Yıl 2006 bundan 11 yıl önce o zamanlar 8-9 yaşında bir çocugum, hani her çocuk akşam babasının eve dönmesini bekler , işten gelirken ona getirdiği şeylerle mutlu bir aile tablosu ortamı oluşsun diye. Her baba gibi benim babamda getirirdi.. Bir gece yine babamı bekliyorum sobanın o göt kadar olan boşluğunda. Kendi dükkanı oldugu için geç kapatır gelirdi babam. İşte o gece dışarıdan bir ses duydu annem , Götünü yırtan bir adamın sesi , kendini parçalarsına bagıran bir adam... Balkondan bakmak için yetlendiğinde sesin sahibini görmesine gerek kalmamıştı... /Ben ilk defa o gece utandım babamdan. Annem git babanı aşagıdan al dedi. İndim babamın yanına , etim ne budum ne amınakoyim , gel baba dedim yukarıya çıkalım. Bunu söylerken bir gram bile güvenim yoktu , sesim titriyordu.. Babam " gel lan yanıma " dedi. Sike sike gitmek zorundasın tabii , hele bir gitme bak ozaman , o şişe kimin götüne giriyor.. Gittim yanına gel baba seni sevsin dedi. Oturdu yere aldi beni kucagina pencereden çıkmış 3-5 kişi bakıyor ortalıkta dönen salaklığa. Oturduk yere babamla.. Elindeki bira şişesini uzattı , al oğlum "dik kafaya" diye. Gün içerisinde yapsa bunu gülerdim , ama bu sefer aglamaya başladim ; baba yapma gel eve gidelim , bugun "toto" getirmemis olsanda seni hâla seviyorum dedim. Sanırım ilk fedakârlığım buydu. Ne olduğunu anlayamadan annem parmaklarının ucunda binadan aşagıya indi. Galiba annemin ikinci kez gözlerinin içi kızarmıştı tüm hayatım boyunca. Çekingen bir tavırla babamin koluna girdi. Tanrı'ya ilk küstahlığımda o gün olmuştu şu sözle ; "Gece rüyamda annemle babamı mutluyken göster bana , dedim." O gece işte , sanırım Tanrı'yı kızdırmıştım. Onları birdaha kavga ederken bile bir arada göremeyecektim artık.. Sabah oldu. Rüya felanda görmedim. Hani şehir değiştirirken yapılan şeyler vardır. Onlar yapıldı , son kez tavanlara bakılıp , eller duvarlara değdirildi ve o şehrin duyacağı son şey bir küfürle taçlandırılıp , Gaziantep otobüsünün kuytu , çelimsiz ve istanbulun istenmeyen insanlarinin eskittigi koltuklarda sonu gelen bir yolculuga çıkmış olmaktan gurur duymasamda , Tanrı'nın başka bir duayı kabul ettiğini anlayabiliyordum. Son olarak ; Otogarlarda kitap almayın ve otobüslerde ceset bırakmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Çocugun Akıl Almaz Hayatı (DÜZENLENDİ)
No Ficción.Önsöz. Merhaba ben Enes DEVECİ. Vârla yokun arasında kalmış bir kişi. Ne araf bekler beni ne arşı âla. Ben ceza çeken bir ruhum. Ve yok oluşlarada inanmam , kendi varlıgımı hissetmedigim gibi. Eger bir insan değilde bir dost dinlemek isterseniz ön...