İZLENEN YOLCU

7

Ömer durakladı, bu tür şeylerden çabuk etkilenen bir kişiliği vardı. Doğa üstü güçlerin varlığı onu hep rahatsız ederdi. Girdikleri bu işte de doğaüstü güçlerle hemen işin başında karşılaşması hoşuna gitmedi.

Ramazan'ın sözünü ettiği şey belki doğaüstü değil olağan katillerin işi olabilirdi ama kendisi doğaüstü güçlerin varlığına inanan bir çevreden geliyordu. Onun yetiştiği, büyüdüğü çevrede bu normal şeylerden biriydi.

Geceleri yolda yürümek özellikle kuytu yerlerde dolaşmak sakıncalıydı. Üç harfliler çarpardı. Sonradan meslek gereği üç harfli değil de insan çarpmaları olduğunu öğrenmişti fakat yine de yetiştiği kültür onu terk etmiyordu .

Ömer ,

-"Cem bu işte ben geceleri çalışmam arkadaşım dedi." Cem iki yıldır birlikte olduğu arkadaşı Ömer'in ne demek istediğini anlamıştı. Olur sen arabadan çıkma ama benimle gelmelisin

Ömer arabayı durdurur, iner, yürümeye başlar.Annesinin sözleri kulağında yankılanmaktadır.

Bebeklikten çıkarken yatakta Ömer'i uyutmaya çalışan annesi ona doğaüstü güçlerin varlığından çokça bahsedermiş . Eğer uyumazsa gece gezen bazı doğaüstü güçlerin onu rahatsız edeceğini anlatarak,uyumasına yardımcı olmaya çalışırmış. Kadıncağız bunu yaparken annelik duygusuyla hareket eder, çocuğunun daha rahat uykuya dalmasını sağlamak istermiş.

Doğru yanlış, Ömer bugün annesinin küçük yaşta anlattıklarının etkisinde kalır, doğaüstü şeyler duyduğunda orada durmak istemezdi. Şimdi de öyle olacaktı yüzüğün lanetini duyan Ömer bu işten uzak durmak için elinden geleni yapacaktı. En azından Ömer'i iyi tanıyan Cem bunun böyle gelişeceğini çok iyi anlamıştı.

Cem Ramazan'a döndü "Seninle birlikte bu işte çalışacağım. Bulduğun her şeyi bana bildireceksin. Burnuma sabahtan bu yana pis kokular geliyor."

Cem;

-"Yüzükle ilgili başka bildiklerin var mı Ramazan?"

Ramazan; 

"Var! Diyerek anlatmaya başladı:"

"Dördüncü Osman  Sultan'ın eşi Meryem Sultan Arnavut asıllıdır.Eşi benzeri olmayan dillere destan bir güzelliği varmış. Öylesine ki tüm Anadolu'yu aşan güzelliği Acem ülkesinde de konuşulurmuş. Ne giyerse giysin dünyanın en güzel kadınını görürmüşsünüz.

Konuşurken Hz. Davut'un Zebur söylerken ki sesi gibi güzel bir ses tonuyla başlar tüm doğanın onu dinlediğini sanırmışsınız. Sadece yüz ve dil değil gönül güzelliği de dillerdeymiş.

Yaptırdığı çeşmeler camiler bugün Anadolu'nun özellikle Batı Trakya'nın en ünlü çeşmeleri ve camileri arasındadır. Osmanlı mimarisinin eşsiz güzelliklerini yansıtırlar.

Yüzüğü ona hediye eden Osman Sultan değil Osman Sultan'ın yeğeni İbrahim Sultan'dır.

Meryem Sultan ile İbrahim Sultan'ın tanışmaları çocukluklarına kadar gidermiş.

İbrahim Sultan ile Meryem Sultan has bahçede oyun oynayarak büyümüşler. Birbirlerinin her şeylerini bilirlermiş.İçtikleri su ayrı gitmezmiş. Kardeşten de öte büyük bir dostlukları varmış.Kardeşi gibi sevdiği İbrahim Sultan'ı yanından asla ayırmayan Meryem Sultan, onu saltanat kavgalarından da korurmuş.

Ama bu yakınlık Meryem Sultan'ı küçük yaştan itibaren içten içe aşk derecesinde sevmekte olan Osman Sultan'ı kıskandırmış. Asla belli etmese de İbrahim Sultan'a karşı kin bilemeye başlayan Osman Sultan, İbrahim Sultan'ın, eşi Meryem Sultan'a yüzük hediye ettiğini öğrenince kıskançlık krizine girmiş, dayanamamış,  İbrahim Sultan'ı boğdurtmuş.

Hiç bir neden yokken İbrahim Sultan'ın kendisine hediye edilen yüzük nedeniyle Osman Sultan tarafından boğdurulduğunu öğrenen Meryem Sultan,İbrahim Sultan'ın ölümünden kendini sorumlu tutmuş.Uğradığı hakarete dayanamamış, zehirli bir yılana kendini sokturarak hayatına son vermiş . 

Son nefesinde yüzüğün lanetinden söz etmiş. 4. Osman'da Meryem Sultan'ın öldüğünü duyunca dayanamamış aynı yolla intihar etmiş .İşte o yüzük bu yüzükmüş."