-Dur sakın!!!!!!
diyişlerini duydum...
Ardından önceki olduğu gibi ışık parlaması arttı arttı ve kısa süre sonra önceki olduğu gibi hiçbişe gözükmüyordu artık.Elimdeki sıcaklık dışında hiçbişeyden emin değildim.İçimdeki merak ve bilinmeze gidişimin verdiği kaygı beni tedirgin ediyordu.İçimde bu duygularımın karmaşası sürerken ışığın parlaması azaldı azaldı ve azaldı ardındanda kesildi.Ama bu sefer ışığın parlaklığından geriye zifiri karanlık kalmamıştı etrafı görebiliyordum ve hemen kafamı elimde hissettiğim sıcaklığa çevirdim...
(Ben)-Öykü?? (şaşkın bir halde)
Salak kız elimi tutuyordu demekki elimdeki sıcaklığın nedeni buydu ışık parlamasından dolayı onu görememiştim.Ama bu nasıl olurdu kolyeyi takan ve annemlerin anlattığına göre geçidi kullanabilecek tek kişi bendim.Aklımda bu soru dolaşırken elimi daha sıkı kavradı ve diğer elinin avuç içinide suradıma getirip gözlerimin içine baktı...
(Öykü)-Seni yalnız bırakacağımımı sandın yoksa?
(Ben)-Nasıl geldin buraya?
(Öykü)-Be..be..ben bilmiyorum elini tuttum sadece (hafiften kekeleyerek ve ne dicegini şaşırarak)
Gözlerinin içine bakıyordum bir tuaflık var gibiydi ama ne olabilirdiki neden ondan şüphe duymuştumki bende anlamamıştım herzamanki gibi yanımdaydı işte deli kız.Avcunu suradımdan çekti ardından elimi bıraktı.
(Öykü)Peki burası neresi?
Etrafa baktım dediğim gibi etraf önceki gelişim gibi zifiri karanlık değildi o yüzden çok rahat etrafı inceleyebiliyordum.Etrafı inceliyordumki ilk göz atışımda bişe fark ettim.
(Ben)-Pencere! (heyecanlı bir şekilde pencereye doğru koştum ve pencereye ulaştım)
Pencerenin mat camı yüzünden dışarısı gözükmüyordu ve en kötüsüde pencere açılmıyordu.
(Öykü)-Ne penceresi? (Dediğimden bişe anlamamış bir şekilde)
(Ben)-Önceki geldiğimde de bu pencere vardı bu pencereyi nerde görsem tanırım(heyecanlı bir şekilde ve pencereyi açmaya çalışarak)
(Öykü)-Şey..pencere güzelde acaba burda bir kapıda olması gerekmiyor mu?
Pencereyi görür görmez odanın başka hiçbir yerini incelememiştim ve direk pencereye koşup pencereyi açmaya odaklandığım içinde Öykü'ye sırtım dönüktü.Öykü'nün bu sorusunun ardından pencereyle uğraşmayı bırakıp arkama döndüm.
(Ben)-Tabi ya kapı varken neden pencereyle uğraşıyoruzki? (kendi şaşkınlığımı gülerek ve Öykü'ye yaklaşarak)
(Öykü)-Karabiberim bişe dicem.
(Ben)-Söyle canım (hiçbirşeyden habersiz)
(Öykü)-Galiba küçük bir sorunumuz var.
(Ben)Neymiş o? (hala bişe anlamamıştım)
(Öykü)Kapı yok bu odada.
(Ben)-Nasıl yok ya?? (yine şaşırmış bir halde ve gözlerimi pötleterek)
Hemen odanın duvarlarına gözlerimi hızlı bir şekilde gezdirdim.Şaşkın kafam pencereyi görünce direk pencereye doğru koştuğum için odada kapı olmadığını bile fark etmemiştim.Tüm duvarları iyice kontrol ettikten sonra:
(Ben)-Ne yani bu kadar yaşananlardan sonra açılmayan hatta dışarı bile göstermeyen kahrolası bir penceresi ve kapısı bile olmayan lanet bir odayamı geldik?? (sinirli bir şekilde)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Büyü
Teen FictionNefes alıp vermek yaşadığını kanıtlamak için yeterli mi? Ya da nefes alıp vermesende yaşayabilir misin sevdiğinin kalbinde? ... Tüm cesaretini topla ve sevdiklerinle vedalaş ,Uzun belkide geri gelemeyeceğin bir yolculuğun başındasın. Unutma sadece s...