1|Ortak

205 27 64
                                    

Önümde duran ve titreyen çocuğa bakıyordum. Hemen hemen benim yaşlarımdaydı ama şuan küçük bir çocuk gibi titriyordu. Elimdeki bıçağa bakıp kendi kanını görünce daha da çoğalıyordu titremesi. Normalde erkek olduğu için hava atması muhtemel olan biri, şu an elinde kendi kanıyla kirlenmiş bir bıçak tutan bir kızdan korkuyordu. Yüzümde nasıl bir ifade vardı bilmiyordum ama çocuk gözlerime bakmaya korkuyor gibiydi.

"Nerede olduğunu biliyor musun?" diye sordum sakince. Sesimi duymak ona ne hissettirmişti hiç bir fikrim yoktu. Gözlerini şaşkınca kaldırarak bana bakmıştı.

"B-Ben sana söyledim! Nerede olduğuna dair hiç bir fikrim yok ama beni bırakırsan sana yardımcı olabilirim! Yemin ederim kaçmayacağım!!"

Çaresiz olmamıştım hiç bir zaman. Ne hissedeceğimi umursamadan hareket ederdim ve hiç bir zaman birinin ayaklarına kapanıp yalvarmamıştım. Şu an aynen bunu yapan çocuk ne hissediyor merak ediyordum doğrusu. Kolunu sıyırmış olan bıçağı çenesine dayayıp kafasını kaldırmasını sağladım. Önünde dizlerimin üstünde durarak gözlerimizi birleştirdim.

"Yardıma ihtiyacım var gibi mi görünüyor?" diye sordum, tam aksi gibi göründüğünü bilerek. Titreyen birinin benden korktuğu için yalan söyleyip gururumu okşaması hoşuma gidiyordu.

Çocuk çenesine dayalı olan bıçaktan korkarak başını hafifçe iki yana salladı. "H-Hayır. Ama sana yemin ederim ki, elimden gelen başka bir şey yok."

Vicdan azabı denilen şeyi yıllar önce çıkarıp atmamış mıydım benliğimden? Peki şuan kalbimi sarsan his de neydi o zaman? Birine zarar verirken hiç tereddüt etmezdim, sonuçta acı çeken ben değildim. Peki bu düşünceler şimdi neden kalbimin arkasına saklanmışlardı?

Sert gözlerle çocuğa bakarken zorlanarak o da bakışlarıma karşılık veriyordu. Ona yardıma ihtiyacım olmadığını söyleyecekken gözlerim başka bir şeye odaklandı. Altı yaşlarında, yırtık elbiselerle ağlayan bir çocuk. Muhtemelen yine benim için gelmişti. Bıçağımın ucunda duran çocuğu unutarak ona baktım bir süre. Bana hıçkırarak 'Yardıma ihtiyacın var.' dedi, 'Katilimi bulmak için, yardım gerek.'

Sahi onun katilini bulmak için yardıma mı ihtiyacım vardı? Bana gözlerini kırpmamam gerektiğini defalarca tekrarlayan, ateşlediğin silah canını yakmayacak diyen kişiyi bulmam için yardım mı gerekiyordu? On yıldır tek bir izini bile bulamadığım kişiyi, bir katili bulmam için yardımcı mı bulmalıydım?

Küçük çocuk kayboldu birden, görüntüsü silikleşerek havaya karıştı. Şimdi kalbimin arkasına saklanan tek şey acımasızlık değildi, kararlılığım da bir korkak gibi kendimi yıllar önce buzlaştığına inandırmaya çalıştığım kalbimin arkasına geçerek kaybolmuştu. Küçük çocuk bana neye ihtiyacım olduğunu söylemişti. Haklıydı da. Tek başıma çalışarak on yıldır bir adamı arıyordum ve elimde tek bir şey bile yoktu. Belki bir yardımcı işime yarayabilirdi.

Gözlerimi yeniden titreyen çocuğa çevirdiğimde gözlerinin artık eskisi kadar endişeli bakmadığını fark ettim. Güçlü duruşumdan ödün verdiğimi anlasam da, bu şu an önemli değildi. Çünkü bana çok yararı dokunabilecek birine ihtiyacım vardı.

"Nasıl bir yardımdan söz ediyorsun?" diye sorduğumda çocuğun gözlerinin bir an için parladığına şahit oldum. Ölmeyeceğini öğrenmek herkesi rahatlatırdı tabii.

"Y-Yani...tanıdığım insanlar var. Aradığın kişiyi tanıyor olması muhtemel olan kişilerle konuşturabilirim seni. Bunu sen tek başına yapamazsın çünkü içeriden birileri lazım, ki o da ben oluyorum. İ-İşte sonra, aradığın kişinin hala buralarda olup olmadığını öğrenebilirim...Tabii bunu ben yapmayacağım, bilgisayar işlerinde iyi olan tanıdıklarım var." dedi ve yutkundu. "Seni onlara götürebilirim. "

Killers Don't Cry|| Kim Taehyung [Bölümler Geç Yüklenmektedir]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin