1/1

5.1K 205 42
                                    

BABA NE KADAR GÜLERSE KIZI O KADAR HAYAT SAÇAR...
******

Herdem KESKİN'den,

Heyecandan terleyen avuç içlerimi dizlerime sürterek kurulamaya çalıştım.

Dizlerim ritim halinde titrerken kalbim bozulmuş plak gibi bir duruyor bir hızlanıyordu.

İçim orkestra kurmuş halaya geçmişti.

Beynim dur sinyalleri verirken annemin sesiyle kendime geldim.

"Hadi kızım" bakışlarımı annemin siyah gözleriyle buluşturduğum da korku ve heyecandan başka birşey görememiştim.

Benimde ondan farklı bir yanım yoktu şuan.
Korkuyordum.
heyecandan ölüyordum adeta...

Doğal olarak neler olduğunu merak ettiniz ve bilmek en büyük hakkınız.
Şöyle açıklık verim o zaman.
Bugün YGS sonuçları açıklanmıştı,
Ve şuan annemle bir internet kafede oturmuş benim sonucuma bakıyorduk.
Ah, pardon bakacak cesareti arıyorduk.
Şimdi diyeceksiniz 'ne var bunda abartacak dünyanın sonu değil ya tekrar girer bu sefer alırsın.'
Hayır öyle değildi işte.
Başınız da bir azrail varken herşey bu kadar kolay değildi.

Eğer kazanamazsam babam beni okutmayacaktı.
Babamın beni okutmaması demek hayatımın bir koca eline bağlı olması demekti.

Evet böyle bir babaya sahiptim.
Dahasını da söylim konu açılmış iken.

Babamın sokakla arasında ki ilişki yeni çıkmaya başlayan iki ergen sevgili gibiydi.
Her an yanyana ve onsuz asla olmaz görüşünde.

İçki içmediği günler eve arkadaşlarını getirir ve kumar oynarlardı.
O kadar isterdim ki babamın her an yanımda olmasını, her baba gibi beni koruyup kollamasını.
ama acı gerçek şu ki babamın önce beni kendinden koruması lazımdı.

Bazen düşünüyorumda ya annem olmasaydı? O zaman yaşayabilir miydim yada yaşamak istermiydim.
Düşüncesi bile tüylerimi ürpertiyor.

Baba dediğim insan buydu ve benim hayallerim şuan karşımda duran bilgisayara bağlıydı.
Geleceğim umutlarım bile onun elindeydi.
Elimi kaldırarak sağımda duran mausa götürdüm.
Küçük hareketlerle giriş sayfasını açtım.
Ardından elimi klavyenin üzerinde hareket ettirerek giriş bilgilerimi girdim.
Sonuç olarak mavi kutucuğun içinde yer alan 'giriş' yazısına tıklamaktı.
Daha fazla zaman kaybetmemek için tıkladım ve o anlık heyecanla gözlerimi kapattım.
Annemin bir tepki vermesini beklerken,
"Kızım..ben..ben inanamıyorum " annemin sesiyle hızla gözlerimi açtım.
Karşımdaki herşeyi es geçerek puanlamaya baktım 490'mı? benmi? Bi dakika... Ben 490'mı çektim.
Annemin kahkahalarına eşlik ederek gülmeye başladım ve ardından ayağa kalkarak anneme tüm gücümle sarıldım.
"Kurtulduk anne bitti herşey bitti!" diyerek deli gibi bağırmaya başladım.
Annemde bana katılarak "bitti meleğim bitti" diyerek eşlik etti.
Öksürme sesiyle annemle aynı anda birbirimizden ayrıldık.
Bakışlarımı utanarak etrafta dolaştırdığımda herkes bize bakıyordu.
Ah, rezil olmuştuk!
Tabi şu hareketleri başkası yapsa bende aynı tepkiyi verirdim.
Özür dileyen bakışlarımı yollayarak başımı önüme eğdim.

*

Annemle birlikte eve doğru yürürken mahalleden kimi görsek puanımı sordu.
Annem sağolsun beni hiç yormadan herkese
"benim kızım 490 çekti, annesinin kızı işte, bana çekmiş maşallah " vesaire şeyler söylüyordu.
Annemin gözlerinde ki mutluluk görmeye bedeldi çok az görürdünüz o simsiyah gözlerde bu mutluluğu.
Ve en güzeli ne biliyormusunuz?
O mutluluğun benim sayemde olması.
Ellerimi annemin elleriyle buluşturarak sıkıca tuttum.
"Bir dondurmayı hak ettim galiba ne dersin sultanım" sesimin tatlı çıkması için baya uğraştım bu sefer.
Ve sanırım işe yaradı,
Gülümseyerek gözlerime baktı ardından "hadi.." diyerek
Hiç değişmeyen mahallenin başında kırmızı demirlerle dizayn edilmiş ve kapısının hemen önünde asılı duran rengarenk toplarla süslü bakkalı gösterdi gözleriyle, ardından ekledi,
"Daha fazlasını hak ediyorsun."
Beraber bakkala girdiğimizde ben koşar adımlarla köşede duran derin dondurucuyu açtım ve içinden iki tane çilekli dondurma çıkardım.
Annem ise Salih amcama
-bakkalcı- benim puanlamamdan bahsetmeye başlamıştı bile.
Gülümseyerek annemi inceledim.
Çok güzeldi simsiyah beline kadar uzanan saçları ve simsiyah gözleri vardı. Yuvarlak yüzü ve okkalı bir buruna sahipti, ve Gülünce yüzünde oluşan iki çukur 'gamze' ona tatlılık abidesi oluşturuyordu.
Herkez benim annemin kopyası olduğumu söyler ona benzemek bile benim için onurdur.

ŞAHESER#wattpad2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin