"bak memo nasıl anlatsam bilmiyorum ama bu sembol yıllar önce bir efsanenin sembolu yani adamları öldürdükten sonra bu simgeyi anlına yapıştırırdı bak istanbul değil türkiye değil tüm dünyada adamları vardı.efsane mafya olarak anılırdı. en büyüktü o. tabi bir sürü düşmanı vardı sonra bunun ikizleri olduğu öğrenildi bir kız bir erkek . erkek daha büyüktü 3 dakika falan. bunu duyanlar korktu tabi oğlunu yetiştirecek falan diye galiba 3-4 kez oğlunu kaçırmışlar kız kardeşini de 2-3 kez adam korkmuş onlara bir kolye ve fotoğraf vermiş . fotoğrafta ne yazıldığı kesin değil. ve kolye de demi..." derken sözü bölündü
"bende yani ikizciğim oluyor kendileri bende yeni öğrendim .... durumu nasıl" dedi onu görünce çatılan kaşları ile üstüne yürüdü ve itti ben ayağa kalkarken hülya tuttu ve
"müdahale etmen gereken yerde et o güçlü biri merak etme" dedi yerime oturdum.
"senin yüzünden burada hala nasıl diyor ya!!!" dediğinde fal taşı gibi açılmış göleri ile en mantıklı soruyu sordu
"merak ediyorum da bana neden benim suçum olduğunu anlatsana silah bile vermedim elinize zırh mı o o ne işe yarar gerçek bir çatışmada zırhlı mı gideceksin . korkaksın oğlum sen suçun neden bende olduğunu anlat lütfen...? ne benim suçum?" dediğinde dondu sustu
"bende öyle tahmin etmiştim burada suçlu arıyorsan önce kendin dört dörtlük ol hadi cicim ...bir soru sordum durumu nasıl?"
"ameliyatta" dediğimde oturdu
DEMİRDEN
gözlerim yanıyordu ama o çıktığında güçlü durmak istiyordum. benim aklımı okumuş gibi geldi ve omzuna vurdu
"boş kiralamak ister misin cicim" dedi gizem kafa sallayıp omzuna yattım ve serbest bıraktım hülya gelip sırtımı sıvazladı
"oradan sağ salim çıkacak şimdi güçlü duralım olur mu?" dediğinde ona gülümsedim
ve beraber beklemeye başladık
2 saat sonra
doktor çıktı ve bizde hücum ettik
"nasıl?"
"iyi mi?"
"yaşıyor mu?"
her kafadan bir ses çıkıyordu en sonunda
"ehhh yeter ! susun da anlatsın doktor!!!" dediğimde sustular
"ameliyat başarılı geçti şu an uyuyor birkaç saate uyanır kendisini odaya alacağız. birazdan görebilirsiniz" dedi ve gitti. sevinçten önüme gelene sarılmıştım. kim diye baktığımda ikizcancağızım olduğunu gördüm gülüp bir daha sarıldım . biri sevinç için biri de ikizim olduğunu öğrendiğim için. çıkınca ayrıldım ve o da odaya girdiler uyanınca doktor girebilirsiniz dedi kerem önce girdi.
30 dakika sonra
içeri girdim dışarıyı seyrediyordu
"geçmiş olsun" dediğimde hışımla bana döndü gözlerinde anlayamadığım bir duygu vardı. gülümsedim ve içeri girdim
"ameliyatın ilk yarım saatinde olmadığım için özür dilerim ama anca " dediğimde gülümsedi o kurban olduğum gülüşüyle ne diyom ya kendine gel !!!
"önemli değil söyle bakalım benden önemli olan neydi?" dediğinde
"bazı tartışmalar sonucu kafa toplamaya ihtiyacım vardı." dediğimde bana baktı
"kerem mi?" dediğinde hayır anlamında kafa salladım ve yanına geldim.
"başka bazı tartışmalar" dedim
"sevgilin mi?" dedi sanki bunu söylemek ona acı veriyormuş gibi
"sevgilim yok olamazda çünkü ben aşk denen şeyden anlamam anlamayınca aşık da olunmuyor işte" dedim rahatlamış gibiydi.
"nerelerdeydin peki kafa dinlemek için" dediğinde
"rüzgar nereye savurursa " dedim
" bu sefer nereye esti" dediğinde
"hiç tahmin etmediğim bir yere kim olduğumu öğrendim" dediğimde bana bakıp
"hadi ya " dedi bende güldüm
"işte sembol felan ama hâlâ eksiklerim var " dediğimde
"buluruz merak etme" dediğinde gülümsedim. sonra yanağına masum bir öpücük bırakıp çıktım. belki sonra pişman olacaktım ama şimdi mutluyum sanırım bu gün carpe di em yapıyoruz yani anı yaşa
BARIŞIN ağzından
dışarıyı seyrederken bir yandan da onu düşünüyordum. aşık olmuştum sanırım bunu kime söylerim kimden akıl alırım bilmiyorum ama hemen emin olmam gerekiyordu . taş gibi kızdı kaparlar mazallah. kızıl saçları , bal gözleri her yerde o vardı sanki. portakal sevmeyen ben onu görünce aşık olmuştum portakala , turuncu ise olsa olur olmasa da olurdu benim içindi fakat onu görünce hayatımın en önemli yerine gelmişti. koyu renkler tercih etmesi saçları öne alıyordu ve büyük ihtimalle farkında değildi. tam o sırada bir ses duydum
"geçmiş olsun!!"dedi hızla ona döndüm ne güzel gülüyordu o öyle ;) 15 dakika falan konuştuktan sonra çıktı ama öyle bir çıktı ki arkasında bir enkaz bırakarak . öpmüştü neden yapmıştı ....
DEMİRDEN
ertesi gün mutlu mutlu barışın hastaneden çıkışını bekliyorduk bu arada kerem de özür diledi bende büyüklük yapıp ondan özür diledim çünkü benim de hatalarım olabilirdi .ne demiş tanımadığım bir adam "ÖZÜR DİLEMEK ERDEMLİKTİR" bunu kim söyledi hatırlamıyorum. çıkarken melih beni kenara çekti
"şey ben bu akşam geçmiş olsun partisi ayağına gizeme çıkma teklifi edeceğim de evet bana yardım eder misin?"
"ne uğraşcam kendin yap bana ne ondan ya!" dediğimde dondu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKın yolunda bir mafya ( TAMAMLANDI )
Fanfictionsadece bir kaç aptalla arkadaşım bu yüzden anormal olabilirim bu benim sorunum değiil! * mezar taşına o gün beynini evde unutmuştu yazın lan *sevgi güçsüzlük demektir sevme ki gözünü kırpmadan vurabilesin * kan mideni bulandırmıyorsa , ölümden ko...