6.BÖLÜM
Biraz sonra kendini toparladığında acıyla, Ali'nin onu üzmek için böyle konuştuğunu düşündü. Yavaşça yerinden kalkıp etrafına bakındı. Ali salonda yoktu. Merdivenlere doğru ilerlerken oğlunun her an uyanabileceğini, uyandığında yanında olmayı istiyordu. Birkaç adım atmıştı ki Ali, birden karşısına çıkmıştı.
Genç adam araştıran gözlerle onu inceliyordu. "Evet, teklifim için ne düşünüyorsun? "diye soruyordu.
Eylül, biraz önce sorduğu soruyu kastettiğini anladığında öfkeyle yanıp sönen gözleri ışıl ışıl parlıyordu. "Bütün insanlığın hayatı buna bağlı olsa bile seninle evlenmem, sen gerçekten çıldırmış olmalısın." " Bana birazcık bile güvenmeyen, beni sevmeyen bir adamla yeniden evlenmem için gerçekten aklımı kaçırmış olmam gerekir." Sonra, oğlunun uyanmasından korkup yukarıya doğru baktı.
Yeniden merdivenlere doğru yönelirken Ali önüne geçti. "Ya oğlun Eylül, oğlunun hayatı! Daha çok küçük ve sana ihtiyacı var." dedi gergin, tehditkâr bir sesle. Sonra, "Ben oğlum için fedakârlık yapıp seni yeniden hayatıma kabul ederken sen onun için ne yapmayı düşünüyorsun?" "Şunu iyice kafana yerleştir. Oğlum bundan böyle benimle yaşayacak."
Oğlundan ayrılma korkusu iliklerine kadar işlemişti Eylül'ün. Ali oğlunu vermemekte kararlı görünüyordu ve o dediğini yapardı mutlaka. Bembeyaz bir yüzle Ali'yi dinlerken yukarıdan gelen ses Eylül'ün yerinden fırlamasına neden oldu. Hızla merdivenleri tırmanırken Ali onu takip ediyordu. Odaya girdiğinde küçük çocuk ağlayarak yataktan inmeye çalışıyordu.
Eğilerek çocuğu kucağına aldı. Ona sarılırken onun için her şeyi yapabileceğini biliyordu. "Sen çiş yapmışsın, hım başka şeylerde yapmışsın galiba." dedi şefkatle. Yatağın kenarında yerde duran malzemeleri alıp çocuğu yatağa yatırdı. Altını temizlendikten sonra yeniden bezlenmemek için, her seferinde âdeta küçük bir savaş veriyordu. Çocuk bir an duraksamış, ilgiyle onu seyreden adama bakarken tanımış, gülümsüyordu.
Eylül, bu arada yeni bezi bağlayıp temiz giysilerini giydirdi. Hayretle oğluna baktı. Babasının kollarına atılmak için çırpınıyordu.
Yeniden salondaydılar. Eylül kanepede dalgın, düşünceli gözlerle Bartu ile oynayan Ali'yi seyrediyordu. Bambaşka bir Ali vardı karşısında. Özlemle, yıllardır gizlice kendine bile itiraf edemediği manzarayı, yüreği burkularak izledi.
Genç adam oğlu ile oynarken katı, mesafeli kimliğinden şefkatli, sabırlı bir babaya dönüşmüştü. Onunla konuşurken keskin yüz hatları yumuşuyor, oğlunun defalarca sorduğu sorulara sabırla cevap veriyordu. Bir insan iki günde nasıl bu kadar değişirdi?
Oysa' iş' Ali için her şey demekti. Dakikalar bile onun için çok kıymetliydi. Balayından sonra Ali'yi ancak geceleri görebiliyordu.
Evlilikleri boyunca Ali onu eve mahkûm etmişti. Zaman zaman çok kısa da olsa Ali'yle baş başa kalmak ya da tıpkı diğer evli çiftler gibi bir yerlere gitmek istiyordu. Bu isteklerini dile getirdiğinde ise Ali çılgına dönerdi.
Yine bir pazar günüydü. Okuldaki öğretmen arkadaşları hafta içinde, hafta sonunu birlikte geçirmek amacıyla gezi düzenlemişlerdi. Okulda sık sık bu tür programlar düzenleniyor, doğal olarak Eylül de davet ediliyordu. Eylül her seferinde bir bahane bulup geri çeviriyordu. Ama bu defa durum farklıydı. Arkadaşlarını her defasında reddetmekten utanmış, bu geziye gitmeye karar vermişti. Bir hafta boyunca Ali'yi nasıl ikna edebileceğini düşünmüş ve felaketle sonuçlanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İHANET(Tamamlandı)
RomansaİHANET Yıllar önce kendisini bir başkasıyla aldatan eski karısının yeniden İstanbul'a döndüğünü tesadüfen öğrenen ünlü iş adamı Ali Haznedar, büyük bir öfkeyle onun peşine düşer. Bu defa onu bırakmayacaktır ve intikamını almaya kararlıdır.