Oğuz, nihayet içeri girmeyi başarmıştı. Aklında, fikrinde sadece Ahu Gözlüsü vardı. Dj'im demişti demesine ama ne nicki ne de bu konuda bir tecrübesi vardı. Eğer tecrübeden sayılacaksa yıllarca parti düzenleyip bu partilere de dj tutmuşlardı. Hatta O ve tayfasının düzenlediği partiler, katılanlarda büyük bir etki oluşturur, parti düzenleyenlere fikir verir ve taklit edilirdi. Dj'i özenle seçer, şarkılara da müdahale ettikleri olurdu. Şimdi düşündü de ne çok eziyet etmişlerdi tuttukları dj'lere. Yok o şarkı olmaz, yok bu şarkının müziği rapçi beat'i gibi, anlamı güzel olmayan şarkıların sözlerini kısık ver, hatta gerekirse sözleri sardır. Ooff off.... Neyse en azından birkaç bişey biliyordu. Ya o Dj masasının başına geçince...... Ulan iş çıkardık başımıza dedi ama hiç de pişman değildi.
Bu düşünceler eşliğinde aralarında partiyi düzenleyen şahsın da bulunduğunu duyduğu, mekan sahibinin odasına vardı. Yanındaki görevli kapıyı tıklattı ve içerdekilere:
-Beklediğiniz Dj geldi efendim. dedi. Sonra Oğuz'a dönüp:
-Buyrun dedi ve onu içeri yönlendirdi. Oğuz içeri girdiğinde mekan sahibi ve mekan düzenleme ekibinden iki kişiyle karşılaştı. Beklediğinin aksine parti sahibi yoktu. Neyse dedi en azından dj gelmedi diye parti sahibine duyurulmamış ve olay büyümemişti. Eğer gerçek dj'i beklemiş olsalardı yanmışlardı dedi tekrar içinden. Bu arada mekan sahibi delirmiş gibi bağırıyor, bindiği küpleri bir bir Oğuz'a fırlatıyor, bağırdıkça kızarıyor, kızardıkça da rahatlıyordu her nasılsa... Oğuzunsa umrunda bile değildi. Sadece içeride Ahu Gözlüsüne rezil olacağına ve bir de, o yanındaki hıyarın kim olduğuna bozuluyordu. O an Arapçasını Süleyman Efendi'nin söylediği, Âmiş Efendi'den bir deyişi geldi aklına; "Kâne mâ kân, vaka' mâ vaka. 'Olan olmuştur, olacak olan da olmuştur'..." Bu sözü ne zaman düşünse içine biraz olsun su serpilirdi. Nitekim yine öyle oldu:
-Ne olacaksa olacak, umrumda değil, başlasın, bitsin!.. dedi ve mekan sahibine atılıp:
-Burda sizin öfke nöbetinizin bitmesini beklemek yerine partiye geçsek nasıl olur? Ben de parti başlamadan işime odaklanmış olurum dedi... Bir anda odadaki herkes taş kesildi, eşyalarsa birer buz parçasına dönüşmüş, ortamı daha da soğutuyordu sanki. Kimseden ses çıkmıyor, sadece bir tüy kadar sessiz klimanın, üflediği havanın tiz sesi duyuluyordu. Oğuz'du bu. Babasına bile kafa tutmuştu. Kalkıp bu adama mı eğilecekti? Bazen can kulağıyla dinler, bazense hiç umursamaz gibi görünüp bir anda patlar, ama tam patlardı. Az konuşur, lakin bir konuştu mu da tüm kinini ortaya döker, karşısındakinin ne açığı varsa bir cümleyle yüzüne vuruverirdi. İşte yine o anlardan biriydi. Adamın bozuk psikolojisini vuruverdi yüzüne... Patronlarından ses çıkmayınca düzenleme ekibi lideri:
-Peki şöyle buyrun dedi ve Oğuz'la birlikte kendini de o buzhâneden kurtarıverdi. Dönüp Oğuz'a ne yaptın sen az önce öyle. Patron, iyiki ses çıkarmadı, burada bırakmaz bu takıntılı herif diyecek oldu. Ama hala üzerindeki soğuk duş etkisi gitmemiş olacak ki konuşmadı. Hatta konuşamadı...
Arka taraftan dolaşarak dj masasına yöneldiler. Oğuz'un gözleri yine Ahu Gözlüsünü arıyordu fakat ışıklandırma yüzünden göremiyordu. İşin garibi Furkan ve diğerleri de yoktu. Belki de bu, Furkan'ın partisi bile değildi... Neyse dedi kadın Kolay gelsin. Patron gelir de bişey diyecek olursa takmayın, biraz öfkeli bir yapısı vardır ama özünde iyi biridir. dedi ve ışıklandırmayla ilgilenmeye gitti. Oğuzunsa umrunda bile değildi. Birinin özünde iyi biri olması, yaptıklarını değiştirmiyor diye düşünüyordu çünkü.
Tahmini çok doğruydu ekip liderinin. Çünkü patron durdukça daha da sinirleniyor, Ben sana gösteririm. Hele bi işini bitir de çıkışta görürsün. Dua et şimdi başka dj bulamam deyip öfkesine öfke eklemeye devam ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şaşkın DJ
General FictionDünya küçüktü... Hayallerimizi, umutlarımızı sığdırabileceğimizden çok daha küçük... Bu yetmezmiş gibi bir de, ömürler uzundu... Çok da lazımmış gibi yaşıyor ,yaşadıkça yoruluyor ve kainatın rutin karmaşasında sürükleniyorduk. Ben de bu düzenin bir...