3|Ev

184 25 96
                                    

Bize seslenenin az önce çıktığımız evde ki kız olduğunu tahmin edebiliyordum. Başımı hafifçe arkama döndürdüğümde kızın bize doğru koştuğunu gördüm. Bir süre yanımıza gelmesi için bekledim, az sonra yanımızdaydı zaten.

"Ne var?" diye kabaca sorduğumda yine de nefes nefese gülümseyemeye devam etti. Myungsoo nun kıza nasıl baktığını fark edebiliyordum. Birden "Niye bu kadar kabasın ki?" diye sordu. Bu çocuk birilerinin yanında yürek yemişe dönüyordu ama ben o yüreği çıkarttırmasını bilirdim. Hele bir yalnız kalalım, işte o zaman görecekti o.

"Huyum kurusun." diye mırıldandığımda bu kıza şirin gelmiş gibi kıkırdadı. Ona sert bir bakış attım ama bu onun susmasını sağlamadı. Sadece ikimize bir göz atıp "Çok yakışıyorsunuz." dedi. Neyden bahsediyordu o? Ben ve Myungsoo mu..?

Tam ona ne saçmaladığını soracakken Myungsoo kolunu omzuma doladı ve "Teşekkürler." dedi. Durumu kullanmayı biliyordu ama ona bıçak çekildiğinde süt dökmüş kediye dönüyordu. Ne ayaktı bu çocuk? Kolunu omzumdan attırıp Joohyun'a döndüm.

"Ne istiyorsun?"

"Aslında şey...Gidecek bir yeriniz yok gibi görünüyordu. Ve size yardımcı olabileceğimizi düşündüm."

Kaşlarımı çattım bu cevaba karşılık olarak. "Sebep?"

Ama sorgulamakta haklıydım, bunun huysuzluğumla bir alakası yoktu. Daha tanımadığı ve bir kere gördüğü birine neden yardımcı olmak istiyordu? Bulaşıcı mıydı bu yardım etme ihtiyacı? Yoksa benim bilmediğim dünya böyle bir yer miydi? Herkes birbirine yardım mı ederdi?

"Yardıma ihtiyacınız var gibi görünüyordu."

Tamam, öyle görünüyordu belki ama bu kızın anlamadığı bir şey vardı; buna karar vermek ona düşmezdi.

"Biz başımızın çaresine bakarız. " diyerek Myungsoo'nun yaralı olmayan kolunu tutarak çekiştirdim. O sırada ne zaman geldiğini anlayamadığım Taehyung'u gördüm. O niye gelmişti ki?

"Hadi ama, ben bıraksam o kolunun da çaresine bakabilirdiniz ama bir işe yaramazdı." Bu cümleye karşılık birden öfkelendim. Her ne kadar etkilenmiş olsam da beni tanımayan biri bana asla başının çaresine bakamazsın diyemezdi. Çünkü bakmıştım. O adam olmadan da 10 yıl yaşamıştım ki, yanımda olmayan sadece o değildi. Kimse yoktu. Ve bunu bilmeden biri gelip bana yardıma ihtiyacın var diyemezdi.

Ama yine de sustum.

Çünkü vardı. O geçen 10 yıl içinde de gelip elini bana uzatsa, o eli sorgulamadan tutardım. Bana uzatılan el, ilk defa yalvarış içermiyordu. Kimin etkisiydi bu anlayamadan, birden üzerime çöken huzursuzlukla başımı salladım.

"Gerçekten de öyle sanırım."

~

Saat on birdi. Az önce tamıtamına on bir olmuştu. Taehyung ile eve gelmiştik, bizi nerede yatıracaklar diye düşünürken onlar beni ve Myungsoo'yu salondaki koltuğa yerleştirmiş, kendileri de geriye kalan iki odada kalmıştı. Üzerimde ince bir pike vardı, koltuk L koltuk olduğu için başıma Myungsoo'nun kafası değiyordu. Saati bilmemizin sebebi ise kolumdaki saatti. 10 yıl öncesinden kalmış bir şeydi o da. Eski bir şey olsa da işime yarıyordu.

Uyuyamıyordum.

İlk defa yabancı bir yerde yatmanın getirdiği huzursuzluktan dolayı uyuyamıyordum belki de. Çok tuhaf bir his vardı içimde. Buraya gelmekle hata yapmadığımı söylüyordu ama ben neden tam tersini düşünüyordum? Buraya gelmek hayatımı değiştirecekmiş gibi hissediyordum. Hatta belki de çoktan değiştirmişti. Hiç yapmadığım bir şekilde insanlarla konuşmuştum, hatta öyle ki tanımadığım birinin evinde kalıyordum şuan. İnanılır gibi değildi. Şimdiden böyle tuhaf hissediyorsam, kim bilir daha sonra nasıl hissedecektim.

Killers Don't Cry|| Kim Taehyung [Bölümler Geç Yüklenmektedir]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin