Kantine girdiğimde bizimkiler her zamanki yerlerinde oturuyolardı. Yanlarına gidip bi sandalye çektim ve bende oturdum. Sema bana ters bi bakış atıp "Bunu ödetirim ama " dedi. Bende ona sırıtp Kerem'e döndüm. "Kerem biliyomusun Ömer hoca bana iki kere gözdecim dedi" dedim sırf Sema'yı sinir etmek için.
Anlaşılan başarılı olmuşum ki Sema kaşlarını çatıp ayağa kalktı ve bana doğru gelmeye başladı. E böyle durumlarda ne denir tabana kuvvet. Bende kalkıp koşmaya başladım. Kentinden çıkarken sert bişeye çarptığım için az daha yerle öpüşüyodum ki biri beni belinden yakaladı.
Kafamı kaldırdığımda yine kahvelerle karşılaştım. O anda kalbim yerinden çıkıcak gibi oldu. Tek dileğim şuanda yerinden çıkıcak gibi atan kalbimin sesini duymamasıydı. Bu çocuk yakından dahamı tatlı yoksa bana mı öyle geliyor. Kendine gel Gözde hemen kollarından kurtulup kendime geldim. Keşke biraz daha kalabilseydim. Aman ne diyorum ben ya "pardon "dedim ve Sema'ya göz attım. Sırıtarak bana bakıyordu. Kalleş!!
O sırada kayra'nın sesini duydum. "Senin kafana bişey mi düştü. Yoksa 5 dakika için de hasta falan mı oldun ?" diyip sırıtmaya başladı. Ne diyor be bu ?
"Ne demek istiyorsun be ? Çarptık diye özür diledik işte. Abartma!." diye cırladığımda Kayra sırıtıp parmağını şıklattı. Ve "Heh bak işte tam bundan bahsediyodum. Bi an bişey falan oldu sandım. Böyle seni kibar falan görünce" diyip gülmeye başladı.Gerizekalı kibarmış boşuna demiyolar eşşek hoşaftan ne anlar diye. Kayra'ya ters bi bakış atıp Sema'ya yöneldim. Sema biraz korkmuş olcak ki "ödeştik bence yani dimi. Ayy gözde gelme söz bi daha kovalamak mesaj yok. Tamam ?" dedi. Soru sorar gibi kafamı olumlu anlamda sallayıp Kerem'i tek bıraktığımız masaya doğru ilerledim. Sema'da benim arkamdan geliyordu. Somurtarak Kerem'in yanına oturdum. Sema ağzını açıp bişey diyecekti ki elimle dur komutu yapıp onu durdurdum ve "Sakın tek kelime bile etme yoksa bu son sözün olur." Sema araladığı ağzını kapatıp kollarını bağladı ve önüne döndü. Kerem'e baktığımda Sema'nın bu haline sessizce kıkırdıyodu. Bende dayanamayıp kıkırdadım.
Zil çaldığında herkes sınıfa doluşmaya başladı. Nihayet Kayra bey ve grubuda teşrif ettiler. Kayra yanıma oturup bana baktı ve sırıtmaya başladı. Ona ters bir bakış atıp "ne var " dedim. Kafasını sallayıp önüne döndü hala sırıtırken.
Biri omzumu dürtünce arkamı dönüp dürten kişiye baktım. Bu sabah kayra'lara heyecanla birşeyler anlatan çocuktu. Elini uzatıp " Ben Erol "dedi sıcak gülümsemesiyle bende elimi uzatıp "Gözde" dedim elini sıkarken. Kayra'nın yalandan öksürük sesiyle Deniz'le ona döndük. Çatık maçlarıyla bizi süzüp "İsterseniz biz çıkalım siz rahat rahat devam edin"dedi.
"Seni tutan yok. E elin kolu bağlı da değil. Ama yinede sen bilirsin."dedim omuz silkerek.
Erol ve diğerleri sırıtarak bize bakarken Kayra bana biraz daha yaklaştı bu sefer kaşları çatık değildi. Bakma öyle vicdansız!! Yaklaştı yaklaştı sanki mümkümüş gibi biraz daha yaklaştı. O böyle yaklaşırken kalbimde resmen halay çekiyorlardı. Bana sırıtarak yaklaştı ve nihayet konuşabildi.
"Beni kimse tutamaz zaten ama bence gitmemi istemezsin" deyip göz kırptı ve biraz uzaklaştı.
"Niye istemicekmişim"dedim. Sırada biraz dikleşerek ve o aklımı başımdan alan kahvelere baktım. Gerçekten çok güzellerdi.
Dediğim şey komikmiş gibi güldü. Ve konuşmaya başladı.
"Bi kere yer yüzünde görebileceğin tüm kızlar bana hasta ve yanlarına oturmam hatta daha fazlası için can atıyolar. İkincisi yakışıklıyım taşım karizmatiklik desen ayrı bi konu. Ve daha sayamadığım bir çok şey daha." dedi.ve tekrar göz kırptı çocuk resmen bi egoist!
Kaşlarımı çatıp " Yürüyen ego " dedim ve önüme dönüp kollarımı bağladım. Komik bişeymiş gibi bide kahkaha attı. Gerizekalı.
"Kabul et hadi söz dalga geçmicem. Benden etkileniyosun dimi?" dedi sırıtarak. Bi an için içimden geçenleri okuyabiliyomu diye düşündüm. Ama daha sonra nasıl bi egoist biri olduğu aklıma gelince bu düşüncemden vaz geçip ona döndüm.
"Görende Damon'unn türk versiyonu sanır. Senin neyinden etkileniyim be sırf zenginsin diye bu kadar hava yeter bence çünkü heran uçabilirsin." dedim sinirle o anda telefonum çaldı. Ekrana baktığımda annemin aradığını gördüm. Ve daha fazla oyalanmayıp telefonumu açtım.
"Efendim"dedim anneme sakin olmaya çalıştığım bir sesle.
"Nasıl gidiyor okul ? Yine birileriyle kavga falan etmiyorsun dimi?" dedi bıkkın bir sesle gerçi kadında haklı kolejin nerdeyse yarısıyla kavga etmiştim.
"Hayır anne artık uslu bi kızım" dedim bende alaycı bir sesle. Kayra sırıttığında ona çattığım kaşlarımla baktım.
"Nedense hiç inanmadım ama neyse sen şimdi bırak onu bunu Furkan bugün İstanbul'a geliyormuş. Sizin okula kaydını aldırmış ve öğleden sonra bizde olur yani uslu kızım eve gider gitmez bütün evi havalandırıp temizliğe koyuluyosun yoksa o posterlerini teker teker çöpten toplarsın "
dediği son cümleyle gözlerim yerinden çıkacakmış gibi açıldı. Sema ve Kerem bana bön bön bakarken suratımı asarak
"Tamam anne merak etme. Valla bütün ev öyle bi hava alıp temizlenicek ki saray gibi olucak" diyebildim.
"Aferin. Hadi canım öpüyorum. Unutma ev tertemiz olacak." deyip yüzüme kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kıskanç Sevgilim
Novela JuvenilBenimle gel biz herşeyi göze alacak kadar sevdik birbirimizi Tek bir cümleyle beni kendine yeniden aşık edebiliyordu. Ona karşı bu kadar aciz olmaktan her ne kadar nefret etsemde yine de affedip elini tuttum. Ne olacaktı şimdi sevdiğim herkesi karş...