12

67 11 2
                                    



Birbirimizi çok sevdiğimizi düşünmüştüm. Yüzüğü de o nedenle hediye etmiştim. Canlı bombanın o olduğu haberi gelince bana neden zarar versin ki diye düşünmüştüm. Üzerinde çalışıp geliştirmeye çalıştığımız bir yara ilacı için bu eylem çok büyük kalıyordu. Anlamadığımız şey de bu, bunun için burada toplandık.

Ramazan yüzüğün olay mahallinde oluşunun nedenin anlamıştı. Yüzük, lanetini bir kez daha göstermişti.

Ramazan, İbrahim Sonay'ın beyin ilacından haberi olmadığına artık ikna olmuştu. Saldırı İbrahim Sonay'a değil, şirkette yapılan gizli çalışmaya idi. İbrahim Sonay bu işte hem kullanılmış hem de uyarılmıştı.

Patlamanın olacağı saatte tankerin oradan geçeceğini şirkette kimler biliyordu? Bunu öğrenirlerse sorumluları bulma konusunda da mesafe almaları kaçınılmazdı.

Ramazan olayın çözümünün hiç de kolay olmadığını, içinde ilaç baronlarının önemli rol üstlendiği uluslararası derin ilişkilerin de parmağı olabileceğini düşündü.

Ömer; " Kazina Kazinika yalnız mı geldi buraya, yanında kimse yok muydu?"

İbrahim Sonay; " bilmiyorum bana yalnız geldiğini söylemişti."

"Kazina Kazinika'nın hasta olduğundan haberiniz var mıydı İbrahim Bey?"

İbrahim Sonay şaşırdı; "Hayır yoktu, anlatmamıştı neyi varmış?"

"Lösemi hastasıymış."

İbrahim Sonay yıkıldı, çok üzüldü. Ömer;"Üzülmeyin İbrahim Bey, muhtemelen hastalığı sizin ilişkinizden önce biliniyordu" dedi.

Ömer,

- "Böyle bir eylem öyle iki günde planlanarak yapılacak eylem değildir."

"Anlaşılıyor ki Kazina Kazinika sizden yararlanmak için sizinle ilişkiye girmiş. İbrahim Sonay, bundan sonra bizimle beraber çalışırsanız bu olayın çözümünde yardımcı olursanız daha hızlı sona varırız."

"Peki elimden geleni yaparım. Biz de adamlarımızla bu işi nasıl çözeriz diye burada toplanmıştık. Onlarca cana mal olacak benim bilmediğim ne var ki? Size bu konuda her türlü yardımı yapmaya hazırım. Fabrikamın içinde istediğiniz bölüme girebilir, istediğiniz kişiyi sorgulayabilirsiniz buna benim özel güvenlik ekibim de dahildir."

Ramazan;

"İbrahim Bey şirketinize askeri kamyonlar girip ilaç yüklemişler bundan haberiniz var mı acaba?" İbrahim Bey ikinci kez şaşkınlık yaşadı; "Hayır yok. Biz askerle iş yapmıyoruz. Sivil çalışmalar yapıyoruz. İlaçlarımızı da sivil taşeronlara veriyoruz. Asker, ilaçlarını onlardan alıyor."

Ömer'in telefonu çaldı, arayan Cem'di. Telefonda  ZKRY kimya fabrikasına gittiklerini Ömer'den oraya gelmelerini istedi.

Ömer; "Fabrikanıza gidiyoruz İbrahim Bey. Biz gitmeden ararsanız rahat ederiz. İstediğimiz kişilerle konuşabiliriz. Kamber Usta sizin vatansever bir emekçi dostu olduğunuzu söyledi. Çalışanlarınızın sizi sevdiklerini bilmenizi isterim. Bu olayda sizin hiçbir suçunuz yok gibi görünüyor. Memleketini, memleketinin kazanmasını, memleketinin kazanırken de çalıştırdığı işçisinin memurunun mutluluğunu, kazancını düşünüp onların fabrikasında örgütlenmesini isteyen kaç işveren var ki? Sizi kutluyorum İbrahim Bey. Sizin fabrikanızda eğer yasal olmayan  bir şeyler yapılıyorsa -ki bunun olduğuna dair burnuma pis kokular geliyor- bunu bize anlatacak birilerinin olduğuna eminim. Örgütlenmenin olduğu bir fabrikada kanun dışı şeylerin yapılması zordur. Çünkü işçiler buna izin vermezler. Sizin izninizin olması bu yüzden gerekli bizim için, çalışanlarınız size güveniyorlar, sizi seviyorlar. Sizin zarar görmenizi istemezler. Size fayda sağlayacak bir şey olduğunu düşünürlerse bizimle konuşurlar."

İbrahim Sonay; "Bir faydası olacaksa ben de geleyim sizinle fabrikaya?" Ömer gerek olmadığını söyledi.

On dakika sonra fabrikanın kapısında Cem'in kullandığı otomobilin kapıdan girdiğini gördüler.

Ramazan'la Ömer İrina  Kazakova'yı görünce Kamber Usta'nın İrina Kazakova'dan hayranlıkla söz etmesinin nedenini anladılar.Kadın çok güzeldi.Fakat bu tespitten daha önemli işleri vardı şu an.

Kamber Usta önlerinde hep beraber İrina'nın çalıştığı bölüme gittiler.

Gelenleri giriş kapısında gören mühendis, grubun kendisini göremeyeceği bir yere saklanarak cebinden telefonunu çıkardı. Birini arayarak ekibin burada olduğunu, araştırma bölümüne doğru gittiklerini söyledi.

Gurubun önünde Ramazan'la birlikte yürüyen Zülfü bunu duydu. Ramazan'a birinin kendilerinin gelişini fabrikanın içinde başka birine aktardığını söyledi. Ramazan kim diye sorunca "Bilmiyorum çevrede kimse yok ama takip ediliyoruz" dedi.

Az sonra hep beraber İrina'nın çalıştığı bölümün kapısına gelmişlerdi. İrina; "İçeri hep birlikte mi gireceğiz?" diye sordu. Cem'den olumlu yanıt alınca düşünceli bir şekilde Zülfü'ye baktı. Zülfü gülümsedi.

Kapıdan içeri girdiler. İçeride yirmi civarında çalışan vardı hepsinin de ağız maskesi vardı. Beyaz önlükler giyinmiş çalışıyorlardı. Alışkın olacaklar ki hiçbiri başını kaldırıp gelenlere bakmadı. Yalnız içlerinden biri İrina Kazakova'yı süzdü göz göze gelmek istedi, aradığını bulamadığı için işine döndü.

Bu bakış Cem'in gözünden kaçmadı. İrina'ya yaklaştı, soran gözlerle baktı. İrina Cem'e göz kırptı, Cem' in dirseğine dokundu. Cem anladı. Adama baktı. Adam Cem'in bakışlarından habersiz işine odaklanmıştı.

Cem'in dikkatinin dağıldığını anlayan Ramazan sazı eline alması gerektiğini anlamakta gecikmedi. İrina Kazakova'ya yaklaştı, burada yaptıkları çalışmaların gizli yanı olup olmadığını sordu. İrina; "Tabii ki var, biz bu çalışmaları tamamen gizli yaparız. Sorun da bu. Burada yapılan çalışmalar dışarıya sızmış ki birileri fabrikada yapılan çalışmalardan rahatsız olmuş."

Ramazan ,"Fakat bu çalışmalar dünyanın her yerinde yapılıyor ama bombalar patlamıyor, insanlar bunun için ölmüyor."

İrina Kazakova,

-"Yanılıyorsunuz! Bombalar dünyanın her yerinde bu çalışmalar için patlıyor ve insanlar bu çalışmalar için ölüyor. Eskiden insanlar kimlik için savaştığını sanırdı. Bazen toprak, bazen din, bazen de dil. Öyle de görünürdü. Ama artık savaşların asıl nedeninin kimlikler değil ekonomik olduğu anlaşıldı. O nedenle artık eğitime yapılan yatırımlar kimlik mantığına göre değil de ekonomi mantığına göre yapılırsa o ülkeler kalkınıyor ve ilerliyor. Fabrika da öyle, ürün geliştirme işine yatırım yapıyorsa o fabrika gelecekte de varlığını sürdürüyor. İbrahim Sonay'ın bana ayda otuz beş bin Türk lirası verip beni bu bölümün başına getirmesinin amacı da bu."

-"Bizim burada geliştirdiğimiz bir ilaç, tüm dünya ilaç sektörünü etkiler. Bazı ilaçların piyasadan çıkacağını duyan ilaç baronları yeni ilaca yatırım yapar, böylece hayatta kalırlar."

"Anlamış olmalısınız, bu işte ilaç geliştirme faaliyetleri asla suçlanamaz. Suçlu olan o çalışmaları dışarı sızdıran varsa onlardır."

"Sizin de şu anda burada oluş sebebiniz bu sanırım."

Ramazan yutkundu. Bir bilim adamıyla bu konuda tartışamazdı. Tartışmayı sonra yapsa da olabilirdi. Şimdi dışarıda cinayetlerin sorumlularını öğrenmek isteyen kamuoyu vardı. Onları aydınlatmak için gerçek sorumluların bulunması gerekiyordu.

İZLENEN YOLCUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin