.Diyebildim sadece...
Akşam olacak olan mezuniyet balosunu tamamen unutmuştum ya da unutmak istemiştim.Çünkü böyle ortamları sevmiyordum nedenine gelince "takım elbise" annem ve babamın zoruyla mezuniyet için zorla zor takım elbise almıştım ve giymem gerekti yani gerekyomuş balo kuralları böyleymiş.Üzerimdeki şaşkınlığı attım ve anneme el sallayarak bisikletime bindim.Tamam kabul ediyorum bisikletle okula gitmek çok havalı değil özellikle diğer çocukların arabaları ve motorsikletleri varken hiç havalı değil ama bu benim için dert değildi.İllaki havalı olcam diye ailemi.maddi durumdan zor duruma sokamazdım maddi durumumuz kötü değildi ama çokta servetimiz yoktu.
Pedalları çevirdikçe okula yaklaştım ve en sonunda okula vardım.Tam tahmin ettiğim gibi herkez serbes yani okul forması giymeden gelmişti.Bildiğiniz üzere suradına yağlı boya yapan kızlardan tut cins cins kekolara kadar okuldaki tüm öğrenciler burdayı.Bisikletimden indim ve bisikletimin ayakliğını indirdim, düşmemesi sağladım ardından bisikletin tekerine eğildim killidi teker geçirdim ardından doğruldum ve son spor motorsikletiyle okulun ve sınıfın zengin çocuğu a*mına kodumun Tarık'ı dibimden geçti ve...-Dikkat etsene lan az kalsın motorumu çarpıyordum.
Dedi.
Ellerimi yumruk yapıp sıktım çok sinir olmuştum.Pskolijik sorunlarım vardı sinir olunca kendimi kaybediyordum normal halimden sıyrılıp bi canavara dönuşüyordum.Önceden beri bu sorunu yaşıyorum ve çok kavgaya karışmıştım o yüzden müdürle aram pek iyi değildi ve beni okuldan göndermek için ufacık bir neden arıyordu.Çok uzun zamandır bu yüzden sabrediyordum ama artık patlamak istiyordum.Aslinda o kadarda sinir olunca bişe değildi ama dediğim gibi uzun zamandır tutuyorum kendimi ve gözlerimi kapattım sakinleşmek çalıştım.
Ne başkasının duyacağı kadar yüksek sesli ne de içimden konuşuyomuş gibi sessiz olmicak şekilde kendi kendime "sabır,sabır,sabır..." demeye başladım lakin a*mına kodumun Tarık'ı yine...
-Noldu lan dilinimi yuttun ezcem diye korkma senin için motoruma zarar veremem.
Dedi alaycı bi gülüş ekleyerek sonuna.Gelde tepkisiz kal ya sabrım tukenmişti bu zamana kadar sabretmiştim ama artık hiçbise umrumda değildi ve gözümü açtım ve hızlı bir adım attım ve
-Ne ciyaklıyon lan yine kaşı...
Daha cümlemi tamamlayamamıştımki taş gibi sıkı yumruklarımımı pamuk gibi bir el tuttu kafamı çevirdim bu benim iyilik meleğim,koruyucum,sakinleştiricim yani beni kontrol edebilen sayili kişilerden biri olan Öykü'ydü.Öykü 1.65 boylarında,sarışın demiyecek kadar kadar kurmak uzunluğu omzundan bi karış daha uzun dalgalı saçlı,saçlarının rengine karşı gelircesine mavi gözlü soluk tenli bir kızdı.Elleri taştan yumruklarımı eritti ve gevşetti. Ardından konuşmaya başladı.
-O kadar sabrettin şimdi pesmi ediyosun.Sadece bi gün dayancaksın sadece bi güncük daha.
Dedi masum bi gülümseme ekleyerek .Boyum ondan baya uzun olduğu için eğildim ve yanağından öptüm kafamı yanağından çekerken
-Günaydın bal.
Dedim.Kafamı yanağından çekerken boynumu tuttu ve ayak parmaklarının üstünde durarak hızlı bir öpücük kondurdu burnuma ve ekledi...
-Günaydın karabiberim
Dedi tatlı bir gülümseme yayarak suradına.Bana ilk karabiber dediğinde nedenini sorduğumda bana "Karabibere çok benziyosun herşeye tat katabilir karabiber ama boğaza kaçtığı zaman acı verir hatta öldurebilir sende tıpkı karabiber gibisin hayata dair herşeye tat katabiliyosun ama kendini kaybettiğinde boğaza kaçan karabiber gibi acı veriyosun hatta öldürebilirsin bile"demişti.
Elini boynumdan çekti ve sınıfa gittik giderken herkesin bizi seyrettiğini hissedebiliyordum ve karneneleri aldık çıktık.Bisikletimin yanına geldik ve konuşmaya başladım.
-Hanfendi sizi eve bırakabilirim isterseniz özel uçağım burda zaten(suradımı gıcık bi gülümseme yayarak)
Bana yaklaştı ve
-İsterse bisikletin bile olmasın seninle yürürüm yinede(mutlu bir gülümsemeyle)
(Ben)-E o zaman atladı önüme bırakıyor seni malikanene
(Öykü)-Hay hay
Dedi.Bisikletin önüne bidi ve bende bindim pedal çevirmeye başladım.Yolda giderken sürekli başını kokluyodum bilmiyorum çok garipti yani garip olan kokusu değil beni sakinleştirmesiydi.Konusmaya başladım tekrar.
(Ben)-Ee ne giyceksin umarım açık bişe değildir dimi?
(Öykü)-süpriz canım görüsünde sen o aldığın takımı elbiseyi kesin giyceksin
(Ben)-Tamam giycem işte merak etme.
Dedim ve evlerinin önüne geldik bisikletimeden indi tam vedalaşmak için yanağını öpmek için kafamı yaklastırmiştimki Emine teyzeyi (Öykünün annesi) gördüm.Emine teyze bana sakın öpme dercesine baktı ve bende bunu anladım ve kafamı çektim.
(Ben)-Kırmızı alarm
(Öykü)-Anlaşıldı tamam hadi sen gitte hazırlan artık akşamda beni alırsın ama özel uçağın yerine (gözleriyle bisikletimi işaret ederek) babanın arabasını getir karabiberim.
(Ben)-Tamam bal.
Dedim ve Emine teyzeyede selam verir şekilde el salladım ve pedalları çevirerek eve doğru gittim.
Eve vardım avlu kapısından geçerek iç kapıyı açtım içeri girdiğimde sanki ben yerine ailem baloya gidecekmiş gibi bi hazırlık telaş vardı.Ve çok geçmeden annemin sesiyle irkildim.
(Annem)-Daha yenimi geliyon koş duş al çabuk!
(Ben)-Anne daha dün duş aldım ya.
(Annem)-Bak kokarsın kızların yanında.
Dedi daha fazla uzatmadım ve duş almaya gittim düşumu aldım ve balo için aldığım pardon zorla aldığım ve giymek zorunda olduğum siyah takım elbiseyi giydim.Ardindan saçlarıma şekil verip dişlerimi fırçaladım.Aynanin karşısına geçtim ve kendime baktım kendi kendime konuşmaya başladım ve şunları demeye başladım.
Aslında yakıştı lan Can fena olmadın azda olsa yakışıklı oldun gibi ha diyip aynada kendime bakıp etrafımda döndüm.Ama içimden konuşmadığımı babamın sesiyle anladım.
(Babam)-Yakışacak tabi kimin oğlu
(Ben)-Duydun dimi baba
(Babam)-Ne yalan söyliyim duydum ama senin için duymamazlıktan geldim diyelim.
(Ben)-Aramızda kalsın bari.
(Babam)-kalsın kalmasında bişe eksik.
Dedi ve elindeki kravatı boynuma getirdi ve bağlarken bir yandanda konuşmaya başladı.
(Babam)-Ee okul bitti genç efendi artık hayatın senin bir planın var mı?
(Ben)-İlk hedefim şu baloya atlatmak ama sanırım bir süre dinlenicem.
(Babam)-Dinlen bakalım al şu arabanın anahtarı ama dinlendikten sonra bişeyler başlaman gerek.
(Ben)-Saol baba
Dedim ve babam omzuma hafifçe vurup odadan çıktı bende arkasından odadan çıktım ve evden çıkmak için kapıya yöneldim kapıda annem karşıladı.
(Annem)-İşte benim oğlum(ardından sarıldı)
(Ben)-Artık çıkıyim annem.
Dedim ve kendini benden çekti.Gozleri dolmuştu nedenini sormadım çünkü biliyordum dayima benzedigim için bana baktıklarında sürekli onu hatırlıyorlardı ve onun gibi benide kaybetmekten korkuyorları daha fazla ağlatmak istemedim ve alnından öptüm ve konuşmadan arabaya bindim ve çalıştırdım kornaya iki kere basarak annem babam ve kardeşim Eren'e el salladım ve yola koyuldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Büyü
Teen FictionNefes alıp vermek yaşadığını kanıtlamak için yeterli mi? Ya da nefes alıp vermesende yaşayabilir misin sevdiğinin kalbinde? ... Tüm cesaretini topla ve sevdiklerinle vedalaş ,Uzun belkide geri gelemeyeceğin bir yolculuğun başındasın. Unutma sadece s...