Kendime gelmem biraz zamanımı almıştı. Adam bildiğin benimle eğleniyordu. Bu yakınlaşma beni sarsmıştı doğrusu. Adam enfes kokuyordu. Derin bir iç çektim. Tam bir saçmalıktı. Ne sanıyordu bu adam kendini? Sadece saçma sapan hormanlardı. Başka ne olabilirdi ki?
Alparslan'a göz ucuyla baktığımda eğlenen bir ifadeyle beni izlediğini gördüm. Bu adam tam bir kaçıktı.
Suratında gülümsemeden çok ciddiyet olan bu adamın ne hissettiğini anlamak cidden zordu. Neye kızdığını neyi ciddiye alarak söylediğini anlayamıyordum. Ama beni altında tehdit barındıran biraz da eğlendiğini -ki- bundan pek emin değildim ama yine de beni gayet açık bir şekilde uyarmıştı.
Sonunda yanımıza gelen babam elinde dosyalarla yanımıza geldi. "Çok üzgünüm Alparslan ama şirkete gitmem gerekiyor."
"Önemli değil. Siz işlerinizi halledin. Ben de birazdan kalkarım." Babam mahçup bir şekilde Alparslan'a gülümsedi ve hızla evden ayrıldı.
Konuşmaktan yana değildim. Bu adamla aynı ortam da bulunmaktan hiç yana değildim zaten. Ama bir türlü kalkıpta gitmiyordum.
Cebinden sigarasını çıkarıp dudaklarına yerleştirdi. Bir insan sigara bile içerken nasıl bu kadar kusursuz gözükebilirdi. Hayranlıkla dumanı içine çekişini izledim. Sonrasında yaptığım saçmalığın farkına vardığımda gözlerimi kaçırdım.
"Dayanılmaz olduğumun farkındayım. Ama bu bana yiyecek gibi bakacağın anlamına gelmiyor."
"Sana bakmıyordum.!" Sinirleniyordum artık. Bu adam gittikçe sinir bozucu olmaya başlıyordu. Daha önce hiçbir erkekte böyle hissetmediğim doğru ama bu tam bir saçmalıktı. Hele de Alparslan'ın söyledikleri.
"Yalan söylüyorsun."
"Hayır söylemiyorum."
"Bunu sana kanıtlamayı çok isterdim ama şu an uğraşmak istemiyorum." Alparslan'ın söyledikleri iyice sinirlerimi bozmuştu. Ama ne diyeceğimi bilmiyordum. Nasıl anlıyordu daha doğrusu nasıl görüyordu? Daha fazla üstelemeyip susmayı tercih ettim.
Kendini beğenmiş bir adamdı. Ve bir o kadar da yakışıklı. Erkekleri çok iyi tanıyordum. Hele de Alparslan gibi olanları. Duygusuzlardı. Can yakmayı acıtmayı çok iyi bilirlerdi. İşleri bittiklerinde arkalarında bıraktıklarının ne düşündüklerini nasıl hissettiklerini önemsemezlerdi.
Her şeyin sonunu düşünürdüm. Nasıl başladığının bir önemi yoktu. Her şeyin sonunu düşünmek bana daha mantıklı geliyordu. Bu yüzden hiç ilişkim olmamıştı.
Kendi hayatımı sadece bir adama adamak istemiyordum. Sevilmek sevildiğini hissetmek güzel bir şeydi elbette ama. Aşk bambaşka bir şeydi bana göre.
Hiç yaşamadığım bir şeyi yorumlayamazdım. Ama can alıcı bir şey olduğuna emindim.
Yanında ki adamın sigarayla karışmış kokusunun burnuma dolduğunu hissettiğimde derin bir nefes çekmemek için zor tuttum kendimi. Bu adamın kokusu her burnuma dolduğunda mantığım uçup gidiyordu.
Enfes kokan bu adamının kokusunun tarifi yok gibiydi. Gözlerimi kapattığımı fark ettiğimde yavaşça gözlerimi açtım. Alparslan gözlerinde eğlenen parıltılarla beni izliyordu.
Tek kaşım hava da ona baktım. "Ne bakıyorsun?"
Yüzüne yayılan sırıtışla biraz yaklaştı. "Kendinden geçiyorsun."
"Anlamadım."
"Kokum diyorum. Seni alıp götürüyor." dediğinde artık haddini tamamiyle aşmıştı. "Sen kendine ne zannediyorsun?" İçimi mi okuyordu bu adam ne yapıyordu da her hareketimden bu kadar emin konuşabiliyordu.
Ona meydan okuduğum her an da biraz daha sokuluyordu bana. Ama boyun eğmeyecektim. "İtiraf etmelisin kokum hoşuna gitti." Bana her yaklaştığında ciğerlerime doluyordu kokusu. Ve bu adam inanılmaz çekiciydi. Tabii bunu ona söylemeye niyetim yoktu.
Bu adam tam bir dengesizdi. Ben de kimseye asla boyun eğmez teslim olmazdım. Bu adam her ne kadar korkutucu olsa da. "Kendini çok yüksekler de veya reddedilmez erkek tiplerinden falan mı sanıyorsun?Ama ben o kızlardan değilim üzgünüm sana asla istediğini vermeyeceğim. Bu yüzden kendine tatmin edecek başkasını bul." deyip ayağa kalktım. Bu kadarı yeterdi..
Umarım beğenmişinizdir. Düşüncelerinizi belirtmeyi unutmayın..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gülüşü Güzel Kadın
RomanceÇaresizliğin en dibini tatmış, siyahın beden bulmuş hali. Kalbinin derinliklerin de ufacık bir erkek çocuğuydu Alparslan. Orada ki kuyuda bağırıyordu duymasını bilene. Çaresizce bekleyip birinin o kuyudan onu kurtarmasını bekliyordu. Yor...