-Bölüm : 20-

4.8K 212 5
                                    

Silam Ponçiklerim...🌸

Medya'yı okurken anlayacaksınız...🔪

İyi Okumalar Ponçiklerim...👅

Sima AKSOY

Mektubu okuduğumda kağıt elimden düştü ve gözümden bir yaş yatağın üstüne hücum etti. Arkamda dağ gibi adam var dediğim kişinin bir katil tarafından öldürüldüğünü duymak insanın canına kast ediyordu. Zaman dursaydı da sen gitmeseydin. Dünya ölseydi de sen ölmeseydin. Yoktun, olmadın da. Ama hep yanımdaydın be abi. Hiç gitmedin ki. Nasıl kıydın bana. Nasıl izin verdin beni bırakmaya. Neden mücadele vermedin be abi. Siyahımı neden daha çok karalıyosun ? Zaten siyahım. Böyle yaparak diğer ışıklarımı da sönürme.

Gitme...

İçeri bi anda bizimkiler girince Deniz yanıma yaklaştı ama yüzüne bile bakmadan bağırmaya başladım :

"Gidin Burdan !" dediğimde Deniz mektubu aldı ve okumaya başladı.

Mektubu bitirdiğinde konuşmaya başladı :

"Bak Sima-"

"Gidin Burdan dedim !" diye gürledim.

Mektup halâ beynimde yankılanıyordu.

"Ah Sima, değer verdiklerin elinden tek tek gidecek. Abine yaptığım gibi. Seninde kardeşime yaptığın gibi. Bilirsin, artık her şey karşılıklı işliyor değil mi Sima ? Arkanda güvendiğin hiç kimsen kalmadı ! Hepsini teker teker elinden alacağım şüphen olmasın. Keşke ile başlayan cümlelerini duyar gibiyim ha ? Elinden kayıyor herkes teker teker Sima..."

Gözlerim tekrar dolduğunda serbest bıraktım onları. Kendime bir sözüm vardı ve bunu şu an uygulayacaktım. Evimde küçük bir oda vardı ve o odaya abimin bana verdiği veya benim ondan aldığım şeyler vardı. Ayağa kalktım ve odaya doğru ilerlemeye başladım. İstemsizce vücudum kaskatı kesilmişti.

Ağır hareketlerle kapıyı açtım ve abimin parfümü kokan odayı içime çektim. Bütün eşyaları gezerken göz yaşlarımı tutmamış, özgürce bırakmıştım onları. En son yere geldiğimde dokunmaya korktuğum çakısı vardı. Belki benden bile daha çok değer verirdi buna. Bugün o çakıdan benim kanım akacaktı...

Dışı deri kaplama olan çakıyı elime aldım ve açarak bıçağının keskinliğine bakmaya başladım. Üstüne göz yaşım düştüğünde kafamı kaldırıp gözlerimi kapattım ve beklemeye başladım. Gözlerim hala kapalıyken çakıyı bi anda bacağıma sapladım ve acıyla inledim. Canım yanıyordu ama çakıdan değildi bu acı...

Çakıyı geri çıkarttığımda derin bir çizik vardı ve şelale gibi akıyordu kan bacağımdan. Elimi oraya bastırdığımda kızıl bir eldiven gibi kaplamıştı kan. Gözümden akan bir yaş daha yere düşerken peşinden diğerleri de gelmişti. Elime ikimizin resmi olan çerçeveyi aldım ve son bir kez bakarak duvara fırlattım. Çakıya baktığımda ucu kıpkırmızı olmuş, dik tuttuğum için deri kısmına kadar gelmişti. Abim kızardı bana bunu görseydi. Ne kadar mafya ruhlu olsa da onu tanıyordum ve benim yanımda içindeki çocuğu ortaya koyup beni küçük kardeşi gibi azarlardı. Ciddi bir kavgamız olmamıştı. Bundan sonra da olamazdı zaten...

Kötü KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin