"Bu fabrikada benum başkanı olduğum sendika yetkilidur.Bana Ramazan Bey haber verince nedenini anladım.Hemen konuya gireyim.Aşağı yukarı iki aydır fabrikada bir şeyler döndüğünü düşünüyoruz.Arkadaşlarla küçük çaplı araştırma yaptık.Bazı askeri personelin buradaki güvenlikle hareket ederek yasa dışı oluşumların içine girdiklerini düşünüyoruz.Fabrikanın içinde bir araya gelen bu ekibin gece saat ikiden sonra harekete geçtiğini tespit ettik.Bir saat kadar aralarında toplantı yaptıktan sonra dağıldıklarını öğrendik.Tam harekete geçmek üzereydik ki bugünkü patlama oldu.Bu gece toplantılarının olayla ilgisi var mı bilemem ama sizin bilmenizde yarar var sanırım."
Ramazan Zülfü'ye baktı.Zülfü İsmail'i can kulağıyla dinliyordu.İsmail'in konuşması bitince
Zülfü:
"İsmail Bey, sizi korkutan nedir?"
"Ne korkması ben Karadenizli'yum. Hiç bir şeyden korkmam!"
Zülfü,"pekala askerlerin varlığı sizi neden tedirgin ediyor."
İsmail Zülfü'nün kafasının içinden geçenleri bilmesine önce şaşırdı sonra konuşmaya başladı."Üç gün önce arabamla seyir halindeyken arkadan bir araba çarptı.Arabamda eşim ve üç çocuğum vardı.Çarpan arabadan inen iki adamda da silah vardı. Bana çekmediler ama silahları bellerinde gösterdiler. Bunu bile bile yaptılar.Arabalarına binip uzaklaşırlarken arka camda bir askeri şapka gördüm. Siz olsanız tedirgin olmaz mısınız.? Yetkili olduğum fabrikada kanun dışı şeylerin olmasını istemiyorum.İşçilerle yaptığımız son toplantıda bu konu gündeme geldi.İşçiler ellerinden geleni yapacaklarını,yanlış bir şey gördüklerinde yönetimi derhal bilgilendireceklerini ve bu konuda daha dikkatli olacaklarını söylediler."
Cem, İsmail'in anlattıklarını dikkatle notlarına ekledi. Olayın aydınlanması için görevlendirilen savcılar muhakkak bu bilgilerden yararlanmak isteyeceklerdir ,fabrikanın güvenlik birimiyle de konuşmak gerekiyor diye düşündü.İsmail'in anlattıklarını dikkatle dinleyen İrina İsmail'in bir şey sakladığını düşündü. Bunu Zülfü'de düşündü. İrina Zülfü'den önce davrandı.
"İsmail Bey, siz şüphelerinizi neden daha önce polise anlatmadınız?"
İsmail kıpkırmızı oldu.Ne diyeceğini şaşırdı.Ama çabuk toparladı ve tam da sendika başkanına yakışan bir kararlılıkla;
"Çünkü paranın olduğu yerde babama bile güvenmem.Paranın satın alamayacağı insan olmaz derdi babam.Eğer helal süt emmemişse herkes satın alınabilir derdi.Fakat bana ve sendikama güvenebilirsiniz.Size faydası dokunacak bilgiler elimize geçerse sizi arayacağız."
Cem, "Verdiğiniz bilgiler yeter de artar İsmail Bey.Merak etmeyin sizi üstü kapalı tehdit edenler hakimin karşısına çıkacaktır."
İrina yine söze girdi,
"İsmail Bey izninizle bir sorum daha olacak:"
"buyrun İrina Hanum"
"Şüphelendiğiniz biri var mı?"
İsmai bey hiç düşünmeden "Var"
Cem: "Kim?"
Zülfü İsmail'in düşüncelerini okudu.Herkesten önce İsmail'in kafasından geçeni duydu.
"Cemile"
Ramazan: "Cemile mi?"
İsmail,Ramazan'ın Cemile ismini duyunca neden böyle ani tepki verdiğini görünce şaşırdı.
"Evet Cemile ama şüpheli olarak değil sizi gerçeğe ulaştıracak bu tür soruların yanıtlarına en iyi Cemile gidebilir"
"İyi ama Cemile bu fabrikaya yeni girmiş birisi"
"Olabilir,fakat Cemile çok kısa süre çalışmış olmasına rağmen çok sosyal davranmış bir kızdır.Sendikanın burada etkin olmasını da ona borçluyuz.Hemen hemen tüm üyelerimizi Cemile kaydetmiştir.Onun sendika başkanı olmasını istedik ama kendisi istemedi.Bu iş yerinden Cemile'den habersiz sinek bile uçamaz. Uçmuşsa bilin ki Cemile de tehdit altında kalmıştır.Ama bilmediği yoktur.Kulağı deliktir."
Ramazan Cemile'nin her adı geçişinde dikkat kesiliyordu."Nasıl yani ne demek kulağı delik?"
"Öğlen tatilinde tüm kızlar birlikte yemeğe giderler. Yemekte Cemile fabrikada olup biteni kızlardan öğrenir.Cemile kızların yanında fabrika içi dedikodularını pek konuşmaz.Yalnızca dinler.dinlediğin zaman herhangi bir şey yapmana gerek kalmaz."İrina hanım sizi bu konuda en iyi Cemile aydınlatabilir.Bugün bir savcı Cemile'yi sordu,ama ulaşamadı sanırım.Cemile herhalde fabrikada yoktu."
Zülfü,"Aslında biz bir saat kadar önce Cemile ile konuşmuştuk ama senin bahsettiğin gibi her şeyi bilen bir kıza benzemiyordu."
Bu sözler İsmail'in hoşuna gitti;
"Takdir edersiniz ki bu dönemde kimse kimseye güvenemiyor.Cemile'de güven sorunu yaşıyordur.Benim yanımdan geldiğinizu,ona adını benim verdiğimu söyleyin.Bu yeterli olur mu bilmiyorum ama daha güvenli olur onun için.İç güdülerimle hareket etmem pek."
İsmail,biraz düşündükten sonra,yavaş yavaş konuşmaya devam etti;
"Ramazan Bey, sizin resminizi televizyonda görmüştüm.Katil yakalanınca sizin adınızı lanetliyordu.Eğer bir katil bir polisi lanetliyorsa o polis genel olarak iyidur."
"Sizi bilmesem Cemile'ye göndermezdum"
Zülfü İsmail'e dikkatle baktı.Cem'e döndü kafasını olumsuz anlamında sağa sola salladı.Bu Zülfü'nün İsmail'in kafasında anlattığının dışında başka bir şey bulunmadığına dair işaretiydi.Cem Zülfü'nün bu olumsuz referansından sonra umutsuz bir bakışla yanındaki Ömer'e baktı.Ömer de bıkkındı bu fabrika etrafında üç yıldır araştırma yapıyorlardı ama hiçbir şeye ulaşamamışlardı.Yine elleri boş mu kalıyordu.?
İrina iki dedektifin birbirlerine bakmalarını gördü. Anında, umutsuzluğa kapıldıklarını anladı. Cem'e hitaben "Daha önce yanınızda biz yoktuk. Şimdi biz de varız. Bu işin içinde bizi de ilgilendiren kötü şeyler var. İyi saklanmış kötü.
"Cem,"Doğru.Öyle görünüyor"
İrina devam etti,
"Kötüler asla kazanmamalı.Boş vermek yok,karamsarlığa düşmek yok,araştırmaya devam edeceğiz.
Er ya da geç, elimize geçen ipuçlarını takip ederek , bizi bu fabrikada varsa kötülere ulaştıracak bilmeceyi çözeceğiz.
Şimdi gidelim Cemile neler biliyor onu bir de onun ağzından duyalım.Cemileye soracağım şeyler olacak.Sonra da hiç vakit kaybetmeden, Kamber Usta'nın elinde görülen paraların peşine düşelim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZLENEN YOLCU
FantasyBu kitap gün gün bölümler halinde yazılmış, fantastik romancılığın en güzel eserlerinden biri sayılmıştır. Son dönem Türk romancılığında üstün bir teknikle kaleme alınmış en güzel fantastik eserlerden biridir. Yazarı roman tekniğini ustaca kullanmı...