini tutup asansörden çıkarttım. Onun da derin bir nefes aldığını görünce düşüncesiz davrandığımın farkına varmıştım. Kapalı yerlerden korktuğunu bile bile böyle şeyler yapmaya nasıl cesaret edebiliyordum? Hayır onun canını yakmayı istemiyordum ama elimde değildi. Benimle birlikte birilerinin daha acı çekmesini istiyordum. Bu kişi Eylül olmamalıydı.

hastanenin gölge bankı boşalınca adımlarımı oraya çevirdim ve Eylül'ü oturttuktan sonra bir sigara yakıp bende yanına oturdum. "Evet, dinliyorum."

"Bak bu birini öldürmek istemem değil, senin birini öldürmeni istemediğim için yaptığım bir şey olucak çünkü ben birini öldüremem."

Gözlerimi tabii ki biliyorum der gibi devirdim. "Ee, yani ne yapacaksın o zaman?"

"Senin adamlarına ihtiyacımız olucak."

Ona döndüm ve kararlılığını gördüm. Pekala fikrini değiştiremicektim sanırım.

Eylül'ü eve bıraktım ve sanki bir daha göremeyecekmişim gibi doya doya öpüp sarıldım ve evden çıktım.

Tolga'nın hızlı aramadaki resmine tıkladım ve sabırla açmasını bekledim.

"Efendim?" ağzı kayarak konuştuğunda güldüm ve küfür ettim.

"Bir günde ayık dur be."

"Arda bey, pardon siz olduğunuzu görmedim."

Gözlerimi devirdim. "Bey yok Tolga, benden kaç yaş büyüksün zoruma gidiyor."

Esnedi. "Kimi öldüreyim?"

Kahkaha attım. "Belki hâl hatır sormak için aradım, nerden biliyorsun?"

O da kahkaha attı. "Bunun için dünyanın her bir yanının buz ya da lavla kaplanması gerek." tekrar güldü. "Kimi indiriyoruz?"

"Bu sefer birini öldürmeyi ben değil Eylül istiyor."

Yaklaşık yarım dakika sonra gelen bir 'ne' sesiyle Eylül'ün dediklerini anlatmaya başladım. Pekala mantıklı geliyordu ama onu buna sürüklemeyi istemiyordum.

"Arda, kaç yıldır tefeciyim, katilim bu planı ben yapamazdım."

Güldüm. "İşte benim karım."

vote vermeyi unutmayın!

SORUNLU AŞK ☠ 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin