Yaaaaa 1K olmuşuuuuuz. Çok sevindim şuan. Okuyan herkese teşekkür ederiiiim. Oy verip okuyan veya oy vermeden okuyan herkes çok önemli benim için. Sizi seviyorum.😗😙💙
***********
"Sen beni kıskandın mı ciddi ciddi?"
Cevap vermiyorum.
"Selin? Kıskandığın için miydi hepsi?"
"Evet seni gerizekalı. Kıskandığım için. Delirttin beni. İçeride delirdim anla-"
Ali'nin eli birden belime dolanıyor ve kendine çekiyor. Daha ne olduğunu anlamadan sıcak dudakları ve batan bıyıklarını dudaklarım üstünde hissediyorum.
******
Ellerim omuzlarına çıkıyor. Ben daha şokunu atlatamadan Ali alt dudağıma son bir öpücük bırakıp benden ayrılıyor. Anlını anlıma yasladığında gözlerimi açmaya korkuyorum. Barın içinden boğuk gelen müzik sesinden korkuyorum. Etraftaki insanların seslerinden korkuyorum.
Ali'nin aslında bir hayal olmasından korkuyorum.
Elleri gamzelerimin tam olduğu yere geliyor. Elmacık kemiklerimi okşarken nefesini yüzüme üfleyerek konuşuyor.
"Selin?"
Konuşamıyorum sanki konuşursam yok olur öptüğü yerlerin izi silinir yalnız kalırım diye korkuyorum.
"Selin, güzelim niye konuşmuyorsun?"
"Korkuyorum."
Vücudu kasılıyor. Anlını çekiyor birden. Gözlerinde hüzün ve hayal kırıklığı görüyorum. Saklıyor yüzünü benden.
"Özür dilerim. Birden öptüm seni. Susmuyordun. Yoksa bir anlamı yok yani seni öpmemin. Sıradan birşey yani. Yanlış anlama."
Kaşlarımı çatıyorum. Yanlış anlama mı? Sıradan birşey mi? Bu sefer ben ondan uzaklaşıyorum. Hayal kırıklığı ile dolan gözlerimi ondan uzak tutmaya çalışıyorum. Sonuçta sıradan değil mi?
"Ha-haklısın. Susmuyordum."
Ağzımdan başka sözcük çıkmıyor. Çıkarsa ağlayacağımı hissediyorum. Hüngür hüngür sokağın ortasında ağlayabileceğimi.
Topluyorum kendimi. Kafamı dikleştiriyorum. Bir adım geriye attıktan sonra yüzüne bakıyorum. Gözlerinin rengi açılmış göz bebekleri kocaman olmuş bir halde bana bakıyor. Ağzını açıp kapatıyor.
"Iyi geceler Ali."
Ben arkamı dönüp karanlıkta kaybolurken kendimi tutamayıp ona dönüyorum. O da benim gibi arkasını dönmüş ve bara giriyor. Vücudumda hayal kırıklığı oranı artarken ana caddeden bir taksiye binip evin adresini veriyorum.
******
Eve geleli yarım saat olmadan sessizliği bozan gökgürültüsünü duyuyorum. Uykunun bana haram olduğunu farkederek oturma odasında battaniyenin içine biraz daha gömülüyorum. Sokaktan bir devrilme sesi gelince merakla pencereye doğru ilerliyorum. Dışarı baktığımda yağmurun altında baygın gözleri ile evlerin penceresini tarayan Ali'yi görüyorum.
Gözleri gözlerime değip geçtiğinde iki saniye sonra yine bana odaklanıyor. Yamuk bir gülüş attıktan sonra elindeki şişeyi ve montunu yere atıyor.
"SELEEEİİİĞĞN!"
Gecenin sessizliği ile dolu olan sokakta bağırması ile balkona koşuyorum. Gerizekalı tüm mahalleyi uyandırmadan varıyorum.
"Ne işin var senin burda?"
"Seni görmeye geldim fena mı yaptım? Hem bak gökyüzünü de getirdim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstanbul İstanbul Olalı
Fiksi PenggemarIstanbul gibi gözleri vardı. Hayat doluydu. Ama gri bulutlar kapladı mı o gözleri üşürdüm. Yeniden o uzay gözlerine gökyüzü yerleşsin masmavi parlasın isterdim. ***** Güneşi kıskandıran güzellikteki altın sarısı saçlarına hiç gölge düşmesin, dalgala...