Başıyla Cem' i onaylayan İrina yemeğine devam etti.Sonra sol kolunu kaldırıp işaret parmağıyla Cem'e
-"Çok haklısın Cem delil olmadan bir şey yapamayız ama dört milyon doların varlığı da azımsanamaz bir delildir.Bu para kolay kolay bir araya getirilemez.Sizi bilmem ama ben olsam buradan yürürüm."
"İlk bakışta temiz biri gibi görülen insanlar zamanla maskeleri düştüğünde başka bir posta girebiliyor.Böyle bir hikayeyi anlatmamı ister misin.?"
" Cem başıyla onayladı.
-"Küçük bir kız varmış. Dadısıyla birlikte sokakta yürüyorlarmış. Bir resim galerisinin önünden geçerlerken galerinin içinde bir kadın portresi görmüş.
Resmi dışarıdan çok beğenmiş.Camın önünde biraz fazla kalınca elinden sıkı sıkı tutan dadısı onu çekiştirmiş. Fazla kaldık burada, hem pek o kadar da güzel değil o resim demiş.
Çocuk buna rağmen ertesi sabah kimseye görünmeden evden çıkmış. Galeriye gelmiş.İçeri girmiş. Resime daha yakından sevgiyle bakmaya başlamış.
Galeride hararetli bir tartışmanın içinde bulunan iki kişinin dikkatini çekmiş kızın bu dikkatli ve hayran bakışları.İçlerinden biri kızın yanına gitmiş. Sormuş
-"Tabloyu çok mu beğendin küçük hanım?.
-"Evet" demiş küçük kız
-"Gerçekten çok güzel."
-"Peki ne anladın bu resimden?" diye tekrar sormuş adam.
Küçük kız şüphelenmiş adamdan.
-"Bu resmi siz mi yaptınız?" diye sormuş.
-"Evet"
-"O halde söyleyeyim demiş kız.
-"Siz bu kadını sevmişsiniz ama sonra mutsuz etmişsiniz sonrada mutsuzluğunun resmini çizmişsiniz demiş."
-"Tebrik ederim yavrum yüzümdeki maskeyi indirdin.Ben de bunun karşılığında bu tabloyu size satacağım demiş."
-"Ama benim param bu tabloyu almaya yetmez." demiş.
-"O önemli değil tablonun fiyatını alıcının cebindeki para belirler." demiş.
-"Söyle bakalım senin cebinde ne kadar para var."
-"Kırk Frank."
-"O halde bu tablo kırk Franga sizin bayan."
-"Ama bu tabloyu size sattığımı gösteren bir fatura düzenlememiz gerekecek.Şimdi size faturanızı yazıyorum demiş.Faturanın altına da imzasını atmış,Leonardo.
..............................
-"İnsanların göründüğü gibi olmadığını bu hikaye çok güzel anlatıyor sanırım."
-"Dinle Cem, Skipio adlı bir tanrı vardır eski Romada? Roma tanrısıdır bu.Görevi nedir bilir misin bu tanrının.?Bir yamaçtan düşen kayayı tekrar geri taşımaktır.Ama yamacın tepesine çıkardığı kaya tekrar aşağı yuvarlanır Scipio tekrar çıkarır bu görev sonsuza kadar devam eder.
Hayat da böyledir işte. Sürekli tekrardır.Hatalar da tekrardır.Hata yapma konusunda tanrının yaratımının üstüne çıkamayız.
Öyle yaratılmış isek bunu değiştirme şansımız yoktur.Fakat bunu bilirsek, hatalarımızı makul karşılamayı öğrenirsek kendimizi paralamayız.Kendimize haksızlık yapmayız.
Bir karar almadan önce yaratılış zaafı hata üzerine olmayan birinden danışma yoluyla yardım almaya bakarız."
-"Bu utanılacak bir şey değildir.Danışma konusunda yardım aldığımız kişiye de başka bir konuda biz yardımcı olabiliriz, bu da normaldir.Normal olmayan bir insanın her şeyi kendisinin becerebileceğini sanmasıdır.
İşte her şeyi kendisinin yapabileceğini düşünen insanlara hasta diyoruz.Kendini beğenmiş diyoruz.Zaten bu tiplerin kendilerinden başka beğendiği de yoktur.Böyle olunca da kimseyi beğenmeyeceği için sağlıklı dostlukları da yoktur."
-"Kamber Usta artık her şeyi yapabileceğini düşünecek noktaya taşınmış. Kendini her şeyin üstünde görüyor sanki.
Onu besleyen kaynak her neyse gerçekten güçlü bir kaynak.Kaynağın suyu çok gür akıyor.Bu kaynağın suyunun nereden aktığını bulmak gerçekten zor.Ayrıca bulsak bile suyu kesebileceğimizi sanmıyorum.Çünkü bu kadar büyük bir parayı her kaynak sağlayamaz kanısındayım."
Cem;
-"Haklısın İrina, bizim görevimiz bu kaynağı bulup göstermektir.Görevimiz gördüğünüz gibi çok zor. Yine de görev görevdir. Yavaş yavaş bu görevimizi yerine getiriyoruz.Bak! Kamber Usta'nın konuştuğu para normal yoldan kazanılabilecek bir para değil.
Paranın üstüne direk gidecek olursak ortada ne para kalır ne Kamber Usta ikisini de kaçırırız.Neyin peşinde olduğumuzu belli etmeden paranın ve adamın peşine düşmeliyiz.Para ve adam yan yana geldiğinde ise ikisini de yakalamalıyız."
irina:
-"Bunu nasıl yapacağız?"
Cem:
-"Zor tabi ki. Parayı bildiğimizi Kamber Usta'ya asla hissettirmemeliyiz.Cemile'yi bu konuda uyarsak iyi olur.Paradan kimseye bahsetmemeli."Ne ekersen onu biçersin.""
Cem ile İrina lokantada oturmuş yemeklerini yerlerken Ramazan İle Zülfü de İbrahim Sonay'ı bulmuşlardı.
İbrahim Sonay her ne kadar sevilen sayılan biri olarak tanıtılmışsa da kendilerine Kamber Usta tarafından, Kamber Ustanın kuşkulu olması İbrahim Sonay'ı da muhtemel kuşkulu yapmıştı.
İbrahim Sonay hakkındaki bilgileri Kamber Usta'dan alan Ramazan bu bilgilere artık güvenemeyeceğini düşünmeye başlamıştı.
Bombanın patladığı gün değerlendirme toplantısını fabrikada değil de uzak bir depoda yapması da kuşkularını artırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZLENEN YOLCU
FantasyBu kitap gün gün bölümler halinde yazılmış, fantastik romancılığın en güzel eserlerinden biri sayılmıştır. Son dönem Türk romancılığında üstün bir teknikle kaleme alınmış en güzel fantastik eserlerden biridir. Yazarı roman tekniğini ustaca kullanmı...