Eve vardığımda saat 3 civarıydı arabayı park edip sessiz bir biçimde iç kapıdan içeri girdim.Annemler çoktan uyumuştu aşırı derecede yorgundum takım elbisenin ceketini çıkartıp omzuma aldım ve odama çıktım.Odamdan içeri girer girmez ceketi çalışma masamın üstüne attım ve kendimi de yatağa attım.Tavana bakacak şekilde sırt üstü uzandım üstümü değiştirmemiştim üstümü değiştirmeyi bırak çoraplarımı bile çıkarmamıştım.Yorgun olmama rahmen istemsizce beynim hala düşünüyordu geleceğimi,hayatta ne yapacağımı,bi işim olucakmı falan filan birsürü şey en sonunda göz kapaklarım ağırlaştı en sonundada kapandı ve sızdım.
Uyandığımda sabah saat 9 buçuk olmuştu.Şaşkındım çünkü ne alarm sesini duymuştum ne de annemin sesi gelmişti kulağıma.Normalde okul olsa herkezde olduğu gibi kalkasım gelmezdi ama işte okul olmadığı için hiç zorlanmadan uyanmıştım.Kısa bir süre yatağın içinde durdum ve ardından yataktan çıktım ve ayağa kalktım.Tuaf hissediyordum bir gariplik vardı ama ne olabilirdiki. Üstümde hala takım elbise vardı ve rahat hareket etmemi engelliyordu bu yüzden ilk önce gömleğimi çıkardım ve elimi yüzümü yıkamak için aynanın karşısına geçtim.Çeşmeyi açtım ve avcuma akan sudan doldurdum suradıma iki üç defa çarptım.Biraz fazla sert çarpmış olmalıyimki gözüme su kaçtı.Tek gözüm kapalı bir şekilde havluya doğru elimi uzatıp havluyu aldım.Yüzümü sildim havluyu suradımdan çektim ve aynaya baktım bir gariplik olduğunu gördüm.Gözlerimi açıp kapadım ve oğuşturdum ama görüntü yine aynıydı.Gördüğümün ne olduğuna gelince,aynada gözlerimin kıp kırmızı olduğunu gördüm şaka gibiydi üzerinden şaşkınlığımı atamamıştımki boynumdaki kolyedeki bulunan yazılar parlamaya başladı.Daha önce anlattığım gibi bu dayımın kolyesiydi daha doğrusu askerlik künyesiydi.
Gözlerimin kırmızılığını unutup Kolyedeki yazıların parlaklığına odaklandım ve Kolyenin ucunu avcumun içine aldım.Üzerinde dayımın ismi yazıyordu.Bilenler vardır ya da bilmeyenler için söyliyim asker künyesinde kişinin adı,doğum tariği gibi bilgileri yazar.Gittikçe kolyedeki yazılar parladı ve parladı ardından yok olmaya başladı kısa bir süre sonra kolyede yazı falan kalmadı.Bir süre geçtikten sonra kolyenin üstünde silinen yazılar yerine farklı yazılar oluşmaya ve parlamaya başladı.Parlaklık arttıkça yazılarda netleşti ve en sonunda yazılar tamamen görünür bir hal aldı.Yazıları okuduğumda yeni bir şoka girdim. Dayımın adı,doğum tarihi ve hakkında yazan diğer bilgiler yerine benim adım doğum tarihim ve diğer bilgilerim yazıyordu.Ne olduğunu anlamaya çalışırken çok tanıdık bir ses kafamın içinde çınlama başladı...
Zırrr...zırrr...zırrr...
Gözlerimi direk bir şekilde açtım.Etrafıma baktım yataktaydım üzerimde takım elbisem vardı gömleğim dağil kısacası sızdığım zamanki gibiydim.Elimi çalar saate götürdüm ve alarmı kapattım.Yataktan hızla kalktım ve aynaya doğru koştum ve gözlerime baktım.Aynaya kendimi bir yaklaştırıp bir geri çekip gördüğümden emin olmaya çalışıyordum.Gayet herşey normaldi gözlerim yine yeşile kaçan kahverengiydi.Derin bir oh çekip rüya gördüğümü düşünerek iki elimle lavaboyu tuttum ve başımı öne doğru eydim.Boynumu böyle bir anda eyince boynumdaki kolyede suradıma doğru geldi ve kafamı yukarı kaldırdım kolyede ardından normal durması gereken yere boyun hizama geldi.elimle kolyenin ucunu kavradım ve yazılara baktım...
Üzerime yeniden bir şaşkınlık gelmişti kolyede dayımın yerine benim bilgilerim (ad,dogum tarihi ve.)yazıyordu tıpki rüyamdaki gibiydi.Olan biteni anlayamamıştımki...
(Annem)-Kalkmadınmı hala uykucu!!!
Olduğum yerde titredim kekeleyerek te olsa
(Ben)-Geldim geldim!
Hiçbişeye anlam vermemiştim ne yapacağımı da bilmiyordum.Annemlere söylemeyi düşündüm ama bu delilikti yani nasıl anlatabilirdimki bu olanları belki hala rüyanın içindeydim.Evet doğru belki hala rüya görüyordum uyanmanın tek yolu canımı acıtmaktı.Bu yüzden kendimi bir iki kere cimdikledim ana fayda etmedi daha sonra düşündüm düşündüm ve gözüme masanın üzerindeki küçük ayaklı aynam gözüktü.By belki işe yarar diye düşündüm bir yandanda kendimi bunun bir rüya oldurduğuna inandırmaya çalışıyordum hem başka ne olabilirdiki.Derin nefes aldım ve aynaya sağlam bi yumruk geçirdim geçirmemele birlikte ayna kırıldı ve elimi kesti beraberindede elimde şiddetli bir acı oluştu can havliyle...
(Ben)-Ahh!!Hass*ktir!!!
(Annem)-Oğlum iyimisin!!!(endişeli bir şekilde)
Sesimi duymuş olmalı bende meraklandırmamak için
(Ben)-İyiyim iyi ayağımı masaya çarptım sadece
Dedim.Elim kanıyordu elimi yıkadım ve eski bi tişörtümü yırtıp sardım.Daha sonra bir baktım ki gömleğim kan olmuştu hemen gömleğimi çıkardım ve asker yeşili düz tişörtümü giydim altımdaki takım elbisenin pantalonumu da çıkartıp siyah kot pantolonumu giydim.Bunları anlatabileceğim tek bir kişi vardı o da Öykü'ydü.Hemen tefonumu aramaya başladım masanın üstüne, yatağın üstüne ve akla gelebilecek heryere baktım ama yok yok yoktu Allah'ın cezası telefon yoktu.Sonra dün akşam baloya girerken takım elbisenin iç cebine koyduğumu hatırladım.Hatır hatırlamaz ceketi koştum ve ceketin iç cebine elimi daldırdım telefonumu cebimin içinde kavramıştım ama başka bişeyi de kavramıştım...
Elimi cebimden çektim elime telefonla beraber bir kağıt parçası geldi telefonumu masanın üzerine koydum ve kağıtta bişeler yazdığını fark ettim.Okumaya başladım şöyle yazıyordu...
"Nefes almıyo oluşum öldüğüm manasına gelmez,beni bulman gerek,bulman içinde gözlerini kullanman gerek,çok üzgünüm ama sıra sende yeğenim,bana gelince,herkezin beni bıraktığı sandığı yerdeyim bana ulaş!"
Kanım bedenimden çekilmişti ne yalan söyliyim korkmuştum ama bu kağıt buraya nasıl girmişti sonra birde kafama dank etti.Tabi ya baloda bana çarpan adam evet evet başka kimse bu notu buraya koymuş olamazdı.Üzerimdeki şaşkınlığımı atıp telefonu alıp Öykü'ye mesaj attım ve cevap verdi bir süre mesajlaştık mesajlarımız şöyleydi:
(Ben)-Günaydın balım çok acayip şeyler oldu.
(Öykü)-Karabiberim günaydın noldu?
(Ben)-Birazdan geliyorum anlatıcam.
(Öykü)-Çabuk hadi merak ettim özledim hem :)
Safım benim hiçbişeyden haberi yoktu ama ne bekliyordumki kendim bile inanamıyordum.Hemen damla çerçeveli güneş gözlüğümü takıp aşağıya indim.Kahvaltı yapmayı sevmediğimi söylemiştim ve olabildiğince hızlı bir şekilde mutfak kapısının önünden geçtim.Yemekleri biz mutfakta yeriz anneme görünmemek için hızlı geçmiştim ama annemden hiçbise kaçmazdı.
(Annem)-Nereye len??
(Ben)-Anne çıkmam lazım ben kaçtım hadi öptüm!!!
(Annem)-len dursana!!!
Hemen kapıdan dışarı çıktım ama annemin hala arkamdan bağırdığını duyuyordum kadın beni düşünüyordu ama şimdi sırası değildi hemen özel uçağıma atladım dermişim tabiki hayır hemen bisikletime atladım ve Öykü'lerin evine doğru pedal çevirmeye başladım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Büyü
Roman pour AdolescentsNefes alıp vermek yaşadığını kanıtlamak için yeterli mi? Ya da nefes alıp vermesende yaşayabilir misin sevdiğinin kalbinde? ... Tüm cesaretini topla ve sevdiklerinle vedalaş ,Uzun belkide geri gelemeyeceğin bir yolculuğun başındasın. Unutma sadece s...