-BÖLÜM 12-

224 127 2
                                    

İstanbul'da yaşanan patlamadan dolayı bu bölümü biraz geç yayınladım.Patlamada hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet,yakınlarına baş sağlığı,yaralılarada acil şifalar diliyorum...

Ramazan Bayramı'nızıda en içten şekilde kutlarım...

................. .............. ................. ............ ................

Hemen sesin geldiği yöne kafamı çevirdim bu kız muhafızın sesiydi ve adının Mina olduğunu o an anladım...

Ardından Mina' nın eşliğinde taht odasından çıktık.Mina ve kılavuz önde,ben ve Öykü onların iki adım gerisinde olmak üzere yürüyorduk.Öykü birden koluma girdi ve ciddi bir ses tonuyla konuşmaya başladı:

(Öykü)-Çok mu etkilendin?

Neyi kast ettiğini gayet iyi biliyordum ama onu biraz kıskandırmak ve sinir etmek istedim daha önce dediğim gibi birini sinir etmeyi çok severdim hele ki bu Öykü ise daha çok severdim zevk alırdım.Sorusunu anlamamış gibi yaptım ve:

(Ben)-Neyden etkilendim  anlamadım canım?

(Öykü)-Karabiber sen gayet iyi anladın neyi kast ettiğimi. (gözlerini bana pötletti ve kolumu cimdirdi)

(Ben)-Ahh! Tamam tamam anladım anlamaz olurmuyum hiç.

Kılavuz ve Mina acının etkisiyle bağırmamı duymuş olacaklarki arkalarına döndüler ve bize baktılar.Ardından kılavuz konuşmaya başladı:

(Kılavuz)-Evlat iyi misin? (yüzündeki gülümsemeyle)

(Ben)-İyiyim sorun yok merak etmeyin (hiçbişe belli etmeyen bir gülümsemeyle)

(Öykü)-Aynen hiç bir sorun yok Mina hanım siz devam edin biz sizi takip ediyoruz merak etmeyin. (cadı gülümsemesini ekleyerek)

Mina hiç bozuntuya vermedi ve Öykü'nün cadı gülümsemesine karşılık o da en az Öykü'nünkü kadar cadı olan gülümsemesini suradına taktı ve arkasına döndü.Tekrar yürümeye başladık kısa süre sonra yine bir kapının önüne geldik.Mina odanın anahtarını çıkardı ve kapıyı açıp odaya girdik.Herzamanki gibi odaya hızlı bir şekilde göz attım.Oda çok büyük değildi ama dar denmeyecek kadar da ferahtı.Oda da bir tane bir kişinin yayılabileceği ama iki kişinin biraz sıkışabilceği kadar büyüklükte bir yatak,köşede üzerinde kalın ciltli kitaplar ve kuş tüyünden kalem bulunan bir çalışma masası,çalışma masasının yanında ahşap bir gardırop vardı.Odaya göz gezdirmeye devam ederken Mina konuşmaya başladı:

(Mina)-Aslında gelen elçiler genelde hep tek gelirlerdi aslında genelde değil hep tek gelirlerdi (gözlerini hafiften Öykü'yedevirerek)

(Öykü)-Evet ama bu sefer bir kişi daha geldi.

(Ben)-Şey....Evet güzel bir oda dimi kılavuz?

Yeniden tartışmaya başlıcaklarını sezmiştim ve konuyu değiştirmeye çalışmıştım.Kılavuz da benim bu çabamı anlamış olucakki o da destek verdi.

(Kılavuz)-Tabiki öyle evlat burası senden önceki elçilerin kaldığı oda aynı zamanda.

(Ben)-Dayım da burda mı kaldı?

Bu sorumun ardından ortalığı derin bir sessizlik aldı.Kısa süren sessizliğin ardından kılavuz sessizliği bozdu:

(Kılavuz)-Mina elçinin yanında gelen hanfendiyi yan odaya götür bizim biraz konuşacaklarımız var elçiyle. (hafiften hüzünlü bir ses tonuyla)

Mina kafasını olumlu bir şekilde salladı ve Öykü'nün koluna girip:

(Mina)-Gel bakalım sana odanı gösteriyim.(cadı bir gülüşle)

Kara BüyüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin