silahla seslice yutkundum .
"ne oldu bizim mafyaya" dedi faruk pisliği idi bu. ona saldırmamak için zor duruyordum.
"bak bende ne var?" dedi ve barışın telefonunu önüme attı. onun olduğunu biliyordum çünkü kenarında kuru kafa yapıştırması vardı.
"bak faruk indir onu adam gibi dalaşalım"
"bir kızla nasıl adam gibi dalaşılır ki?"
"ay evet kızla olmaz sen en iyisi başkasını yolla malum bayanlara el kaldırmıyoruz" dediğinde saçımın ucundan hızlıca çekti.kafam geri giderken silaha çarptı ve silah düştü o hareketle hızlıca çakımı çıkartıp ona doğru yürüdüm.
"ne diyorduk tatlım?" dedim sinsice sırıtarak
"öldüreyim mi seni şimdi ne dersin?"dedim
"yapma" dedi yalvarırcasına
"duyamadım" dedim eğilip silahı alırken.
"yapma" dedi çaresizce yine histerik bir kahkaha atıp ona doğru bir adım daha attım. kapıdan uzaklaşıyorduk.
"şimdi silahı bile düzgün tutamayan adam mı beni öldürecek yılların mafyasını he?"
"şaka evet şakaydı sen benim en yakın dostumsun"
"ya bende şaka yapıyorum korkma tatlım bir şey olmayacak"
dedim o an kapı açıldı içeri bizimkiler girdi ben adamın üstüne yürürken görünce kızlar silahı aldı elimden sırıkcığım da arkadan tuttu beni kerem adamı tutarken melih de telefonu arıyordu malum onda ses kaydı olabilirdi. önlem lazım
"bana bak bir daha bana bulaşma aşkısı yazık olur" dedim dudağımı büzerken bu adamla böyle dalga geçmeye bayılıyorum. vıcık vıcık kelimeler onun midesini bulandırıyordu.
"hem kızlar erkeklerden güçsüz diye bir kural yok be faruk bak nasıl alt ettim seni? bunlara dua yoksa kazan dairesinde cesedini bulacaklar o da tesadüfen." dediğimde gözleri fal taşı gibi açıldı.büyük ihtimalle okul kapının arkasındaydı. adamı bırakın dedim kafa işareti ile ve bıraktılar o anda yanındaki çakıya uzanıp fırlattı ve benim bileğimi sıyırdı.
"afferim " dedim sessizce. bizimkilere 'çıkın ben hallederim'bakışımı attım kızlar anladı erkekleri de alıp çıktı.
ne yapıyorduk biz evet. yanımdaki silahı alıp ona tuttum. bacağına sıktım . bununla beraber yanındaki küçük çakıyı fırlattı ve bam! karnıma geldi. hemen elimdeki silahla bir kez daha sıktım. karnına adam düştü. bende öyle ...
5 dakika sonra
barıştan
içeriden ses gelmeyince daldım yerde yatan iki insan görünce şoka uğradım mercimek bitmiş de. biliyorum kötü espriydi . hele ki bu durumda. lan dikilmesene! al kızı götür hastaneye ! hemen kucaklayıp çıktım. erkeklere dönüp
"içeridekini halledin " dediğimde hemen içeri girdiler. gizem de hemen yanıma koştu.
"aşkımm!" diye bağırarak hemde bu kızın bağırmak ile ilgili sorunu ne?
" gizem hadi arabaya! leyla hadi" dedim ve yürüdüm
"siz gidin ben gelirim sonra" diyen Leyla'ya şaşkınca baktım. onun arkadaşı belkide şu an ölüm döşeğinde idi ama o umursamadı. bende umursamadım. ve gizemle arabaya atladık. demiri arka koltuğa yatırıp ikimiz öne geçtik.
"onun o yaptığı neydi öyle?" dedim gizeme itafen gerçi başka kim cevap verebilir ki?
" o hep öyleydi alışırsın" dediğinde tuhaf bakışlarımı sergiledim.
"nasıl yani?" diye sordum tekrar
"bak patron küçükken öncelik olarak hep onu önde tutardı.ikinci de ben olurdum hep ikimizin kafa kafaya gittiğini söylerdi fakat bizden bin kat daha iyi olan biri varsa o da Ece idi . o zamanlar ismini değiştirmemişti. küçüktük 5 yaşında yani bundan 14 yıl önce. karanlıktan deli gibi korkardı. geceleri yanına gidip sarılarak uyuduğum olmuştu. bende korkardım Leyla da ama o her gece leyla ile oturur masal okuyup uyutup yatardı. şımarık olan oydu.zamanla bizi kendinden düşük görmeye başladı. gelip çattı 14 yaşımız.prova yapıyorduk bir sene kalmıştı ilk göreve bize bir kaptan seçeceğini söyledi parkur hazırlatıp ondan geçmeliydik.birinci olan kaptan olurdu . leyla çok şaşırdı direkt kendisi zannediyordu. ama kendinden o kadar emindi ki birinci bitireceğine gıkını çıkartmadı. ama sonuncu bitirince işler çığırından çıktı. kendini üstün görse bile zamanla demire bir nefret besledi. bizi önemserdi kendi değerli olabilirdi ama kaptanlık seçmelerinden sonra işler değişti her an ölse de ben geçsem yerine derdi. bakma sen demirin öyle güçlü olduğuna o tanıdığım en masum çocuk sevgiye muhtaç bir evlat ama bunlara sahip değildi. iki sözü vardı hayatının merkezinde tutan biri "sevgi güçsüzlüktür sevme ki gözünü kırpmadan vurabilesin " idi. güvenmezdi kolay kolay zaten gözünü kırpmadan 2 kişiye güveniyor biri ben biri de memo sizin hakkınızda daha konuşmadık." dediğinde derin nefes aldım. bu sırada hastaneye girmiş acile sokmuş ve ameliyatın sonucunu bekliyorduk. ayrıca diğerleri gelmişti onlar da dinlemişti bir kısmını ama hâlâ yoktu leyla
"ama öpmüştü bizim önümüzde nasıl bir muhtaçlık bu?" dedi kerem anlamaz bir ifade ile
"hayatında iki kez öptü onu kaptanlık seçmesi ve sizin yanınızda ikinci nedendi bilmiyorum..."
"hayatı boyunca mı?" dedi melih anlamsız bir soru ile
"yok ! iki ay içinde saçmalama ne anlatıyorum sabahtan beri!"
o sırada doktor çıktı ameliyattan ona döndük
" nasıl iyi mi?" diye soru yönelttim
" .........."
dediği şey beni dehşete düşürmüştü! yandık biz!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKın yolunda bir mafya ( TAMAMLANDI )
Fanfictionsadece bir kaç aptalla arkadaşım bu yüzden anormal olabilirim bu benim sorunum değiil! * mezar taşına o gün beynini evde unutmuştu yazın lan *sevgi güçsüzlük demektir sevme ki gözünü kırpmadan vurabilesin * kan mideni bulandırmıyorsa , ölümden ko...