Boynunu kaldırmış gelecek olan yeni dolmuşu beklerken bulunca kendinizi, acaba ne oluyor diye kendinize sormaz mısınız? Ben de öyle yaptım, sordum kendime. Ben neden diğer insanların çoğunluğu gibi olamıyorum? Pekala ben de diğer insanlar gibi aldırmaz olabilirim, çevremde beliren sorunlara duyarsız kalabilirim, gereksiz alınganlık göstermeyebilirim. Ama yapamıyorum istesem de yapamıyorum. Yüzleşemiyorum, kaçıyorum, sorunlardan kaçış daha kolay oluyor benim içimde.
Gelen yeni dolmuşun kornası benim kendi içimi daha yoğun dinlememi engelledi sanırım. Acaba dolmuş olarak adlandırdığımız şey o an için kader olabilir miydi?
Anlamsız gelecek bu an için ama inanır mısınız ürperdim. Tanımlayamayacağım, görünen dünyada karşılığı olacağını düşünemediğim bir şey beni önce içine aldı sonra bıraktı.
Ne oluyordu böyle? Bir güç beni dışarıdan kontrol ediyor ve yönlendiriyor olabilir miydi? Bu mümkün müydü?
Düşlerimizin doğadan daha yetenekli olabildiğini öğrendiğimiz şu değişim çağında bu mümkün olabilir miydi? Dolmuşa bindim, otobüs terminaline gideceğimi söyledim. Paramı uzattım, ücretimi ödedim.
Dolmuşta kimse konuşmuyordu, tuhaflaştım. Bizim İstanbul'un dolmuşları öyle sessiz olmazdı. Genelde şoförle konuşan ya da kendi aralarında sesli konuşan birileri olurdu. Sebebini anlamakta gecikmedim.
L halkın bilgilendirileceğini haber veriyorlardı. Spiker tam da buna yakın bir şeyler söylüyordu. Yolcular da bu haberi kulak kabartmış dinliyorlardı, yolculardan bazıları da her an duyurulabilecek olan ayrıntılara odaklanmışlardı.Kafam zonklamaya başladı. Uyumsuz bir şeyler olduğunu söyleyen melekler kafamda uçuşup duruyordu. Kalbim küt küt atmaya başladı.
Olabilir miydi? Hiç ihtimal vermememe rağmen içimde ki bir ses bana bir şeyin yardım ettiğini söylüyordu. Böyle şeylere inanmam ama geçmişi insanı yalnız bırakmıyor terk etmiyor.
Bir iki dakika sonra sirenleri çalışan polis arabalarının önünde bulduk kendimizi. Dolmuş güzergahını başka yöne kaydırmışlar o taraftan gitmemizi söylüyorlardı. Dolmuş yeni güzergaha dönünce, "inmek istiyorum" diye bağırdım. Yolcular sese döndü baktı. Sıkıldım.
Hiçbir şey duymuyordum, görmüyordum. İndim. Belli belirsiz olarak dolmuşun asıl güzergahında yürümeye başladım. Ayaklarım beni yeni ortaya çıkan kaderime doğru sürükleme başladı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZLENEN YOLCU
FantasyBu kitap gün gün bölümler halinde yazılmış, fantastik romancılığın en güzel eserlerinden biri sayılmıştır. Son dönem Türk romancılığında üstün bir teknikle kaleme alınmış en güzel fantastik eserlerden biridir. Yazarı roman tekniğini ustaca kullanmı...