Sizleri çok özledim,umarım sizde ben ve karakterlerimi özlemişsinizdir. Elimde hazır 2 bölüm daha var. Biraz voteler artar ise ard arda yayınlayacağım . İyi okumalar tatlı okurlarım :33
**
Korku insanın en güçlü düşmanlarından biridir ... Yüz yıllardır yakasına yapışır yense de yenilse de bütün ihtişamıyla onu yerle bir eder... Korkuyordum... İşin tuhaf tarafı neden korktuğumu bilmiyordum...Dövme dükkanının önünde durmuş boş gözler ile binaya bakarken aklımda bir sürü düşünce vardı.
Kolumun biraz daha ilk yardım almaz ise mikrop kapma ihtimali,sarsılan güvenimin bir daha kimsemeye güvenmememi söylemesi.Sevdiğim insanlardan uzaklaşma istediğim ...Arabadan indiğimde tanrıya dua ediyordum güzel adamın beni dövmecisine alması için. Genelde böyle tipte insanlar home ofis gibi yerleri tercih ettiğinden Agit'in dövmecisinin bir kısmını ev gibi kullandığını düşünmüş bu saatte burada olduğunda karar kılmıştım. Onunla ilgili bildiğim çok az şey vardı. Sanırım onu sık sık görmeye geleceksem hakkında biraz daha şey öğrenmeliydim.
Neden sık sık geleceğin düşüncesine kapıldın ki ? Dedi iç sesim. Neden kapılmayaydım ki ?.
Bu aralar aydınlanma yaşıyordum bir çok şeyi farketmiştim farkettiklerimden biri de hayatımda arkadaşım kalmamasıydı. Eski arkadaşlarımla görüşmüyordum. Ot gibi yaşıyordum. Sonra eski en yakın arkadaşım Atalay gelmişti... Ahh en büyük aydınlanmam oydu sanırım. Her neyse arkadaşım olmadığını farkettiğim için birinin arkadaşlığına ihtiyacım vardı . Bu da neden Agit olmasın ?...
Arabanın anahtarına basıp arabayı kilitledikten sonra çantayı yaralı koluma değil diğerine takıp dükkanın kapısına doğru ilerledim. Işık yoktu. Belki uyuyordur diye demir kapının elimi acıtmayacağını düşündüğüm yerinden kapıyı bir kaç kez tıkladım.
Yine ışık yok.
Duysaydı eminim kim geldiğine bakmak için ışığı yakardı... Sokak ıssızdı. İster istemez korkuyordum gecenin yareni ayın ışığı ve sokak lambalarının ışığı yetmiyordu. Hızlıca kapıya vurmaya başladığımda ister istemez ne yapıyorsun Elis ? Dedim kendi kendime... Ne yapıyorsun ? .
Yaptığıma itiraz eden yanıma omuz silkip " ya ama gidecek yerim yok " diye çocuklaşmak gelmişti içimden ta ki karşımda bir adet üzerinde tişörtü olmadığı için vücudunda ki dövmelerin gün yüzüne çıkan altında ki bol eşofman altı ve uykulu gözler ile bana bakan Agit'i görene kadar...
Kapının kenarında olmayan elini yüzüne götürüp gözlerini kaşıdı,ve bir süre bana öylece baktı.
"Bu sokaktan gece yarısı tek başına geçerken tecavüze uğradın ve yardım etmem için mi geldin ?" .
Söylediklerini algıladıktan sonra dudaklarımı araladım."Ne ! Hayır ,ne saçmalıyorsun ?" . Dediğimde gülümsedi ve öndeki iki tavşan dişinin arasında mesafe olduğunu farkettim. Yani ayrıktılar. Yani herkes gibi onunda kusura vardı. Zaten biz sana onun kusuru yok demedik ki dedi iç sesim.
Siz kimdiniz ki ?
Ah ne diyorum ben kendi kendime...
Kendi kendime çatışma yaşamayı bırakıp "O zaman niye geldin kız çocuğu " diyen adama sinirle baktım. En son beni sokakta bulmuştu gelip yanıma oturmuştu ardından da Alas gelmişti. Bu yüzden ona kızgın olduğumu hatırladım ama gidecek yerim yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Var Mısın İddiaya ?(Bitti)
ChickLitSenden sonra çok değiştim ben Alas,O kadar değiştim ki beni tanıyamazsın görsen, Beni seven herkesi kırıyorum, dinlemiyorum onları, umursamıyorum söylediklerini, bomboş yaşıyorum... Ne söylediğimin farkındayım..Ne insanların.. Ne sevdiklerimin..Niye...