20.Bölüm :Ben Yıllardır Vicdan Azabından Geberiyorum :

557 50 17
                                    



*
"Uzaklaş biraz " diye bağırdığımda alayla gülümsedi.

"Ne oldu İris az önce ahkam kesip itip kalkıyordun beni".

Elleri çenemde yerini alırken sert gövdesini vücuduma ne kadar yaklaştırabilirse o kadar yaklaştırdı,ve beni soyut bir duvarla arasına almasına gerek kalmadan ruhumu görünmez duvar ile arasına aldı.

"Senin suyun kaynıyor güzelim,dikkat et ateşimin altını son dereceye kadar açıp suyunun taşmasına neden olmayayım yazık olur " dediğinde nefesimi tuttum o ise birden yüzüne bir gülümseme yerleştirdi.

Neden bu kadar tuhaftı bu adam ?

Üzerimde ki etkisinden de nefret ediyordum.

O insanların tümünden nefret ederken ben ondan nefret ediyordum.

Kanayan eli bileğime kaydı ve ardından elimi tutup kendine doğru çekti. "Arabaya bin seni ben bırakacağım " .

Bana emir vermesi şu an umrumda değildi.

Şu an tek hissettiğim şey elimi tuttuğu ve hâlâ kanı dinmeyen elinin bana hissettirdikleri idi.

"Lanet olasıca herif dedemden önce oraya varmam gerek diyorum, bırakta gideyim " .

Umursamadan beni bir hışımla kendine doğru çekti ve vücuduna çarptım.Burnumun algıladığı mandalina kokusu ile karışmış sigara kokusu beni tuhaf hissettirsede kendime gelip sinirle irislerimi irislerine diktim.

Bu adam bildiğin mandalina kokuyordu bunu yeni farketmiştim ki işin tuhaf yani mandalina kokusu onun kendi kokusuydu ve ben mandalinaya bayılırdım.

Silkelenip kendime geldim.

"Kaba zorba herifin tekisin,İddaayı sırf eğlencesine ve sonu ne olacak diye merakına kabul ettin biliyorum tamam,ama neden bana bunları yapıyorsun. Kirpi gibisin Alas Altan,her tarafın diken,Sana elini uzatanın eli kanıyor üstelik sende kan revan içindesin " dediğimde derin bir nefes aldım.Bütün öfkemi kusuyordum üzerine.

"Bak ne deyeceğim biliyor musun Patron,aramıza mesafe koyalım.Sadece o listeledekileri yaparken bir araya gelelim onun dışında patron çalışan ilişkimizden ileri gitmeyelim " .

Kolumu sıkıca tuttu ve arabaya doğru çekiştirmeye başladı. Beni koltuğa sanki çok ağır bir yükü yol boyunca elinde taşımışta yorulmuş arabaya fırlatır gibi nasıl koyulursa öyle koyduğunda sinirlerimi hakim olmaya çalıştım.

Bu adamın yanında zaten ya sinirle soluyor ya ağlıyor ya da öfkeden deliye dönüyordum.

Topu zarardı ah lanet olasıca !

Bir hışımla motoru çalıştırıp yola çıktığında bana yan bir bakış atıp dolgun dudaklarını araladı. "Nerede gideceğin mekan" .

"Kadıköy " dedim sinirle ve çantamı kucağıma alıp karıştırmaya başladım.

Lakin lanet olasıca ağrı kesici yoktu bir yerde.
Oysa ben her zaman çantamda ağrı kesici bulundururdum.

Sinirle çantamı ayaklarımın olduğu kısma atarken telefonumu alıp bildirimlere baktım.

Emre 'nin bir kaç saat önce attığı sms'i yeni görmüş olmamla kaşlarım çatıldı.

Var Mısın İddiaya ?(Bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin