Tren

3K 84 15
                                    

Albus trende ürkekçe ilerledi. Babasının o laflarına rağmen, seçileceği binayı düşünmeden edemiyordu. Slytherin'e seçilirse James ne derdi ? Ailesi ona nasıl davranırdı? Babası ona kendi okul anılarını anlatırken kendini hep bir Gryffindor olarak hayal etmişti. Peki ya şimdi Gryffindor'a seçilmezse ? O zaman ne olacaktı ? Rose nereye seçilecekti? İyi arkadaşları olacak mıydı ? Ya seçmen şapka? Babasına yaptığı ayrıcalığı kendisine de yapacak mıydı ? Tüm bunlar aklında dönüp dururken birdenbire:

"Ah !" diye bağırdı. Bir çocuk ona çarpmıştı ve Albus yere düşmüştü. Canı çok acıyordu.
"Ah, çok pardon. Sen.. Sen iyi misin?"
"Ah,şey.. Evet elbette..."
İnce uzun bembeyaz ellerin yardımıyla ayağa kalktı.
"Merhaba, benim adım Sam." Dedi çocuk. Oldukça telaşlı gözüküyordu.
"Albus Severus Potter." Diye mırıldandı.
"Memnun oldum Albus. Sanırım sen de 1. Sınıflardansın." Dedi çocuk rahatça.
"Eh şey.. Evet. Bunu..Bunu nereden anladın ?" diye sordu Albus.
"Hemen hemen benim boyumdasın ." Diyerek sırıttı çocuk.

Albus gülümsemekle yetindi. Tam o sırada, "Hogwarts treni kalkıyor !! Yolcular yerlerine !" diye bağıran tren görevlisinin sesini duydu ve aceleyle :
"Sanırım kendime boş bir yer bulmam gerekiyor. Tanıştığıma memnun oldum Sam." Dedi telaşla.
"Evet ben de. Bizimle oturmaya ne dersin Albus ? Seni abimle tanıştırmayı çok isterim." dedi isteklice.
"Şey, üzgünüm. James ve Rose benim için bir yer tutmuşlardır bile." Dedi.
"Öyleyse sonra görüşürüz ." Dedi gülümseyerek.
"Görüşürüz." Diye ekledi.

Albus hızla kuzeninin ve kardeşinin olduğu kompartımanı buldu ve James'in karşısındaki koltuğa oturdu.

"Nerede kaldın Al?" diye sordu James telaşla.
"Hiiç, sizi arıyordum." Dedi geçiştirerek.
"Tren kalkarken sana el sallayamayacak diye annemin ödü koptu" diyerek sırıttı James.

Anında zeminin ayaklarının altında hareket ettiğini fark etti. Tren artık hareket ediyordu. Telaşla camdan aşağı bakarak annesini ve babasını bulmaya çalıştı. Aynı anda Rose da cama yapışmış kendi ailesini bulmaya çalışıyordu. Birden,

"Ah, İşte oradalar !" diye bağırdı Rose.
James de hemen cama doğru atıldı. Hepsi aynı anda el sallamaya başladılar. Rose gözleri dolmuş bir şekilde:
"Hoşça kal anne ! Hoşça kal baba ! " diye bağırdı. 
Albus da onlara el salladı. Tren artık iyice hızlanıyordu ki annesini ağlarken, yengesini de ona el sallarken gördü. Onları çok özleyecekti. Ama şimdi ağlamanın sırası değildi. Daha önünde koskoca bir yol vardı. Şimdiden James'in ağzına laf vermek doğru olmazdı...

Merhaba ! Bir Potterhead olarak Harry Potter'ın devamı niteliğinde "Albus Severus Potter ve Maceraları"nı yazmaya başladım. Aslında ilk olarak bu hikayeyi Facebook'taki Potterhead adlı sayfamda 6 Ağustos 2012 tarihinde yazmaya başladım.Sonrasında bazı geçerli nedenler sebebiyle 16 Eylül 2012'de 6. bölümü de yayımladıktan sonra hikayeye ara verdim. Her zaman devam ettirmek istedim ve şimdi fırsat buldum. Hikayeyi Facebook sayfamdan da takip edebilirsiniz ayrıca sayfamı beğenirseniz sevinirim. Eğer yeterli beğeni alırsa yazacağım diğer bölümleri de Wattpad'den yayımlamaya devam edeceğim. Yeterli beğeniye ulaşmaz ise Facebook sayfamdan sürdürmeyi planlıyorum. Okuduğunuz için teşekkürler ! Yorumlarınızı bekliyorum.

Albus Severus Potter ve MaceralarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin