2.BÖLÜM

21.8K 1K 39
                                    


2.BÖLÜM

Ders bitiş zilinin çalmasıyla birlikte çocuklar neşe içinde toparlanıyorlardı. Eylül, yorgun gözlerle masasının üzerinden onları izliyordu. Birlikte yoğun bir gün geçirmelerine rağmen enerjilerinden hiçbir şey kaybetmemişlerdi.

"İyi günler öğretmenim.''

"İyi günler çocuklar ." dedi gülümseyerek. Çocuklar gruplar halinde sınıftan çıkıyorlardı.

İstanbul'un eski semtlerinden Feriköy'deki bu tarihi okula tayininin çıktığını öğrendiği ilk günlerde çok tedirgindi. İstanbul'a yeniden dönmek... her şeye yeniden başlamak... yeni bir çevreye girmek, endişelenecek o kadar çok şey vardı ki o günlerde... Alışmıştı yıllardır Bursa'nın deniz kenarında, yeşillikler içerisindeki sahil kasabasında yaşamaya. Zeytin ve kestane ağaçlarıyla dolu sessiz, sakin bu şirin yeri görür görmez sevmişti. Cana yakın sımsıcak insanları onu ve ailesini hemen kabullenmişler, onlara kucak açmışlardı.

Kim bilir şimdi ne yapıyorlardı... Özlemle bir müddet daha geride bıraktığı arkadaşlarını düşündü...

Ama hayat devam ediyordu. Yeni okuluna tayin olduktan sonra endişeleri zamanla azalmaya başlamıştı. Okuldaki arkadaşlarının anlayışlı tutumu, öğrencilerinin sevgisi bir hayli yardımcı olmuştu yeni okuluna alışmasına. Rahatsız bir şekilde yerinden kalkarak pencereye doğru ilerledi. Bahçede soğuk havaya aldırmadan neşe içinde oynayan çocukları seyrederken unutmaya çalıştığı geçmişi, hızla gün yüzüne çıkıyordu...

Geriye dönüp baktığında tüm yaşanılanları birkaç dakikaya sığdırabiliyordu. Ali ile rüya gibi başlayan aşkları evlilik ile sonuçlanmış, bir müddet sonra karabasana dönüşmüş ve sonunda çok kötü bir boşanmayla sonuçlanmıştı. Boşanalı yıllar oluyordu, kim bilir belki de o yeniden evlenip aile kurmuştu. Bu düşünce bıçak gibi yüreğine saplandı. Yoksa hâlâ ona onca acıları çektiren, ona güvenmeyen, onu ahlâksızlıkla suçlayan adama karşı bir şeyler hissediyor olabilir miydi?

Korkuyla bu düşüncesini unutmaya çalışarak hızla masasına döndü.

Bunca yıl kendisine, çok sevdiği teyzesine, "Biz boşandık, ben onu unuttum" demişti. Geçmişi İstanbul'da bırakarak Bursa'nın küçük kasabasında oğluyla, teyzesiyle yeni bir hayat kurmuşlardı kendilerine. Yıllar sonra, teyzesinin hastalığı her şeyi değiştirmişti ve yeniden çocukluğunun, öğrencilik yıllarının geçtiği İstanbul'a taşınmak zorunda kalmışlardı...

Çıkmadan önce sınıfı kontrol etti. Çocuklar her zaman bir şeyler unutabiliyordu, sıralarının üzerlerinde unuttukları birkaç parça eşyayı toplayarak köşe dolabının içine koydu, sonra öğretmenler odasına doğru ilerledi.

"Bakıyorum bugün çok acelecisin."

Bakışlarını şaşkınlıkla sesin geldiği yöne doğru yöneltti. Dalgın bir şekilde öğretmenler odasında giyinirken odada birinin olduğunu fark etmemişti.

"Kusura bakma Şevket abi, burada olduğunu fark edemedim. Teyzemi hastaneye ziyarete gidiyorum, geç kalmak istemiyorum." dedi üzgün bir sesle.

"Geçmiş olsun kızım, nesi vardı teyzenin?''

Aceleyle mantosunun düğmelerini ilikliyordu. "Solunum yolları ile ilgili bir hastalık, tam teşhisini koyamadılar.''

"Hay Allah! İnşallah önemli bir şeyi yoktur, tekrar geçmiş olsun kızım. Yardım edebileceğimiz bir şey varsa söyle.''

"Teşekkür ederim Şevket abi," dedi gülümseyerek sonra masanın üzerinde duran çantasını alarak odadan çıktı.

İHANET(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin