Bir insan ne kadar yanlız olabiliyorsa o kadar yalnızdı demir. Bu yalnızlık etrafındaki insanlar ile ilgili değildi. Onun yalnızlığı içindeydi, Kimsesizliğindeydi, terkedilmişliğindeydi. Evet terkedilmişti daha çocukken terketmişti annesi onu.
Babası ile bir başına kalmıştı. Az acı çekmemiş , dalga konusu olmamıştı. Küçükken başlamıştı içindeki yangın ve zaman geçtikçe daha da körüklenmişti. Nefret ediyordu her şeyden en çokta kadınlardan. Onun dünyasını başına yıkan bir kadındı sonuçta. Annesinin gidişinden sonra uzun bir süre toplayamamıştı kendini. Kendini toplandığında ise bir söz vermişti. '' Ne olursa olsun hiç bir kadına güvenmeyecekti '' ki öyle de olmuştu.
Yıllar geçtikçe o kadar değişmişti ki hem sert, kalpsiz hem de yakışıklı karizmatik bir adam haline gelmişti. Yıllar ona sadece bunları vermemişti azim vermişti sabır vermişti, içinde bitmek bilmeyen bir öfke vermişti ve oda bu öfkesini hayatına giren kızların duygularını yok sayarak gidermeye çalışmıştı.
Hiç sevmemiş ve günlük yaşamıştı. Hayatına giren kızların haddi hesabı yoktu ama onun tek amacı vardı hepsini terk etmek. Öyle de yapıyordu. Yıllar ona birçok şey vermişti ama tek dayanağı dert ortağı babasını almıştı. Yıllar önce babası hastalanmış ve kısa bir süre içinde bu dünyadan göçüp gitmişti. İşte o zaman asıl yalnızlığı tatmıştı demir.
Babasının yokluğu o kadar zorluyordu ki onu, artık olduğu şehirde nefes alamamış ve üniversite tercihlerini başka şehirlere vermişti. Sonuç olarak İzmir Ege Üniversitesini kazanmış ve kısa bir sürede izmire yerleşmişti. Yerleştikten sonra şuan kardeş gibi gördüğü arda ve efe ile tanışmış ve onlarla aynı eve yerleşmişti.
Zaman çok hızlı geçiyordu. Aradan 2 yıl geçmiş ve şuan 3. Sınıfa geçmişti. Yine her sabah yaptığı gibi denize karsi evinin balkonunda oturuyordu. Denizi izlemek o kadar rahatlatıyordu ki saatlerce izlemekten hiç sıkılmazdı. Oğlum napiyorsun yaa sabah serinliğinde burda oturmuş yine denizi mi izliyorsun? Demir hiç istifini bozmadan seyretmeye devam etti. Bazen efeyi anlamıyordu içine alt komşu hatice teyze kaçıyordu sanki. Onun gibi azarlar çemkirirdi. Demir deli olurdu bu haline .
Neyse ki arda efe gibi değildi en azından kadın gibi davranmaz daima kendisinden yana olurdu.O böyle düşüncelere dalmışken efe hadi sahile kahvaltıya gidelim saat 10'u geçiyor dedi. Hazırlanıp evden çıktılar 5 dakika sonra küçük bir kafenin önünde arabayı parkedip içeriye geçtiler. Gözlerine boş bir masa kestirip tam geçeceklerken iki kız masaya oturmuştu bile. Demir ardırmadan çaprazlarındaki masaya geçti efe ile arda da karşısına oturdu.
Siparişler verildi ve sonra yemeğe başladılar. Aradan biraz zaman geçti ki demir izlendigi hissine kapıldı. Başını kaldırmasıyla az önce masalarına geçen genç kızdan birinin kendisine yüzünü buruşturarak baktığını gördü. O görüntü karşısında iğrenirmiş gibi yapıp başını çevirdi. Biliyordu ki bunun üzerine kız durmaz ve laf atar. Bekledi, bekledi ve bekledi ama beklediği olmadı çaktırmadan baktığında ise kızın öfke ile hızlı bir şekilde yemeğini bitirmeye çalıştığını gördü. İçinden kahkaha atmak gelsede o sert yapısını bozmadı ve arkadaşlarına döndü.
Ardından kahvaltılarını bitirip çıktılar. Gece eve geldiklerinde saat 2yi geçiyordu. Tüm günü arkadaşlarıyla denize girmiş sahilde gezmiş, efenin 1 saatlik ısrarı ile sinemaya gidilmiş (hayır anlamıyorum bu çocuğun derdi ne. Neymiş efendim sinemada belki bir kaç kız tavlarmış. Onu geçtim neden romantik film. Tabi ki kızlar romantik severmiş diyor bi de utanmadan . Herşeye de bir cevabı var beyefendinin. Neyse en azından 2 saat uyumuş olduk ) gün öyle böyle derken geçti.
Şimdi odamda yorgunluktan uyumak üzereyim. Tabi yine lanet olası o Son görüntü gözlerimin önüne gelmeseydi uyuyacaktım. 4 yaşındayım babam ile anne demeye bin şahit isteyen o sevda mutfakta tartışıyorlar. Sesleri çok yüksek bu sefer duyuyorum onları. Her zaman kavga ederler zaten. Alıştım artık.
Her zaman kavgayı başlatan sevda olur bağırıp çağıran hakaretler eden de sevda olur. Babam yazık garibime hep alttan alır. Ne yapsın başka seçeneği yok ki çünkü sevda hanım beni alıp evden gitmekle babamı tehdit ederdi hep. Babam beni çok sever üstüme titrer sırf benim için sesini çıkarmazdı. Sevda da yüz bulur iyicene babamın üstüne giderdi. Halbuki beni hiç sevmezdi. Sevseydi gider miydi??
Ama işte baba yüreği yine de alıp götürür diye ses etmezdi. Aklımdan geçen Son görüntü ile kendime geldim sevda karısının beni itip ''ediyorum babandan nefret ediyorum'' deyip gitmesi ile oturup ağlamıştım. Ne kadar zaman geçti üstünden ben hala her gece bu anları tekrar tekrar yaşıyorum yetmiyor kabusum oluyor. Ne yaptıysam hangi doktora gittiysem çare bulamadım.
Çocukken geçirdiğim travmadan kaynaklandığını ve bunu ancak kendim aşabileceğimi söylüyorlar ama yıllardır ben bununla yaşıyorum ve atlatamıyorum. Bir süre sonra yorgun düşüp uykunun o korkunç kollarına kendimi bırakıyorum ..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZLİĞİN İÇİNDE
RomanceSen Gökyüzü Bakışlım ! Kalbimi çaldığın için bana bir kalp borçlusun '' dedi adam . Kadın anlamaz gözlerle baktıktan sonra '' nasıl '' diyebilmişti sonunda . " Kalbimi senden alamıyorum onun yerine bana Kalbini verirsen ödeşiriz " demişti muzip bi...