...

693 46 13
                                    

DEMİRDEN

sabah uyanmak ile uyanmamak arasında iken fark ettim sert bir şeyin üstünde yatıyordum ve bir elim herhangi bir bedeni sarmıştı öbürkü ise birinin elini tutuyordu.ayrıca kafamda kızıl dereli dansı olmuş sanırım hemen gözlerimi açtım ve kim diye baktım tabi bu sırada refleks olarak bağırdım...  barış ta hemen gözlerini açtı

"senin benim yanımda ne işin var?" dedim hemen arkasından...

"sen yatırdın demir bilmem hatırlar mısın?" dediğinde şok oldum 

"dün ne oldu ya" dediğimde güldü

"melih ile gizem öpüşürken onları ayırdın ve evlenmeden olmaz dedin sonra sahneye çıkıp pepe şarkısı söyledin ayrıca hepimize çizgi film karakterlerine benzetip öyle çağırdın benim anlamadığım ben doreamona gerçekten benziyor muyum?"

dediğinde gözlerim hentbol topunu golf deliğine sokamaya çalışıp orada kalan bir top gibi açıldı.

"ya rezil oldum başka var mı?" dediğimde güldü

"ne yaptım Allah aşkına söylermisin?" dedim

"bardan çıkmayıp çocuk gibi yere oturdun pamuk şekerle avutup çıkardık almayınca da seni bir şekilde avuttuk."dedi kafama sertçe vurdum

"tüm nöronlarım ölür de bende tahtalı köye giderim belki" diyip vurmaya davam ettim barış elimi tuttu ve 

"olmaz en azından dize getirmen geren kötüler var " dedi güldüm ve aşağıya indim.

"gizeeeeeeeem!" diye bağıran bir melih ile karşılaşınca güldüm...

"ya ne var ne! " dediğinde

"hiç öylesine!" dedi melih biri salonda biri odadaydı 

"tamam aşkımmm!" dedi 

"timim iskiiim" diye onu taklit edince güldü kendi ile dalga geçebilen insanlarız biz...

"Nasıl gidiyor cesur yürek"dedim

"ayy çok güzel bir elmanın iki yarısı gibiyiz" dediğinde sırıtıp

"elma dediğin armut olmasın" dediğimde durdu ve 

"ben onun için armut da olurum" dedi bende gülüp

"armudun iyisini ayılar yermiş yalnız" dedim göz devirdi ve

"bozmasan olmazdı değil mi?" dedi güldüm ve

"bir yerlerim şişerdi mazallah " dedim güldü arkadan ceyda 

"şişmiş şişeceği kadar " dediğinde sırıtarak ona döndüm

"şu fiziğe , şu endama , şu kızıl ötesi saçlara , şu bal gözlere , şu kiraz dudaklara, şu boya , şu posa ve şu tarza bakıp bir daha düşün istersen " dedim ay kendimi öve öve bitiremedim...

"bakıyorum ve  haklıyım" dedi bu sefer . tam konuşacakken barış gelip

" hadi ama burası laf sokma yeri değil kızlar sende güzelsin , sende" dedi nedense ona güzel demesi hoşuma gitmemişti.

"ama hangimiz en güzeli" dedi ceyda bu sefer göz devirdim barış bir durdu evet birimiz birimizi beğeniyordu ve ben olmazsam kafayı yerdim 

-ne diyon mal aşık mısın barışa?, diyen iç sesime cevap verdim 

+bilmiyom nazife , evet ona nazife diyordum iç sesciğim de hiiiiiiç karşı çıkmaz

-ne nazife lan !!! şükriye!

+ne şükriyesi mal!!!

-şükriye şükriye şükriye şükü!!!!

"ben senin de şükününde belan olurum!!!" diye bağırdım sona doğru sesim kısıldı çünkü sesli söylemiştim 

-zaaaaaaa! barışçığımın yanında rezil oldu zaaaaaaaaaaahakagyruıkrmnkjfbsdhcbnmöloı  

"iyi misin demir" dedi bana barış 

"iyiyim canım iyiyim şey şükü mü dedim ben yooo demedim size öyle gelmiştir gayipten sesler duyuyorsunuzdur çünkü ben duymadım" 

-heeee kıvır tatlım kıvır dansöz olsan zengin olurum lan

+sen nasıl zengin olacan acep?

-biriciğinim ben senin her zaman yanında olan melek gibi kız

"ben sana şükü diye bişey demedim ki? sen duymadın demek" dedi yarım ağız gülerek 

-gülllllllme gülllllme eriyom burda bana da yazık bu sıcakta bir de senin yüzünden erimiyemmmmm

"sende haklısın biraz şizofren gibi olmuş olabilir ama neyse ben odamdayım" diyerek koşakoşa odama gittim.

-eee kıpkırmızı oldun tabi normaldir

+sus tatlım hiç uğraşamam

-tamam baby bende bir sevgilimin yanına gideyim

+kim lan sevgilin 

-SANANE!

onu duymamazlıktan geldim ve yatağa sırtüstü yatıp tavanla kesişmeye başladım.  kapı tıklandı

"gelllllllllllllllllllllll" me ama gelme dersem ayıp olur

"ıhım ıhım iç sesi ile dövüş içerisinde olan bir demir  arıyordun da ben burda mı?" dedi barış

"hayır iç sesi onu ele geçirmiş durumda fidye istiyor" dedim 

"hmmm ne kadar?" dedi bu sefer

"ne kadar verirsin bana?" dedim

"dünyaları versem yetmez" dedi o an mutluluktan halay çekebilirdim.

"hmm gel yatsana sende kesiş duvarla herkese yetecek kadar var" dedim yanıma uzandı istemsiz bir hareketle göğsüne uzandım ama çekmedim başımı

"izin var mı?" dedim

"her zaman kızılcık" dedi gülmüştüm kızılcık ha 

"kızılcık öyle mi?" dedim

"evet " dedi 

"o neydi bir meyve mi?" dedim

"evet kızılcık , işte kırmızı küçük yuvarlak bir bitki " dedi

"barış?"dedim sessizce

"efendim?"diye cevap verdi bana uyarak

"bana aşkı anlatır mısın?" dedim bana baktı

"öğrenmek mi istiyorsun ne?"dedi gülücüklerle 

"evet"dedim hevesle belki öğrenirdim hislerimi

"aşk önemli bir mevzudur demir ... kıskanırsın mesela istemsizce ya da kıpkırmızı kesilir utanırsın tabi bu kızlarda geçerli ama olsun... sonra seversin çok seversin ..." dediğinde

"ya anlamıyorsa?"

"o zaman sor ona kıskanıyor muymuş onu?"  dedi 

"evet çok her gün anlatıyor bana" dedim

"peki yakışıklı mıymış ona göre?" dedi

"üfffff meteor be! taş taş yürüyen taş!'mış ben görmedim"  dedim

"hmm söyle ona durmasın yapışsın dudaklarına ve desin ki seni seviyorum taş çocuk" dedi 

ona baktım bana bakıyordu o yaklaştı , ben yaklaştım , o yaklaştı , ben yaklaştım , o yaklaştı ben yaklaştım ve bom! öpüştük....

"seni seviyorum taş çocuk" dedim ardından

"bende seni kızılcığım " dedi 




AŞKın yolunda bir mafya ( TAMAMLANDI )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin