1

460 29 6
                                    


Mart'ın o sert çarpanları yüzümü yakarken otobüs terminaline gidebilmek için beklediğim minibüs dolmuş fazla gecikmedi. Kendi arkasından gelen dolmuşa  yolcusunu kaptırmak istemeyen hızlı dolmuş şoförü, tam parmaklarımın ucunda durdu.

Harekete geçmesi durmasıyla aynı anda oldu. Bu İstanbul coğrafyasında dolmuş şoförleri inanılmazlar. Sadece onları izlemek yeter de artar bile yaşam için.

Bizim şoför az uzunca esmer kara yağız bir genç arkadaştı. Arabesk şarkılar seviyor olacak ki birlikte ünlü müzisyen Orhan Gencebay'ın şarkılarını dinliyorduk. Aslında  35-40 yaşlarında bir bayan dolmuşa bininceye kadar halimizden şikayetçi değildik.

Son gelen her zaman aslında dinleyicidir bizim toplumda ama bu sefer öyle olmadı son gelen baskın çıktı ."Teybi kapatır mısınız şoför bey" diye seslenince, dolmuşta önce bir derin sessizlik sonra devam gürültüye oldu, şoför umursamadı. Bir dakika geçti geçmedi aynı ses 

"Teybi kapatır mısınız beyefendi" diye tekrar seslendi.

Bir an herkes o sese döndü. Öncekine nazaran biraz daha şiddet içeren bir sesti aslında.

Şoförün ne tepki vereceğini merak ederek tüm kafalar şoföre döndü.

Şoför şöyle bir la havle çekti sonra teybin sesini kısmak aklına gelmiş olacak ki öyle de yaptı, teybin sesini kıstı. Bu herhalde teybin kapatılmasını isteyen kadını kesmiş olmayacak ki direndi:

"Arkadaşım tamamen kapatır mısınız lütfen" diye öncekinden daha bir yüksek tonla seslendi.

Ortam bulutlanmaya başladı. Ters giden bir şeyler olduğunu anlamakta yolcuların hiçbiri gecikmedi. Tam bir sessizlik çöktü mekana. "Ben burada inecektim şoför bey" diye yumuşak bir sesle seslendim orta koltuktan. Aslında tırsmıştım... Oldum olası tatsız ortamlardan kaçarım. Ne olacak yani altta kalmak o kadar mı kötü?

Şoför dolmuşu durdurdu, indim. Aslında erken inmiştim ama olsun vaktim daha vardı. Bir sonraki dolmuşu beklemeye başladım.

İZLENEN YOLCUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin