10.BÖLÜM
Ali, kucağında Bartu'yla yanına geldiğinde yeniden çocuk odasına geçmişti Eylül. Bartu, babasının kucağından inmiş köşede duran oyuncaklarla oynuyordu.
Eylül, Ali'nin yakışıklı yüzünü seyrederken bu defa her şeyin güzel olacağını düşündü. İçindeki heyecanı bastırmaya çalışarak yavaş adımlarla Ali'nin yanına gitti.
"Teşekkür ederim. "dedi mutlu bir tebessümle.
"Beğendin demek, "dedi Ali onu kendine doğru çekerken. Eylül, başını Ali'nin sıcak göğsüne dayamış, kalp atışlarını dinliyordu. Aradığı huzur buradaydı. Ali'nin parmakları bir müddet Eylül'ün saçları arasında dolanmıştı, sonra yüzünü iki elinin arasına almış kendisine doğru çevirmişti. Ali'nin bakışları bir müddet Eylül'ün yüzünde takılı kalmıştı. Sonra bakışları yavaş yavaş pembe, dolgun dudaklarında sabitlenmişti. Dudakları dudaklarını bulduğunda Eylül itiraz etmedi. O kadar kısa bir dokunuş tu ki bu Eylül'ü şaşırtmıştı. Genç adam onun şaşkınlığını görmezden gelerek yine kollarının arasına almıştı. Ne kadar zaman öyle kaldıklarını bilmiyordu.
"Benim anne!"
Bartu'nun çığlığı ile düş âleminden uyanmışlardı, ufaklık hırsla babasının dizlerini yumruklarken yanaklarından kıskançlık gözyaşları dökülüyordu.
Eylül, çocuğun gözyaşlarını kurulamış, kucağında yatıştırmaya çalışıyordu şimdi. Ali'nin kızgın olmasından çekiniyordu, başını kaldırdığında onun şefkatle oğlunu seyrettiğini gördü.
Eylül, ne söyleyeceğini bilemeden "Birazdan unutur." dedi. Sonra yeniden oğluna döndü.
"Uyuyalım mı Bartu?"
"Hayıy. Oyuncak oynayalım."
"Peki,"
Kısa bir süre sonra kendiliğinden uyuya kalmıştı ufaklık. Ali bir müddet daha yanlarında kalmış, sonra odadan çıkmıştı. Eylül çocuğu uyuttuktan sonra sessizce kapısını kapamış şimdi holde karasız adımlarla ilerliyordu.
"Eylül!"
Eylül bakışlarını çevirdiğinde Ali yatak odalarından birinden çıkmak üzereydi. Eylül'ün en zorlandığı anlar tamamen baş başa kaldıkları bu anlardı. Bu anlarda onu kendinden nasıl uzak tutabileceğini bilemiyordu. Ali onun düşüncelerini sezinlemiş gibiydi. Birkaç adımda Eylül'ün yanına gelmişti yeniden. Ali'nin beğeni dolu bakışları şimdi yeniden vücudunun her yerinde geziniyordu.
"Nerede kalmıştık?" Ali'nin sabırsız çıkan sesi biraz önce odada yaşanılanları hatırlatıyordu.
"Ali," dedi Eylül yalvaran bir ses tonuyla.
"Küçük bir iyi geceler öpücüğü."
"Hayır'ı kabul etmeyeceksin!" Eylül'ün bu sözleri çoktan Ali'nin dudakları arasında boğulmuştu. "Ali! Ali!" diye seslendi heyecanla ama genç adam onu bir türlü bırakmıyordu. Ne kadar hareketsiz durmaya çalışsa da genç adam cevap vermesi için onu zorluyordu. Bir an için her şey silinmişti yeryüzünden. Yalnızca ikisi vardı yeryüzünde. Eylül yeniden kendine geldiğinde yatak odalarından birinin kapısının önündeydiler. Peki, buraya kadar nasıl gelmişlerdi? Ellerini uzaklaşması için genç adamın göğsüne dayadı.
Ali kendisini uzaklaştırmaya çalışan bu minik elleri avuçlarının arasına aldı. Eylül'e bakarken gözleri alev alev yanıyordu. Kendini kontrol etmek için ne kadar büyük bir güç harcadığı belli oluyordu. Sonra başını Eylül'ün başına yasladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İHANET(Tamamlandı)
RomanceİHANET Yıllar önce kendisini bir başkasıyla aldatan eski karısının yeniden İstanbul'a döndüğünü tesadüfen öğrenen ünlü iş adamı Ali Haznedar, büyük bir öfkeyle onun peşine düşer. Bu defa onu bırakmayacaktır ve intikamını almaya kararlıdır.