Gelen kişilerin kim olduğunu bilmiyordum, insanlardan uzakta kalmaya çabaladığım şu süre boyunca onların giydikleri gibi resmi ama kaba kıyafetler giyen hiç kimseyi görmemiştim.
Taehyung ortalarından çekilip ciddi bir yüzle Myungsoo'ya bakarken ben hala ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Taehyung geldi ve elini Myungsoo'nun omzuna koydu. "Kim olduklarını biliyorsun, öyle değil mi?" Ağzından dökülen bu soru cümlesinin cevabı sanki ben dışında herkes tarafından biliniyor gibiydi. Myungsoo'nun gerildiğini ve yumruklarını sıktığını gördüm. Taehyung yeniden gelen adamlara dönerek bir baş hareketi yaptığında Myungsoo omzunu Taehyung'un elinden kurtardı ve bir adım önce çıktı.
"Ne işiniz var burada?"
Onunla tanıştığımdan beri ilk defa sesini bu kadar sert ve gür duyuyordum sanırım. Biraz korkmuştum ama şimdi sırası değildi. Belli etmemeye çalışarak onlara odaklandım.
İri yarı, otuz beş yaşlarında gibi görünen adamın yüzünde çarpık bir gülümseme belirdi. "Burada olman babanın hiç hoşuna gitmedi, L."
Myungsoo'nun yumruk yaptığı ellerinin olanağı varmış gibi daha da sıkılaştığını gördüm. Adamlar sanki Myungsoo'ya ithafen konuşuyorlardı ama seslendikleri kişiye 'L' demişlerdi. Burada neler oluyordu?
"Sizin burada olmanız da benim hoşuma gitmedi. Şimdi gidebilirsiniz. Başkalarının evini basmaya ne olursa olsun hakkınız yok."
"Aslında baskın denecek bir şey görmüyorum ben burada. Ev sahibi," sözünü yarıda bırakıp Taehyung'u gösterdi. Ardından da devam etti. "Buraya bizi kendi elleriyle getirdi."
Myungsoo onlarla gelenin Taehyung olduğunu yeni fark ediyormuş gibi hızla kafasını arkasına çevirdi. Gözlerinin odak noktası Taehyung'du ve hiç de dostça bakmıyorlardı. Taehyung ise istifini bozmadan Myungsoo'ya bakıyordu. Omuz silkti, çok yakınında durduğu için kalkan ve inen omuzları omuzlarıma değmişti.
"Kaçak hiçbir şeye yer yok evimde."
Taehyung'un tavrı ne olduğunu bilmesem dağı benim bile sinirimi bozmuştu. Evini açan oydu ve şimdi de Myungsoo'nun hiç hoşuna gitmeyen bir şey yapıyordu. Üstelik, bundan hiç de pişman gibi görünmüyordu.
Myungsoo kafasını yeniden önüne çevirdi, yutkunduğunu gördüm. Ardından da iri adam ile konuşmaya devam etti. "Gidelim." Adam tatmin olmuş bakışlarla Myungsoo'yu hafifçe sırtından ittirdi. Kapıya yöneldiklerinde içim endişe ile dolmuştu. Ben ne olacaktım? Myungsoo giderse kalacak bir yerim kalmazdı ve o adamı bulma işi yatardı. Yardımlarına güvenmiştim. "B-Bir saniye..." Neden kekelediğime anlam veremediğim o saniyelerde Myungsoo ve adamlar durmuş bana bakıyorlardı. Öksürüp konuşmaya başladım.
"Myungsoo gidemez."
Adam kaşlarını havaya dikti. "Neden?"
"Çünkü ben öyle istiyorum." Cevabım karşısında benim üç katım kadar olan adamın şaşkınlıkla bana baktığını gördüm. Bir de biraz solumdan gelen gülme sesini duydum. Şaşkınlıkla sol tarafıma döndüğümde Taehyung'un güldüğünü gördüm. Kaşlarım çatıldı, neden gülüyordu ki?
Adamın ve benim sorgu dolu bakışlarımı altında daha fazla dayanamayan Taehyunf ellerini ceplerine koydu ve bizi daha fazla merakta bırakmamak adına cevapladı. "Her istediğinin olduğu bir dünyada yaşadığını sanıyor. Komikti."
Kaşlarım daha da çatıldı. Adam gülerek Taehyung'a katıldığında beni umursamadan Myungsoo'yu tuttu ve çektirdi. Myungsoo'nun bana bakışlarını gördüm birden. Özür diliyor gibiydi ama o kadar da üzgün değildi sanki. Kafamı iki yana salladım, zaten onca yıldan sonra birine bel bağlamaya çalışmak başından beri hataydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Killers Don't Cry|| Kim Taehyung [Bölümler Geç Yüklenmektedir]
Hayran KurguGözyaşlarını silerken mırıldanmaktan başka hiçbir şey yapamıyordu genç kız. Çünkü Katiller Ağlamazdı. × ↪@AdaDerinSu↩ × Kapak, Balaccie'nin Büyü Dükkanından satın alınmıştır. × #Tüm Hakları Saklıdır# × Başlangıç tarihi: 18 Mayıs 2016