Dorya

3 0 0
                                    

Pebo'ya döndükten sonraki zamanlarım Dorya'yı aramakla geçti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Pebo'ya döndükten sonraki zamanlarım Dorya'yı aramakla geçti. Daha doğrusu onu nasıl bulabileceğimi düşünmekle... Durduk yere Dorya adlı birini soruşturamazdım. Dorya'yı daha önce hiç görmediğim için zihin gücümle de ona ulaşamazdım. Nasıl yapacağımı bilmiyordum. Ülgen'i de görmek için yanıp tutuşuyordum ama onu da riske atmak istemiyordum. O daha önce görülmemiş bir şeydi. Yarı peri... Onu incelemek isteyeceklerdi. Kim bilir ne testler deneyler yapacaklardı... Bunu ona yapamazdım. Ajanlar giriş çıkışları kontrol ediyorlardı. Fazla sık gitmek risk teşkil ediyordu. Hayatıma kaldığım yerden devam etmeye karar verdim. Bu arada gözümü kulağımı dört açıp Dorya'yı çaktırmadan bulmalıydım. Okula gitmeye devam ettim. Hatta fazla sık aralıklarla gittiğim için öğretmenim beni tebrik etti. Ayrıca Peri Kütüphanesine de gittim. Başka bir kitap aradım ama bulamadım. Tabi ya! Neden düşünemedim ki? Peri Kütüğünde her perinin kaydı vardı. Kayıtlar Sarayda tutuluyordu. Ben saraya giremeyeceğime  göre, birilerinden yardım almalıydım. Ama kimden? Küçük Kız bana yardım edebilir miydi acaba? Meteor çukuruna gitmeliydim. Oradan Ara'ya geçebilirdim. Meteor çukuruna bir kapı açsam bu çok fark edilmezdi zaten. Etrafında ara sıra rahatlamak isteyen periler uğruyordu. Çok nadir de olsa benim gibi birkaç tane çıkıyordu. Fakat Çukurun içinin sersemletici bir etkisi vardı. Orada öylece kalabilirdim. Ne yapmalıydım ki? Düşün düşün düşün hiçbir şey bulamadım. Sonra aklıma Peri boşluğu geldi. Peri boşluğuna bir kapı açsam ve Dorya'yı düşünsem onun yanına düşebilir miydim? Ülgen'in yanına bu şekilde gitmiştim. Neden olmasın? Dorya'yı hiç görmedim ama olurdu herhalde. Bu riski almaya değer miydi? Elbette değerdi. Ülgen her şeye değerdi...

Bir peri kapısı açtım. Boşlukta dolaşmaya başladım. Zihnim sürekli Dorya'yı düşünüyordu. Bu sayede onu bulacağıma emindim. Sersemlik hissi gelmeye başladı. Acaba gerçekten Dorya'nın yanına düşebilecek miydim? Zihnimi Dorya ile meşgul etmeye çalıştım. Onu bulmalıyım... Onu bulmalıyım... Onu bul...

Gözlerimi bembeyaz bir odada açtım. Aklıma ilk önce 'Acaba bulabildim mi? Burası doğru yer mi?' sorusu geldi. Daha sonra bir şey ötmeye başladı. Bu da nesi? Ben bir yatakta yatıyordum. Vücudum makinelere bağlıydı. Burası bir hastaneydi! ;Ne işim var burda? Dorya burada mı? Eğer buradaysa ben neden bir yatakta makinelere bağlı yatıyorum? Kesin peri boşluğunda başıma bir şey geldi. 

"Eveeeet, gözlerini açtın canım. Merhabaaaaa. Kendini nasıl hissediyorsun bakalıııııım? Hımmmm?"

Kulak tırmalayıcı bu sesin sahibini görmek için kafamı çevirdim. Kelimeleri uzatıp bana gerizekalı muamelesi yapan bu kişiyi gör istedim. Kıpkırmızı saçları ve kıpkırmızı dudaklarıyla şuh görünümlü ama aptal tipli bir peri hemşireyle karşılaştım.

"Bana ne oldu?"

"Uçarken bayılmışsın sanırım canım. Ve baygın halde yere çakılmışsın. Kanadın biraz hasar almış tatlım amaaaaa iyileşeceksiiiiiiiin."

"Bayılmış mıyım?"

"Eveeet tatlım."

"Nerden düşmüşüm?"

Peri #OnceUponNow #JustWriteItHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin