Gökyüzü Bakışlı ile karşılaştıktan sonra -evet ona Gökyüzü Bakışlı diyorum çünkü ona en çok bu iki kelime yakışıyor ki zaten adını bilmiyorum- derse girdim. Pek dinlediğim söylenemez çünkü ne hocanın dediklerini duyuyordum ne de beynimdeki sesleri susturabiliyordum.
Bana ne oluyordu bilmiyorum ama o kızı aklımdan çıkaramıyordum. Öğleden önceki derslerimiz benim bu akıl karışıklığı halimle geçerken öğleden sonraki derslerimizde düzeltmiştim kendimi. Evet çok saçma davrandığımın farkındayım. Sürekli karşılaşmamız saçma sapan rastlantılar sadece. Bu yüzden üstünde durmamaya karar verdim.
Akşama doğru derslerimiz bittiğinde Arda ve Efeyle birlikte okuldan çıkıp yürümeye başladık. Hepimizin derslerden kafası şiştiğinden yürüyerek kafa dağıtmayı tercih etmiştik. Arda yine yeni tanıştığı bir kızdan bahsediyordu.
"Oğlum bir kızla tanıştım hatun çok fena taş gibi. Bir kaç gündür peşindeyim bugün için söz aldım akşama onunlayım anlayacağınız beni beklemeyin". Bu konuşma karşısında efe göz devirirken ben dalga geçmeye başlamıştım.
"Arda bak yine kız seni kandırıyor olmasın. Malum bütün gereksizler seni buluyor."
"Yok be oğlum bu seferki öyle değil ben inanıyorum."
"Ben demiş olayımda sonra başımın etini yeme keşke uyarsaydın diye. "Bu konuşmanın üstüne arda da göz devirdi. Efe bu konularda çok çekingendir. Daha şimdiye kadar bir kızdan bahsettiğini duymadım. O aşka inanır benim tersime. "Doğru zamanda doğru kişiyle olacaksa beklerim" der hep. İyi de doğru zaman ve doğru insan olduğunu nasıl anlayabiliriz ki.
Ben böyle düşünürken karşıdan tartışan bir grup gördüm. Bizim çocukları durdurup izlemeye başladım. Çocuğun biri bir kızın kolundan tutmuş çekiştiriyor. Kızın yüz ifadesine bakılacak olursa pekte istekli değil gitmeye. Acaba yardım etsem mi diye düşünürken aklıma kadınlara iyilik yapılmaması gerektiği geldi.
Çocuklar müdahale edelim mi deyince sert bir şekilde hayır dedim. Onlar alışıktı benim bu hallerime. Karşımda kadın kaçırsalar kılımı kıpırtdatmam. Bazen gerçekten çok acımasız oluyorum farkındayım ama yaşadıklarımı unutamıyorum. Unutamadıkça da iyi düşünen yanım gittikçe ölüyor. Biraz daha ilerledikten sonra gençler durdu ve kız ile oğlan tartışmaya başladı. Bizde durup nasıl sonuçlanacağını görmek için bekliyorduk. Her hangi bir durumda efe ve Arda'nın müdahale edeceğini biliyordum zaten o yüzden sesimi çıkarmıyordum.
Bir anda ne olduysa genç oğlan kıza vurmak için elini kaldırdı. Bizimkiler daha fazla dayanamayıp harekete geçecekleri sırada hepimizi şok eden birşey oldu. Karşımda Gökyüzü Bakışlı o kız vardı ve genç oğlanın bileğini tutmuştu. Kız başına bu kadar cesur olup bu harekette bulunması gerçekten şaşırmama ve biraz da olsa kendime kızmama sebep olmuştu. Ondan önce davranıp kızı ellerinden kurtarabilirdik ama benim yüzümden yapamamıştık.
Bizi diğer şok eden şey ise sözleriydi. Çocuğa savurduğu tehdit çocuğu bile şaşırtmıştı. Bir süre sonra Gökyüzü Bakışlı kızın arkadaşı olsa gerek oda olaya müdahale etti. Bunun üzerine kızlar yerde oturmuş ve az önceki olaydan dolayı korkmuş olan kızın koluna girip bir yere gitmeye başladılar.
Bundan sonrasını pek önemsemedim o yüzden tam yürümeye başlayacaktım ki bizim çocuklara gözüm kaydı. İkisi de gözlerini ayırmadan kızların ardından bakıyorlardı. İkisini de dürtüp yürümelerini söyledim. Efenin bana dönmesiyle gözlerindeki parlaklığı görmem bir olmuştu . Efe ye hayırdır!! der gibi bir bakış attıktan sonra efeden herhangi bir tepki gelmemişti. Önüne dönüp yürümeye başlamıştı. Bu davranışını pek önemsememeye çalışarak ardaya baktım.
Arda'nın tek söylediği söz " o kız benim olmalı " sözüydü. Bunun üzerine oda önüne dönüp yürümeye başladı. Ben ikisine de şok olmuş gözlerle bakarken onlar sadece önlerine bakıp yürüyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZLİĞİN İÇİNDE
RomantizmSen Gökyüzü Bakışlım ! Kalbimi çaldığın için bana bir kalp borçlusun '' dedi adam . Kadın anlamaz gözlerle baktıktan sonra '' nasıl '' diyebilmişti sonunda . " Kalbimi senden alamıyorum onun yerine bana Kalbini verirsen ödeşiriz " demişti muzip bi...